“AVUKATLARIN İMZA DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ”

Mersin merkez ve ilçe baro odalarında stant açarak imza kampanyası başlatan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, meslektaşlarını imza kampanyasına destek vermeye çağırarak, Mersin merkez ve ilçe baro odalarından ya da http://chng.it/vLzQSxWR linkinden isteyenlerin imza atabileceklerinin bilgisini verdi. Aşılanma sürecinde avukatların hakim ve savcılardan ayrı tutulmalarının mümkün olmadığına vurgu yapan Yeşilboğaz, “Kamuoyunda Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan adliye personeli için covid-19 aşısının uygulanmasına başlandığı;  aşılamanın hakim, savcı, yazı işleri müdürü, zabıt katibi, mübaşir, hizmetli, teknisyen, şoför, icra personeli vb. kişileri kapsadığı yönünde haberler yer almaktadır. Bu haberlerden, avukatların aşılanacak kişiler arasında yer almadığı anlaşılmaktadır. Daha önce müteaddit defalar yazılı ve şifahi olarak gerek baromuzca, gerekse barolarımızla birlikte bu konuda talep de bulunulmuş olmasına rağmen olumlu bir yanıt alamamış bulunmaktayız. Yetkililere, bu yönde bir kararın ve uygulamanın yaratabileceği olumsuz sonuçları hatırlatarak,  avukatların da kapsam dâhilinde kabul edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatma zorunluluğu doğmuştur.

“ AVUKATLARIN, HAKİM VE SAVCILARDAN AYRI TUTULMALARI MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Anayasa'nın 36. maddesinde hak arama özgürlüğü “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir’  şeklinde düzenlenmiştir. 36. maddenin sözünü ettiği meşru vasıtaların başında avukatlar gelmektedir. Dolayısıyla avukatların varlığı, yurttaşın hak arama özgürlüğü ile doğrudan ilgilidir. Kanun uyarınca yargının kurucu unsuru olan avukatlar, yargısal faaliyetin olmazsa olmazıdır. Her ne kadar avukatlar bağımsızlıkları nedeniyle Adalet Bakanlığı personeli değil ise de yürütülen yargısal faaliyetin önemli bir parçası olmaları nedeniyle aşılanma sürecinde hakim ve savcılardan ayrı tutulmaları da mümkün değildir. Avukatların aşılanma işlemine dahil edilmemeleri, yargının üç sac ayağı arasında tercih yapıldığı anlamına gelecektir. Bir diğer deyişle, adil yargılanmanın garantörü olan avukatların dışlanması, bu hakkın da önemsenmediği sonucunu doğuracaktır.

“ADLİYELERİN SAĞLIĞI, AVUKATLARIN DA SAĞLIKLI OLMASINA BAĞLIDIR”

 Eğer amaç yargısal faaliyetin kesintisiz sürdürülmesi ise bu sürecin ayrılmaz parçası olan ve her gün mahkemeler arasında mekik dokuyan avukatların aşılama kapsamı dışında bırakılması, bu amacı da imkansız kılacaktır. Üstelik TCK 6. maddesinde de hakim ve savcılar ile birlikte yargı görevi yapanlar arasında sayılan avukatların görev yerleri adliyelerle de sınırlı değildir. Avukatlar, adliyenin dışında da kolluk, tapu daireleri ve benzeri pek çok kurum nezdinde faaliyet sürdürmektedir. Bugün itibariyle baromuzda 60 yaş altında yaklaşık 2.377 avukat, 310 stajyer avukat ve 30 baro personeli bulunmaktadır ki bu sayı devletin rahatlıkla kapsam dahiline alabileceği bir sayıdır.  Sağlık için öncelik yarıştırmak niyetinde elbette değiliz. Ancak, futbolcular için aşılamada öncelik sağlanan bir ortamda kamusal bir hizmet sürdüren avukatların devre dışı bırakılması kabul edilemez olduğu gibi, bu tutumun yargının tamamını değersizleştireceği de unutulmamalıdır.

Bununla birlikte, aynı adliyede görev yapan kişilerin bir kısmının aşılanıp bir kısmının aşılanmaması, aşılama faaliyetinin amacı ile de uyumlu değildir. Biz imzası olan Avukatlar; tüm bu hususların göz önüne alınması, avukatlar, stajyer avukatlar ve baro çalışanlarının Adalet Bakanlığı personeli ile eş zamanlı aşılanmasının sağlanması için Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nı göreve çağırıyoruz. Unutmayın; adliyelerin sağlığı, avukatların da sağlıklı olmasına bağlıdır” ifadesini kullandı.