RÖPORTAJ: MEHMET ALİ AY / HUKUKİ HABER

-Avukatlar Sendikası’na neden ihtiyaç duyuldu? Meslek sorunlarının çözümü için barolar varken niye böyle bir ihtiyaç duydunuz?

- Türkiye’de şu an itibariyle 137 hukuk fakültesi, yaklaşık 84 bin avukat ve 45 bin hukuk fakültesi öğrencisi var. Özellikle açılan özel üniversiteler ile, hukuk fakültesi okumanın kolaylaşması söz konusu olup, bir avukat enflasyonu oluşmuştur. 

AVUKAT ENFLASYONU YAŞANIYOR


Bildiğiniz gibi avukatlık bir kamu görevi olmasının yanı sıra aynı zamanda bir serbest meslektir. Avukatlık mesleğinin doğasından gelen ve özünü oluşturan “bağımsızlık” unsuru, oluşan avukat enflasyonu yüzünden geri planda kalmaktadır. Yani meslektaşların pek çoğu, ofis açıp serbest avukat olarak mesleğini ifa edememekte, bir şirketin veya başka bir meslektaşının yanında sigortalı olarak çalışmak zorunda kalmaktadır. Şu anda Türkiye’deki avukatların 1/3’i bu şekilde bağıtlı çalışan avukattır. Verdiğimiz rakamlar düşünüldüğünde, çok yakında avukatların çoğunun bağıtlı çalışan (işçi statüsünde) olacağı aşikardır. Bu da, mesleği ve meslektaşları ciddi anlamda tehdit etmektedir.



RAKAMLAR ÇOK KOMİK…

Bırakınız bir avukatın yanında çalışmayı, yakında meslektaşlar hukukçu dahi olmayan şirketleşmiş yapılarda çalışmak zorunda kalacaklardır. Öte yandan bu çalışma, mesleğin onuruna uygun şekilde de gerçekleşmemektedir. Enflasyonun olduğu yerde ücretler düşer. Avukat enflasyonunun olduğu bu ortamda avukatlık ücretleri komik rakamlardadır. Avukatlar kimi ofislerde gece saatlerine kadar çalıştırılıp, kendilerine sözleşme çevirileri yaptırılıp mesleki gelişimleri de sağlanmadan, fazla mesai ücreti dahi alamamaktadır.

BÜRO AÇMAK ÇOK ZOR

Özellikle İstanbul ve diğer büyük kentlerde büro açmak çok zor giderler çok yüksek. Stajyerlik bittikten sonra kendinizi yetkin hissetseniz dahi büro açacak durumunuz olmuyor. Açsanız da çevirecek müvekkil çevresini bulamıyorsunuz.  Genç olduğunuz için iş almanız da çok zor oluyor.  Asıl sorun burada başlıyor. Genç avukatların hemen hemen hepsi sorunla karşılaşıyor.  Gece yarılarına kadar çalışan avukatlar var. Ve bunun adına ‘esnek’ çalışma diyorlar ama mesai ücretini vermiyorlar. Bu konuda Yargıtay’ın avukatların aleyhine kararı bile var. Bağıtlı çalışanlar mesai saatine uymak zorundalar.  İşleri bitirip çıkmak olmuyor, çünkü uyulması gereken bir mesai saati var ama fazla çalışınca da mesai verilmiyor. Ve bu konuda hak arayan tek kurum yok. Avukatların pek çok sorunu var. 

ARADA UÇURUM VAR

Öte yandan bu şartları kabul etmeyip kendi bürosunu açan meslektaşlarımız ise, iş bulma zorluğu yaşamaktadır. Ofisini yeni açmış bir meslektaşla, çok ünlü hukuk bürolarının gelirleri arasında uçurum olmakla birlikte, sorumlulukları ve aidat ödentisi, pul ödentisi gibi giderleri aynıdır. Bir hukuk fakültesi mezunu stajdan itibaren meslekle ilgili hayal kırıklıklarına başlamaktadır ve anlattığımız bu sorunlar gün geçtikçe artmaktadır.

BAROLAR YETERSİZ KALIYOR

Tüm bu çizdiğimiz tabloda barolar ve Türkiye Barolar Birliği, özellikle genç avukatların ve bağıtlı çalışan avukatların sorunları açısından çok yetersiz kalmaktadır. Baro yönetimleri genellikle işveren avukatların oluşturduğu yapılardır ve meslekte daha yeni olanların sorunlarıyla yeterince ilgilenilmemektedir veya eksik kalınmaktadır. Örneğin, “İşçi Avukatlar” adlı platformun yıllardır verdiği çabayla Türkiye Barolar Birliği tarafından, bağıtlı çalışan meslektaşların işverenleriyle yapacakları bir “tip sözleşme” kabul edilmişse de, Danıştay tarafından bu yönergenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Yürütmeyi durdurma kararında, böyle düzenlemelerin yönerge ile değil yönetmelikle yapılması gerekliliği ifade edilmiştir. Yürütmeyi durdurma kararının üzerinden bir buçuk yıl geçmesine karşın, TBB halen bir yönetmelik hazırlamamıştır.

BAROLARA YARDIMCI OLACAĞIZ

-Sendika, baroların gücünü bölmez mi?

Bölmez. Barolar, zorunlu meslek örgütlerimiz olup, sendika, dernek gibi örgütlenmeler meslek örgütümüzün yerine geçecek örgütlenmeler değildir. Başta, önümüzdeki günlerde gündeme gelecek olan baroların bölünmesi tasarısına karşı çıkmak olmak üzere, meslek örgütümüzün gücü için çalışmayı sürdürecek, fakat eksik yapılan hususlarda da kamuoyu oluşturan bir eleştiri makamı olacağız. Sendikal örgütlenme, gönüllü bir birliktelik ile bürokrasiden uzakta, çok daha dinamik bir yapılanma olacaktır. Çeşitli hukuk dernekleri baroların gücünü bölmediği gibi bizim de öyle bir gayemiz ya da gücümüz bulunmamaktadır. Avukatlar Sendikası, baroların alternatifi olmayıp, zorunlu üyelik sistemi bulunan baroların işlevlerini yerine getirirken aksayan yanları, eksiklikleri tespit ederek barolara bu konularda uyarılarda ve tavsiyelerde bulunan, hukukun üstünlüğünün ve meslektaşların haklarının korunması konusunda barolara yardımcı olan, kamuoyu oluşturma işlevi üstlenen örgütlenmiş bir güç olarak çalışmalarını sürdürecektir.

-Sendikalaşma ile, avukatlık mesleğinin yapısıyla uyuşmayan, klasik bir “işçi” konumu meşrulaştırılır mı?

Sendika, sadece bağıtlı çalışan meslektaşları değil tüm meslektaşları kapsamakla, başlıktaki eleştirinin aksine tüm meslektaşların eşit olduğunu ve meslek onurlarının korunması gerektiğini ifade etmektedir. Tüm avukatların avukatlık mesleğine özgü bağımsızlık gibi özelliklere sahip olması gerektiğini, bunu kısıtlayan durumların ortadan kaldırılmasını savunmaktadır. Örneğin Sendika bu meyanda, radikal bir örnek olarak, kamu avukatlığının (hukuk müşavirliği haricinde)kaldırılmasını, kamuda çalışan meslektaşların serbest çalışmasını ve memur gibi değil avukat olarak çalışmalarını, kamudaki avukatlık işlerinin serbest çalışan avukatlar arasında dağıtılmasını (bunun barolar tarafından tıpkı adli yardımda olduğu gibi yapılmasını) savunacaktır. 



İLKEMİZ BAĞIMSIZLIK

Yine bu bağlamda Sendika, bağıtlı çalışan avukatların bağımsızlıklarını sağlayabilmeleri için onlara uygun yardımın yapılmasını ilk 5 yıl vergi, baro aidatı konularında yardımcı olunmasını, bağıtlı çalışmanın ilk 5 yıldan sonra istisna olarak kalmasını savunacak ve bunun için mücadele edecektir. Sendika, artan avukat sayısına kısıtlama getirecek çözümler bulunması, bağıtlı çalışmanın olabildiğince en aza indirilmesi, indirilemeyen kısmı için de meslek onuruna yaraşır çalışma ortamı ve özlük haklarının sağlanması için mücadele edecektir.

-Sendikalaşmada, karşı taraf (işveren) söz konusudur; serbest çalışan avukatlar da sendikaya katılırsa karşıda muhatap olarak kim olacaktır? Hem bağıtlı olarak çalışan hem de serbest olarak çalışan avukatlar aynı sendikada nasıl yer alacaktır? Mücadele alanları neler olacaktır?

 Sendikalaşma, Türkiye’de özellikle 1980 darbesinden sonra ağır bir darbe yiyerek gerilemiştir. Eskiden meslek sendikaları mevcutken bu dönemden sonra çıkarılan yasalarla meslek esasına göre sendikalaşma yasaklanmıştır. Oysa dünyada sendikacılık, dar işçi-işveren kalıplarına hapsedilmemiştir. Taraf olduğumuz ILO sözleşmelerinde işçi-işveren sıfatıyla değil “çalışan” sıfatıyla herkesin sendikal örgütlenmeleri kurabileceği ifade edilmiştir. AİHM’in önüne gelen pek çok davada Mahkeme, sendikalaşmaya getirilen kısıtlamaların ancak demokratik bir toplumda getirilmesi zorunlu olanlarla sınırlı olabileceğini, bunlar dışında kısıtlama getirilemeyeceğini ifade etmiştir. 

AVRUPA’DA ÖRNEĞİ VAR

Dünya örneklerine baktığımızda avukat sendikaları, yargıç sendikaları vardıR. Bunların en etkililerinden biri Fransız Avukatlar Sendikası’dır. Meslek esasına göre oluşan pek çok sendika mevcuttur. Bununla beraber, Yargı-Sen örneğinde verilen karar (meslek esasına göre sendika kurulamayacağı, hizmet kolu esasına göre kurulması gerektiği) her ne kadar AİHM önünde görülmekte olsa da, bu iç hukuk kararı uyarınca biz de tüzüğümüzde bir iş kolu seçmiş bulunmaktayız. Fakat doğrusu meslek sendikacılığı önündeki yasağın kaldırılması olup, Sendika bunun için de mücadele edecektir.
Avukatlar Sendikası, İş Kanunu’na göre işçi olarak çalışan (bizim tüzükte “bağıtlı çalışan” olarak ifade ettiğimiz) meslektaşlarımızın haklarını savunurken, karşısında muhatap olarak işveren avukat ya da işveren kurum (şirket gibi) olacaktır. İleride sendikamız oturunca, işverenlerle toplu sözleşme yapma durumumuz olabilecektir. İşverenin bağıtlı çalışan meslektaşlara karşı tutum ve davranışları yakından izlenecek, meslek etik kurallarına aykırı davranan işveren meslektaşların yasal takibi de yapılacaktır.

TOPLU SÖZLEŞME HAKKI…

Serbest çalışan avukatlar açısından muhatap kim olacak diye düşünülebilir. Serbest çalışan avukatların muhatabı başta Adalet Bakanlığı olacaktır. Zira, Bakanlık asgari ücret tarifesini belirleyerek karşı vekalet ücretlerini tayin etmektedir. Aynı şekilde CMK ve adli yardım ücretlerini belirlemektedir. Bu ücretler konusunda büyük sıkıntılar vardır. Bu hususta Bakanlıkla toplu sözleşme/görüşme yapılması uzak ihtimaller değildir. Sendikalaşmanın en önemli araçlarından biri olan toplu sözleşme/görüşme hakkı ileride kullanılacaktır. 

Bağıtlı çalışan meslektaşla, işveren meslektaşın sendikaya üye olması durumunda aralarında bir menfaat çatışması olacaktır. Bu halde Sendika, meslek ilke ve kuralları ne diyorsa onu yapacak, hakkaniyete göre üyelerinin hak ve menfaatlerini gözetecektir. Zaten bunu kabul eden meslektaşlar Sendika’ya üye olacaktır. Burada önemli olan, avukatlık mesleği mensuplarının ortak paydadaki sorunlarına çözüm getirmek için örgütlü bir güç oluşturmaktır.

ADLİYELERDE YAŞANAN SORUNLAR…

Avukatların meslek onuruna uygun ücretlendirme için toplu sözleşme/görüşme dışında, ister bağıtlı çalışsın ister serbest çalışsın meslektaşların onlarca sorunu vardır. Hem bağıtlı çalışan hem de serbest çalışan meslektaşlar için yine Adalet Bakanlığı’nın, Avukatlık Kanunu’nun, Türkiye Barolar Birliği’nin getirdiği kuralların bağlayıcılığı mevcut olup, bu kanun ve kurallardan meslek etiği, onuru, evrensel değerleri ile çelişik olanlar konusunda da mücadele tüm avukatlar için ortak paydadır. Adliyelerde yer yer avukata yapılan saygısız muamele, avukatın emeğine ve mesaisine tecavüz niteliğindeki uzun duruşma bekleme saatleri, duruşmalarda savunma hakkının kullandırılmaması ve kanun hükümlerine aykırı davranılması-buna karşılık duruşma zabıtlarına gerçeğe uygun kayıt yapılmadığı için çekilen ispat zorlukları akla ilk gelen sorunlardır. Bununla ilgili tüm duruşmaların SEGBİS sistemiyle kameraya alınması, avukatın saygınlığı konusunda bilinçsiz davranan personelin sıkı yasal takibi, duruşma saatleri konusunda HSYK kararlarına uymayan yargıçların ve ayrıca meslek onuruna aykırı davranan yargıç-savcıların sıkı yasal takibi bu sorunlara karşı geliştirilebilecek ilk çözümlerdir; ve Sendika bunları yapacaktır. 

MÜCADELE EDECEĞİZ…

Sendika adına davalar açılacak, üye meslektaşlarımızla ilgili yapılan yasal takibatlarda müdahil olmak için başvurulacaktır. Avukatlık Kanunu’nda getirilmesi düşünülen avukatı kısıtlayıcı hükümler, bazı davalarda nispi vekalet ücretlerinin maktu vekalet ücretlerine dönüştürülerek avukatın mali gücünün sarsılması, meslektaşlara yapılan uygunsuz muameleler ve savunmanın dokunulmazlığına karşı saldırılar konusunda Avukatlar Sendikası, dinamik gücüyle mücadele edecektir. 

-Sendikanızın belirli bir siyasi görüşü var mı?

Sendika, meslek sorunlarıyla meşgul olacak, siyaset yapmayacaktır. Bununla beraber, hukuk devletine karşı, devletin kuruluş değerlerinin oluşturduğu hukuka karşı yapılan saldırılarda, hukuku korumak için açıklamalar ve etkinliklerde bulunacaktır. Siyasi düşünce farklılığı gözetmeden tüm meslektaşları avukatlık mesleği için mücadelede Sendikamız altında örgütlenmeye çağırıyoruz. Özellikle genç meslektaşlar için bu elzemdir.

MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKALIM!

-Sendikanız ne aşamada? Son olarak, meslektaşlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Sendikamız 26 Kasım 2014 tarihi itibariyle İstanbul Valiliği’ne verdiğimiz dilekçe ve tüzük ile bildirim yapılarak kuruldu. Sendikalar Masası, Bakanlıkla görüştüklerini, Türkiye’de ilk kez bir avukat sendikası kurulmak istendiği için Bakanlığın tüzüğü incelemek istediğini, bu incelemeden sonra bize dönüş yapacaklarını ifade etti. Fakat Anayasamıza göre sendikalar önceden izin almadan bildirimle kuruldukları için, şu anda kuruluşumuz gerçekleşmiş bulunuyor; eğer Bakanlık bir hukuka aykırılık iddiasında bulunursa, hakkımızda kapatma davası açmak zorundadır. Böyle bir süreç bekliyoruz. Kuruluşumuzu, Yargıçlar Sendikası’na karşı açılan kapatma davasının duruşması olan 9 Aralık 2014 günü ilan ettik; orada da bu tahminimizi ifade ettik ve dedik ki: “Yargıçlar Sendikası da Avukatlar Sendikası da kapatılamaz. Örgütlü toplum engellenemez”. Tüm meslektaşlarımı, dinamik bir mücadele için, mesleğimize sahip çıkmak ve gücümüzü göstermek için sendikamıza davet ediyorum. Kitleselleştiğimiz kadar güçlü olabilir ve başarabiliriz.