İstanbul Barosu'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle;

"Geride bıraktığımız hafta içinde, bazı kişiler tarafından çeşitli illerdeki duvarlara asılan “hudut namustur” pankartları nedeniyle açılan soruşturmaların geldiği son nokta, savunma avukatlarının görev yapmalarını engelleyecek bir tehdit, şantaj ve linç kampanyalarının yaşanmasına neden olmaktadır.

Soruşturmanın yönünü değiştirmek, suç uydurmak amacıyla, pankart asan kişilerden birisinin alıkonulması ve tehditle video çekilmesini takiben, yapılan girişimler üzerine gerçeğin ortaya çıkması, bu kez de savunma avukatı meslektaşlarımızın tehdit edilmesine yol açan yeni bir süreci ifade etmiştir.

Baromuz helen süregelen bu tehditlerin doğuracağı muhtemel sonuçlarden duyduğu tedirginliğin ciddiyeti karşısında, bunları meslektaşlarımız ile birlikte karşılamakta ve onların yaptığı kolluk ve savcılık başvurularında ortaklaşmaktadır.

Bu vesile ile bir kez daha; avukatın görev yapmasını doğrudan avukata yönelik tehditle engelleyen bir davranışın, ayrıca suç oluşturması bir yana savunma hakkından bihaber hukuksuz bir ülke özlemi olacağını bir kez daha ifade ederiz. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren bir bakış açısı sadece sığ bir yaklaşım değil, hukuk devleti idealinin kurumsallaşmasındaki savunma hakkının yerini ve önemini de bilmemektedir.

Diğer yandan, öteden bu yana ifade ettiğimiz gibi, Savcılık makamının “etkin soruşturma” yoluna gitmemiş olması, yaşanan olayların üzerinden günler geçmiş olmasına karşın bir “ifade” sürecinin dahi başlatılmamış olması, yaşanan tehditlerin cesaret kaynağı olmasının nedenidir.

Bu bağlamda; öncelikle Savcılıklar tarafından etkin bir soruşturma yapılmasını, meslektaşlarımızın can güvenliğini tehdit altında bırakan unsurların tesbitini, kolluk tarafından korumanın sağlanmasını, bu konulardaki resmi makamlara yapılan başvuruların ivedilikle sonuçlandırılmasını beklerken, Baro olarak da meslektaşlarımızın yanında sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz."