Dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu'nda bu hafta sonu seçim var.

52 bin avukatın kayıtlı olduğu İstanbul Barosu'nun 16 - 17 Ekim'de Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak seçimine 8 aday katılıyor. 

Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu adına seçime katılan İstanbul Barosu'nun Başkanı Mehmet Durakoğlu, Independent Türkçe'den Can Bursalı'ya yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Konuşmalarım parçalandı"

Yeni dönemde aday olmayacağını duyurduğuna ancak son anda karar değiştirerek adaylığını açıkladığına yönelik spekülasyonlara açıklık getirerek sözlerine başlayan Durakoğlu, "Aday olmayacağıma ilişkin değerlendirmeler, baro başkanları toplantısında, Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı'na aday olmayacağıma yönelikti. O konuşmalar kesilip parçalandı ve sanki İstanbul Barosu Başkanlığı'na aday olmayacağım şekline dönüştürüldü" dedi.

"Anayasa tartışmasında İstanbul Barosu'nun ağırlık taşıması gerekiyor"

Türkiye'nin gelecekteki bir yıllık döneminin çok özel olacağına vurgu yapan Durakoğlu, "Bütün siyasal partilerin bir araya gelerek anayasa değişikliğini hazırladıkları bir gerçekle karşı karşıyayız. Böyle bir tablo karşısında, İstanbul Barosu gibi dünyanın en büyük barosu olma iddiasındaki bir baronun, çok ciddi bir ağırlık taşıması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Rejimin ortadan kaldırılmasıyla ilgili..."

"Özellikle 2017 yılından bu yana şekillenen bu yeni rejimin, -ona sistem demek doğru değil- ortadan kaldırılmasıyla ve yeniden parlamenter sisteme dönüşle ilgili çalışmaların, İstanbul Barosu'nun bilgi birikimiyle gerçekleştirilmesi gerekiyor" diyen Durakoğlu, baroların siyasallaştığıyla ilgili eleştirilere şu yanıtı verdi:

"Avukatlık Yasası'nın 76. ve 95. maddeleri, barolara hukukun üstünlüğünü gözetmek ve insan haklarına sahip çıkmak gibi bir görev yüklüyor. Bu, başka sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin yasalarında yok. Onlar için demokrasiye sahip çıkmak bir duyarlılık, barolar için bir görev. Bu ülkenin bütün siyasetçileri, sabahtan akşama kadar hukuk konuşuyor ama hukukçuların siyaset konuşması istenmiyor. Bunu hiç doğru bulmuyorum. Kaldı ki, siyaset konuşmamak, mesleki anlamda ortaya çıkan sorunların çözümünün kaynağı da değildir. Teslim olursanız, boyun eğerseniz mesleki sorunlar çözülür zannetmek, tam bir safdilliktir.

"Feyzioğlu, boyun eğdi, iktidarın dilini kullanmaya başladı"

Mesleki sorunların çözümüne ve baroların siyasallaşması eleştirisine ilişkin değerlendirmesinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na da değinen Durakoğlu, "Söylediklerimin haklılığını kanıtlamak için Metin Feyzioğlu'nu örnek verebilirim. Boyun eğdi, iktidar dilini kullanmaya başladı, insan hakları ihlallerini görmezden gelmeye başladı ama hiçbir mesleki sorunumuz çözülmedi" diye konuştu.

Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu'nun 19 yıldır İstanbul Barosu'nu yönetmesi nedeniyle, değişim isteyenlerin eleştirilerini de yanıtlayan Durakoğlu, "Bizim İstanbul Barosu'nda bir iktidar sürdürüyor olmamızın, Türkiye gündemiyle bağlı haklı nedenleri de vardır. Bizim, cumhuriyet değerlerine ve Atatürk ilkelerine sahip çıkmak gibi ortak paydamız var" ifadelerini kullandı.