İzmir Barosu avukatlarından Göknur Davgan, Ceza Muhakemeleri Kanunu’na (CMK) göre Diyarbakır’da yakalanan ve cezaevinde olan bir kişinin avukatı olarak görevlendirildi. Zanlının savunmasını yapmak üzere görev alan Avukat Göknur Davgan, cezaevindeki müvekkiliyle hiç görüşemeden son duruşmaya girdi.

Mahkeme heyeti, suçlamalarla ilgili olarak Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’ni kullanarak Diyarbakır’daki bir mahkeme aracılığıyla yargılanan kişiyle görüntülü ve sesli bağlantı kurdu. Duruşmada sanığı dinledikten sonra son savunma için avukatı Göknur Davgan’a söz hakkı verildi. Avukat Davgan, müvekkilinin CMK müvekkili olduğunu, cezaevinde olduğunu, Diyarbakır’da olduğunu, maddi imkansızlıktan dolayı müvekkiliyle birebir görüşemediğini belirterek savunma için müvekkiliyle özel görüşme yapması gerektiğini belirtti. Hakim, bu özel görüşmenin nasıl olacağını sorduğunda ise Avukat Davgan, şartların bu özel görüşmenin şu an duruşmada kullandığımız SEGBİS sistemi dışında bir imkan sağlamadığını söyledi.

HAKİM DIŞARI ÇIKTI

Hakimin ısrarlı sorusu üzerine Avukat Göknur Davran, duruşma salonunda kimse kalmazsa, bu sistemi kullanarak müvekkilimle özel görüşme yapar ve son savunmasını mahkemeye verebileceğini söyledi. Hakim, duruşma salonunu terk etmek konusunda bir an tereddütte kalsa da, adaletin gerçekleşmesi adına, Avukat Göknur Davgan’ı müvekkiliyle duruşma salonunda yalnız görüşebilmesi için duruşma salonunda dışarı çıktı. Avukat Göknur Davgan, müvekkiliyle görüşmesini tamamladıktan sonra hakimi çıktığı duruşma salonuna davet etti.

MÜVEKKİL CEZA ALDI

Duruşma sonunda müvekkili ceza alan Avukat Davgan, hakimi duruşma salonunun dışına çıkması konusunda ikna ederek Türk yargı sisteminde bir ilk gerçekleşmiş oldu.

ADİL YARGILAMA

Duruşma sonrası konuşan avukat Göknur Davgan, “Bir avukat olarak Anayasa’mızın adil yargılanma hakkını düzenleyen 36. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. Maddesine dayanarak, müvekkilim ile duruşma esnasında hakim ve mahkeme çalışanlarının bulunmadığı bir ortamda görüşmeyi talep ettim. Bu talebim doğrultusunda mahkeme heyeti duruşma salonundan ayrıldı ve bende müvekkilimle görüşmemi sağladım. Akabinde görüşmemizi sonlandırdıktan sonra mahkeme heyetini tekrar duruşma salonuna çağırdım ve savunmamı yaptım. Avukat olarak müvekkilimin adil yargılanması benim için mesleki olarak önemli olduğu kadar vicdani olarak da çok önemliydi, nitekim gün sonunda mesleğimi gereklerine uygun olarak icra etmenin mutluluğu ve gururunu yaşadım” dedi. (Ali Eyce - Medya Ege)

HUKUKÇU YORUMLARI

'SEGBİS sisteminin bir de baro/avukat versiyonu olmalı' diyerek olayı yorumlayan hukukçulardan farklı görüşler geldi.

Benzer sıkıntıları yaşayan avukatlardan habere ilişkin yapılan yorumlar şöyle;

- Ordu cezaevinde bulunan birisi için Samsun'daki yargılaması için müdafi olarak atandım, sanık avukat ile görüşmeden savunma vermeyeceği için iki duruşma geçti. Ordu'ya özel imkanlarım ile gidemeyeceğim ve masraf karşılanmadığı için, son duruşmada SEGBİS le görüşme talebimiz zapta geçirildi. Başsavcılık aracığılı ile Bakanlık'a sorduk, maalesef talebimiz reddedildi. Kayıt altına alınmadan özel görüşme mümkün değil. Kesinlikle adil yargılanma hakkına aykırı, sanığın bulunduğu yerden de yeniden bir avukat atanmalı bu durumda, bir dosya için iki avukat görevlendirilmiş olacak bu durumda da.

- Bence burada bir takdiri de hakim hak ediyor.

- Neyi tebrik ediyorsunuz? Diyarbakır'da tutuklu olan kişiye Diyarbakır'da avukat atanmalı, ikisi birlikte segbisten duruşmaya katılmalıydı.. Diyarbakır'daki tutuklu ile segbis ortamında görüşme yapmak savunma hakkının bizzat avukat tarafından kısıtlanmasıdır. Avukat bu konuşmanın segbis sistemine kaydedileceğini öngörmeden müvekkili ile görüşmesini kayda aldırmakla hata etmiştir.