Sakarya Barosu Avukat Hakları Merkezi tarafından ‘Avukat Hakları, Disiplin Hukuku, Mesleki ve Güncel Sorunlar’ konulu panel düzenlendi. Sakarya Üniversitesi Sabahattin Zaim Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele, avukatlar ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.

Panelin moderatörlüğünü Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak yaparken, konuşmacı olarak; Ankara Barosu Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, İstanbul Barosu’ndan Av. Ömer Kavili ve Gaziantep Barosu’ndan Av. Muharrem Ercan katıldı.

Panelin sonunda Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak ve Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Hikmet Epözdemir, konuşmacılara katılımları dolayısıyla Sakarya Barosu’na ait ‘Adalet Saati’ ve çiçek takdim ederek teşekkür etti.

'Hukuk Fakültelerinin çokluğu iyi hukukçular yetiştirmez'

Öncelikle emeği geçen herkese ve konuşmacı olarak katılan meslektaşlarına teşekkür eden Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak, “Şu anda 125 bine yakın kayıtlı meslektaşımız var. 10 yıl öncesine gittiğimizde mevcut şuan ki sayımızın asgari 5 katı aşağısında bir avukat sayımızın olduğunu görüyoruz. Bu noktada Hukuk Fakültelerinin 100’ün üzerinde bir sayıya ulaşmış olmasının amacı, iyi bir hukukçu yetiştirmeye yönelik olmadığını görüyoruz. Avukat, hâkim, savcı ve noterlerin aynı anda devlet yeterlilik sınavına girmesi gerekiyor. Noterlikteki önce sıraya girmiş, önce doğmuş olmak ve önceden sıra kapmış olmak hak bilinci konuşan ve adalet bilinci oluşmuş toplumlarda kabul göremez, mümkün değil. Önce doğmuş olmakla çok büyük avantajlar elde ediyor olmak ne kadar adaletlidir” diye konuştu.


Avukat, hâkim ve savcıya aynı sınav

Başkan Burak, “Yargının temel üç unsuru; sav, savunma ve karar. Sav ve karar sınavla alınacak ama avukatlığa gelince sınavla alınmasına gerek yok. Yani burada bir eşitsizlik var. Bu sebeple yargının tüm unsurlarının beraber, aynı anda aynı sınavdan geçmesini istiyoruz. Avukatlıkta hâkimlik kadar değerli bir meslektir. Kamusal yönüyle ağır basan bir görevdir” dedi.

“Tüm hukukçulardan dileğimiz ve ısrarımız: Hakka, hukuka sahip çıkmaktır”

Sakarya Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkanı Av. Hikmet Epözdemir, hukukçuların müşterek temel noktasının hukuk olduğunu ifade etti. Epözdemir, “İnsan hakları savunucularının sıklıkla kullandığı bir deyim var; insan, hakları ile insandır. Avukatta hakları ve savunduğu haklarla avukattır. Siyasi görüşümüz, partimiz, felsefemiz, dinimiz ve mezhebimiz ne olursa olsun hepimizin müşterek olması gereken nokta hukuk ve hukuk mücadelesidir. Tüm hukukçulardan dileğimiz ve ısrarımız: Hakka, hukuka sahip çıkmaktır” şeklinde konuştu. 

Bu duygu ve düşüncelere bağlı olarak panel düzenlediklerini ifade eden Epödemir, şöyle devam etti: “Konuşmacı olarak panelimize katılan, Ankara Barosu Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, seçildiği günden itibaren hukuka, mesleğe sahip çıkışı ve duruşu ile bize nefes aldırtan takdir ettiğimiz bir başkanımız.  Av. Ömer Kavili ise nerede haksızlık hukuksuzluk varsa oradadır. Av. Muharrem Ercan da Türkiye’de ilk defa silahların eşitliği dediğimiz kürsü eşitliğini sağlayan, hâkim ve savcı ile avukat olarak aynı kürsüde oturarak eşitliği sağlamıştır. Konuşmacılarımız bu anlamda bizlere oldukça katkı sağlayacaktır. Hepsine katılımları dolayısıyla teşekkür ediyorum” dedi.

İşçi avukatlık mesleğin bağımsızlık özelliğiyle bağdaşmıyor

Sakarya Barosu’na ve Sakarya Üniversitesine çok nazik davetleri ve ev sahipliği için Ankara Barosu adına teşekkür eden, Ankara Barosu Başkanı Av. R.  Erinç Sağkan, “İşçi avukatlık, mesleğimizin en önemli özeliği olan bağımsızlık özelliğiyle çok fazla bağdaşan bir çalışma yönetimi ve biçimi değil. Çünkü avukatlığın aslında bakarsanız en önemli kısmı ve özelliği; bir işi alıp almamakta veya aldığınız işe devam edip etmemekteki özgürlüğünüz ve bağımsızlığınızdır. Ama çalışan olduğunuzda bu bağımsızlığı sağlamak pek mümkün olmuyor, önünüze verilen dosyaya bakmak durumunda kalıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

En büyük mesleki sorun: Okumamak

Ayrıca en büyük mesleki sorunun okumamak olduğunu söyleyen Sağkan, “Kanun okumakla olmuyor, ders kitaplarını çok iyi ezberlemekle de olmuyor. Maalesef işin sosyolojisini ve felsefesini katmadığınız müddetçe çok ama çok eksik bir eğitim almış oluyorsunuz” dedi.


 

Uygulamanın ne olduğu gösterildi

Gerçekleştirilen panelin oldukça faydalı geçtiğini söyleyen Av. Ömer Kavili ise, “Geleneksel okul eğitimlerinde, hocalar tarafından sadece teorik konuşmalar ve açıklamalar yapılır. Ama bugünkü panel de gördüm ki hem Hukuk Fakültesinin aydınlık yöneticileri hem de baromuzun yönetimi bu iki kurumu birleştirip; öğrencileri daha öğrenci iken uygulamanın sorunlarıyla tanıştırıp, öğrencilere sadece teorik değil uygulamanın ne olduğunu da göstermiştir. Bu yönüyle salonda heyecan yüksekti” ifadelerini kullandı.

'Öğrencileri anlıyorum fakat hak vermiyorum'

Devlet yeterlilik sınavı hakkında öğrencilerden çok soru gelmesi hakkında da açıklamalarda bulunan Kavili, “Öğrenciyken avukat statüsüne kolayca girmeyi düşünmeleri, öğrencilerin düşünüş biçimine uygun. Ancak avukatlık mesleğine girdikten sonra yapılan hatalar nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanırken keşke bu mesleğe girmeseydim diyen çok fazla meslektaşımız oluyor. Öğrencilerin şuan ki beklentisiyle uygulamanın gerçekliği farklı noktalardadır. Bu bakımdan öğrencilerin bakış açısını anlıyorum fakat onlara hak vermiyorum. Çünkü uygulamada gerek kendilerinin gerekse ailelerinin ve yakınlarının hak kaybına uğramalarına razı olur musunuz diye sorsak hayır diyeceklerdir. İşte o hayır kavramının süzgeci şimdilik devlet yeterlilik sınavı gibi görünüyor. Ancak onun başka mekanizmaları da olmalı ve barolara bir kere kayıtlı olmak avukatlık mesleğini sürdürmek için yeterli olmamalı. Avukatlar her iki yılda bir meslek içi çeşitli kurs ve panellere katılıp, tez savunmalı ve oralardaki yeterlilikleri ölçüsünde avukatlık hizmetine devam edebilmeliler” şeklinde konuştu.

Ayrıca Kavili Sakarya Barosu Başkanı Av. Abdurrahim Burak’a, yönetim kuruluna, emeği geçen herkese ve mesleğe sahip çıkan bütün meslektaşlarına teşekkür etti.