Bu tablo, sistemli bir iktisadi politikanın ürünü ve yalnız biz avukatları da etkilemiyor. Mesleğimizin kamusal yanı, savunmanın toplum yaşamı içerisindeki önemi gibi temel bazı başlıklardan ötürü, piyasalaşmanın yıkıcı etkilerinin sonuçları bütün toplumu etkiliyor.

Geçtiğimiz günlerde avukatlık alanında yaşanan piyasalaşmanın düzeyini gözler önüne sermesi açısından çarpıcı ve bir o kadar da trajik bir örnekle karşı karşıya kalındı. Sayıları güngeçtikçe artan ve artık bir şirket organizasyonu olarak hareket eden hukuk bürolarından biri olan Aksen Hukuk Bürosu'nda çalışmakta olan bir işçi avukat, işyerinde sendikalaşma faaliyeti yürüttüğü, Disk Sosyal İş Sendikası'na üye olduğu gerekçesi ile işten çıkartıldı. Bu avukatın sendikal nedenle işten çıkartılması konusu tartışılırken, bu tartışma bir takım büyük avukatlık organizasyonlarındaki çalışma şartlarının gün yüzüne çıkmasının, bu alanlarda ciddi boyutlara varan emek sömürüsünün kavranmasının da bir zemini oldu.

Gerçekten de bugün avukatlık bürolarının bir kısmında işyerlerine giriş-çıkışlar kart okutularak gerçekleşmekte, çalışan işçi avukatlar ve diğer takip elemanları işyeri içerisinde kameralarla denetlenmektedir. Ancak buna rağmen “yasalar karşısında kişilerin haklarını korumakla yükümlü avukatlar” kendi fazla mesai ücretlerini talep edememekte, çoğunlukla 50 saat ve üzerinde çalışmaktadır. Bir yandan performans ve prim uygulamaları çalışanlar kendileri ile ve birbirleriyle yarıştırılıp esnek çalışma saatleri dayatılırken diğer yandan türlü bahanelerle işçilerin prim hakedişleri ve fazal çalışma ücretleri dahi gapedilmektedir. Birçok işçi avukat aldıkları gerçek ücret üzerinden sigortalanmamaktadır. Bütün bu sorunlar bugün işçi-işveren uyuşmazlıklarının da temelini oluşturmaktadır. Ve işte son kertede iş tıpkı fabrikalarda olduğu üzere sendikalaşma hakkının gaspına dek uzanmıştır.

Bu nedenle bizler, burada bir araya gelerek basın açıklamasına katılan avukat ve stajyer avukatlar olarak;
Bütün avukatların ve baroların yaşanan sorunlara karşı duyarlı olması ve sorunun kaynağını tanımlayarak çözüm önerileri sunması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz. Avukatlar, bağlı oldukları meslek örgütleri ve hukukçuların yer aldığı çeşitli örgütlenmeler süreci doğru okuyarak sorunların çözümüne yönelik taleplerini oluşturmalı ve bu doğrultuda yasal düzenlemeler yapılması için harekete geçmelidir. Diğer yandan toplumsal adaletin sağlanmasının en önemli koşullarından birinin, savunmanın her anlamda bağımsızlığı olduğu düşünüldüğünde konunun toplum tamamını ilgilendirdiği de unutulmamalıdır!
Bugün karşımıza çıkan ve sendikal nedenle bir avukatın işten çıkartılması ile sonuçlanan uygulama bizler açısından kabul edilemezdir. Sendikal örgütlenme yasalar, anayasa ve uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış bir haktır. Avukatların sendikalaşması konusundaki bütün diğer tartışmalardan bağımsız olarak, özellikle bir hukuk bürosunda bu hakkın engellenmesi kabul edilemez. Hakkın savunulması mesleği olan avukatlığın kendi hakları ve sorunları için mücadele etmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bizler bu uygulamayı kınıyor, sözü edilen iş yerindeki sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz!
Son olarak; piyasalaşma sürecinin ancak ortak mücadele ve dayanışma ile kırılabileceği bilinciyle tüm meslektaşlarımızı mesleğimizin geleceği için piyasalaşma politikalarına karşı daha duyarlı olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Avukatlık mesleğini neoliberal politikalara ve uygulayıcılarına mahkûm etmeyeceğimizi ilan ediyoruz!


Destekleyen Kurumlar

Piyasalaşmaya Karşı Avukatlar Platformu, Toplumcu Mühendis Mimar Şehir Planlamacıları, Sosyal Haklar Derneği, İşten Atmalar Yasaklansın Platformu

Destekleyen Kişiler

Av. Ali Çavuş, Av. Ali Durmuş, Av. Begül Kılıçöte, Av. Bülent Şimşek, Av. Can Atalay, Av. Canan Ünal, Av. Cem Gök, Av. Ceren Uysal, Av. Çiğdem Ulukol, Av. Davut Erkan, Av. Dilek Bostancı, Av. Ela Ronabar, Av. Emel Ozan, Av. Eren Paydaş, Av. Esin Pınar, Av. Fazıl Ahmet Tamer, Av. Gökhan Erkuş, Av. Gökmen Yeşil, Av. Gül Özdemir, Av. Güçlü Sevimli, Av. Güldem Demir, Av. Gülizar Tuncer, Av. Gülvin Aydın, Av. Hakan Bakırcıoğlu, Av. Hülya Deveci, Av. Kıvanç Kayaoğlu, Av. Meryem Asıl, Av. Mutlu Varol, Av. Naile Eda Ronabar, Av. Nermin Kaplan, Av. Onur Genç, Av. Onur Şahinkaya, Av. Ömer Faruk Akbıyık, Av. Rahim Çoksusamış, Av. Seda Acar, Av. Sema Kont, Av. Sevgi Çömlek, Av. Sevgi Kalan, Av. Seyit Nusret Öztürk, Av. Sibel Vidinlioğlu, Av. Sinem Uludağ, Av. Savaş Ersoy, Av. Şule Kurt, Av. Şükriye Erden, Av. Tamer Özkan, Av. Tolga Aloğlu, Av. Tolga Karagözlü, Av. Tolgay Güvercin, Av. Umut Baran Eronat, Av. Ümit Altaş, Av. Ümit Kartal, Av. Yasin Aksoy, Av. Zehra Şahin, Av. Zeycan Balcı Şimşek


Bu olay bir kez daha göstermiştir ki geçmişin ayrıcalıklı meslekleri birer ikişer erimekte kapitalizmin evrensel kurallarının arasında nesnelliğe teslim olmaktadır. Bu bir rastlantı değil neo-liberal politikalardan beslenen meslek ve alanlarda yaşanan dönüşümün eseridir. Zira ücretli avukatların sorunları da bizim alanımızda yaşananlardan farklı değil. Çoğunluğunu genç avukatların oluşturduğu ücretli avukatlar bir avukata bağlı olarak sigortalı çalışmaktadır. Mesai saatleri belirsiz, fazla mesai ücreti almıyorlar, sigorta primleri de gerçek ücretleri üzerinden yatırılmıyor.

Biz, daha önce de söylediğimiz gibi işçi ve emekçilerin sorunlarının ortak olduğunu araya örülen duvarların birer yalandan ibaret olduğunu biliyoruz. Bugün mücadele adına söylenecek sözler işçi sınıfının ve emekçilerin birleşik mücadelesinin hayati olduğunu içermediği sürece anlamsız kalacaktır. Bu yüzden sendikalaştığı için işten çıkartılan Avukat Cem Gök’e destek vermeyi beyaz yakalıların örgütlenmesi açısından önemli buluyor ve yanında olduğumuzu belirtiyoruz.