'Avukat-Hakim-Savcı Tüm Hukukçular Omuz Omuza!' facebook grubu üzerinden yapılan paylaşım günün konusu oldu.

Söz konusu paylaşımı yapan Avukat, hukukihaber.net'e özel yaptığı açıklamada bir avukat arkadaşı ile birlikte başından geçen olaya 'Biz sadece yapılan şeylerin yanlış olduğunu, hakim ve savcıların avukatlara bir yargı mensubu olarak saygı ve nezaketle davranmaları gerektiğini söylemek istedik' diyerek tepkisini dile getirdi.

İşte o diyalog;

Yer: Bakıköy adliyesi

Tarih: 27.02.2017

Bir dosyayı incelemek üzere savcının huzuruna!!! çıkılır. Savcı ile aramızda geçen diyalog;

S: Ne vardı

A: Bir x dosyayı incelemek için geldik

S: olmaz efendim, dosya böyle incelenmez,izin vermem, İstanbul barosuna kayıtlı 20 bin avukat var, her önüne gelene dosyayı inceletmeyiz, biz burada insanların hakkını koruyoruz......

A: Savcı bey, bizim vekaletimiz var

S: vekaletiniz olabilir, bakayım(bakıyor bu arada), yetki belgeniz de olacak, öyle dosya inceletmem, olmaz, vermem....

A: savcı bey, buyurun yetki belgemiz de var

S: olmaz efendim olmaz, tamam vekaletiniz var,tamam yetki belgeniz var ama dosya böyle incelenmez, önce şu formu dolduracaksınız, sonra kimlik fotokopinizi de ekleyeceksiniz, sonra sonra.....sonra.....

Sonuç: Yaşanan bu diyaloğu kendi adıma o kadar gereksiz ve saçma buldum ki, anlam veremiyorum. En başta vekalet ve yetki belgesi var mı diye sorul-ma-ması, aslında bütün olayı özetliyor. Tabi bu diyalog yaşanırken savcı beyin 'neden geldiniz' tavırları ve işe yüksek ses tonuyla ve fırçalarcasına tavrıyla başlaması ise akıl ve mantıkla bağdaşır gibi değil. Bu tavırları maalesef hakim ve savcılarımızda sık sık görüyorum ve üzülüyorum. Biz bu insanlara bizim amirimiz olmadıklarını ve bize saygı ve nezaketle davranmaları gerektiğini nasıl anlatacağız???

Not: Bu gibi olayların yaşanmasına katkısı olan meslektaşlarım için de ayrıca üzülüyorum. Sen hakimin karşısında taleplerini cubbenin önünü ilikleyerek!! dilenirsen sonuç böyle olur. (hukukihaber.net)

İşte o paylaşıma yapılan yorumlar;

- O savcıya, burası Bakırköy adliyesi burada 100-200 tane savcı var, ben nereden bileyim sizin savcı olduğunuzu şöyle çıkarın da bir kimliğinizi görelim demek lazım.

- Yani vekaletname dışında yetki belgesi istenmiş samimi olarak soruyorum böyle bir belge nereden temin edilir?

- Biz bu işi ilk defa yapmadığımızı ve inceleme hakkımız olduğunu söyledik. Talebimiz kabul edildi ama buna daha çok sinirlendiler. Bu öfkenin sebebi nedir, bilmiyorum.

- Avukatlık Kanunu 2.Madde'yi uygulama nezaketi gösterseymiş sayın savcı keşke...

- Cidden yetki belgesi nedir kimden alınır. İlk defa duydum cahilliğimi mazur görün

- Yetki belgesi Vekaletnamedeki avukat dışında başka bir avukatın işleri yürütmesi için Vekil avukat tarafından düzenlenen yetki belgesidir.

- Mahkemelerde uygulamasına şahit oldum da, savcılıkta pek görmedim.

- Benim sana saygı gösterip bacak bacak üstüne atmamam öyle bir iyilikle ben senin bana abilik etmeni değil aynı nezaketi göstermeni gerektirir saygı gösteren meslektaşlarıma söyleyecek sözüm yok fakat bu nezaket içinde haklarını koruyamam evet efendim CLR senindir

- Ses tonumuzu aynı desibele ayarlayacağız, ne bir fazla ne bir eksik ve tabi üslubumuzu da. Bence yapılması gereken bu.

- Ben yapmaya çalışıyorum ama fetö Savcılarında olmuyor malesef. Müvekkiliniz aman diye gözünüzün içine bakıyor. Zaten bu süreçten sonra Savcıların genelinde bir üslup bozulması oluştu.

- Üstad fetö'de kolluk bile farklı muamele yaptı bize. Hatta biri ifadede; " bunları nasıl savunuyorsunuz" dedi. İşte ülkemin hali.

- Bir gün başlarına bir dert gelip de sonunda avukat tayin ettikleri meslektaşımız aynı muameleyle karşılaştığında hatalarını anlayacak kişilerin savcı yapılmaması daha doğrudur. Ceza usul yasaları makam sahiplerinin kafalarına göre uygulayıp uygulamayacakları normlar değildir. Bunu bir hukukçunun bilmemesi düşünülemez.

- Yine Bakırköy adliyesinde, savcının yanına girdim. Talebimi söyleyince bağırarak ve tartışma tonunda karşılık verdi. Talebimin ne kadar saçma olduğu benim gerçekten hukuk fakültesi mezunu olup olmadığımı falan sorunca, otomatik olarak aynı şiddetteki ses tonu ve üslupla karşılık verdim. Sonuçta madem talebim bu kadar saçma yazılı olarak reddedin, dışarıda bekliyorum dedim. Talebim kabul edildi.... (Tutuklu ile ilgili bir konu değildi tabii.)

- Genelde yazılı ret isteyince geri adım atıyorlar ancak o davranışlar nedeniyle en az bir günümüz zehir oluyor. Tebrik ederim.

- Aynen öyle o günüm berbat olmuştu, katibe hanım da pin pon maçı seyrediyor gibi bir savcı beye bir bana bakıyordu. Tamam çok yoğunlar. Ama ne gerek var ki bunlara.

- Sadece bize karşı nezaket yetmez , herkese eşit davranmalı , saygılı ve nazik olmalılar

- Bir seferinde hakkımda bir savcılık şikayeti olmuştu. Takip borçlusu uydurma bir iddiayla ve soyut şekilde beni suçlayan bir dilekçe vermişti. 

Böyle şikayetlere alışkın olduğum kadar abdestimden de şüphem olmadığı için daha önce yaptığım gibi ve usule de uygun olduğu şekilde savunmamı yazılı verdim. 

Avukat suçlarına bakan savcı bizim ofisi bizzat arayarak sekreterime "avukat bey mecbur değil ama hakkında bir soruşturma yapacağım için bizzat tanışmak istedim" türünde bir cümleyle beni davet etti. 

Ben de böyle nazik bir çağrı alınca , tamamen mesleki nezaket kuralları çerçevesinde düşünerek kendisini ziyarete gittim. 

Odasına girdiğimde yanında bir misafiri vardı. Katibi de bilgisayar masasında oturuyordu. Kendimi tanıttım. Yer göstermediği gibi "Avukat Bey kimliğinizi verin de katibe hanım tespitini yapsın" türü bir söz söyledi. 

Ben bir an boş bulundum , kimliğimi katibe uzattım. Kadın bana emir kipiyle "şuraya geç , şöyle dur" türü sözler eşliğinde ayakta ifademi almaya başladığını farkettim ve şafak attı. 

"Ne diyorsunuz hanımefendi , verin şu kimliğimi de!" diyerek elinden çekip aldım. 

"Siz utanmıyor musunuz benimle senli benli ve emir kipiyle konuşmaya" diye kadını azarladım. Kadın şaşkınlık geçirirken misafiriyle birlikte beni izleyen savcı "Avukat Bey lütfen" diye söze karışacak oldu ona da çıkıştım :

"Ne lütfeni savcı bey, nezaketen davet ettiniz diye nezaketen geldim, uğradığım muameleye bakın ! Siz yer göstermediniz, katibiniz de saygısızlık yapıp duruyor. Buraya ifade vermeye gelmedim. Eline kalemi kağıdı alan bizi şikayet ediyor diye sağlıklı bir koruma duvarımız yok diye , hakkımızda şikayet var diye sizden özür mü dileyeceğiz. Dosyada yazılı savunmam da somut delillerim de mevcut, neyi gerektiriyorsa gereğini yaparsınız" 

Çıktım odadan gittim.

Ben o hareketi yapmasam katip evde akrabalarına , komşularına hava atmaya devam edecek "biz avukatları şöyle ayağa dikiyoruz , böyle sorguya çekiyoruz" diye , savcı da aynı muameleyi başka meslektaşlarıma yapacak... 

Kim suç işliyorsa cezasını hakkıyla çeksin. Başta biz avukatlar olmak üzere , ama mesleki üstünlük taslayarak hukukçuların birbirlerini horlama çabası 2017'nin medeniyet düzeyine yakışmıyor. 

İşimizi görgü ve nezaketle yapmaktan kimseye bir zarar gelmez. Gereğini yapmamaktan zarar gelir. 

NOT: Anlattığım olay en az 10 senelik meseledir. Ama işler daha da kötüye gitmiştir.

- İyice kendilerini şaşırdılar. Liyakat Ve kültür sahibi olmayan hukukçulara vatandaşın hakları teslim ediliyor. Anlamadıkları şu; sıkıntı verdiğin sadece avukat değil, onun temsil ettiği vatandaştır. Yani halk. Bunlar Topluma zarar veriyorlar.

- Bu olaylar kişisel olsa da toplumsal saygı kavramı bitmesinden dolayı. Burdan bile hakim savcıya kuferederek kendımı ifade etme hakkım var dıyen meslektaşlar olunca ve hakim olunca gecmışdekı bulunduğu yerı unutan meslekdaşlar olunca bu sonuçlar kaçınılmaz.

- Yani sayfada çok saygıdeğer genç hukuklular/hukukçular olduğu kadar hukukun ne anlama geldiğinden bihaber , içi boş diplomalar almış insanlar da gördüm. 

- Maalesef bu insanlar avukat olarak toplumun başına yeterince dert açacakları gibi bir de torpil , hile vesaire (ki geçmişte buz gibi örnekleri olduğu için kimsenin aksini iddia edeceğini sanmam) bir de hakim/savcı yapılarak oluşacak son durumda yürüyen kibir bombaları olarak toplumun başına neler getireceklerini düşünmek bile istemiyorum. 

- Bu kadar ağır makamlar insanı şaşırtır. Cehalet düzeyi arttıkça şaşırma düzeyi de artar. Bu da topluma ağır zarar ve adaletsizlik olarak yansır.

- Yaşananlar yaşanacakların teminatıdır.

- Savcılar hakimler kendilerini bu adliyenin tek sahibi sanıyorlar. avukatlarla iştirak halinde ortak olduklarını unutuyorlar azizim.

(hukukihaber.net)