TBB Başkanı Feyzioğlu, bir basın toplantısı düzenleyerek, Şiddetsiz Toplum Kampanyası eylem planını açıkladı. Kötülüğün tek cevabının iyilik olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Mesleğimizde çok başarılı olabiliriz. Çok iyi avukatlar, hakimler, savcılar olabiliriz. Ancak insanlığımızı unuttuğumuz anda ne biliyorsak bilelim değeri yoktur. Hukuk kötü insanların elinde insanların icat ettiği en tehlikeli silahtır. Doktor mu olacağız? İyi olacağız. Hukukçu mu? İyi olacağız. Şiddet ve hukuk, şiddet ve demokrasi aynı anda barınmaz. Dünya örneklerine baktığımızda şiddeti yenmeyi başarmış olan toplumlar demokrasiyi inşa etmişlerdir. Şiddet sarmalına kapılıp gitmiş olan toplumlar ise sürekli kendilerini aşağıya çekerek, demokrasi yolunda bir arpa boyu ilerleyemedikleri gibi dağılıp yok olma sürecine girmişlerdir" dedi.

ŞİDDETİN OLDUĞU YERDE MİLLETİN İRADESİ ORTAYA ÇIKMAZ

Türkiye Barolar Birliği olarak şiddetsiz toplum kampanyasını bugün resmen başlattıklarını ifade eden Feyzioğlu, şöyle konuştu:

"Hukukun üstünlüğünü istiyorsak ve kusursuz işleyen bir demokrasi talebimiz varsa toplumumuzda şiddeti yenme zorunluluğumuz vardır. Şiddetin olduğu yerde hepsinden önemlisi düşünce özgürlüğü olmaz. Şiddetin olduğu yerde milletin iradesi ortaya çıkmaz, şiddet ve milli irade yan yana barınmaz ki, şiddet ve demokrasi yan yana olabilsin. Demek ki, "milli irade" diyorsak ve haklı olarak milli iradeye her zaman üstünlük tanıyorsak, milli iradenin oluşumunu sağlayacak ortamı temin etmek zorundayız. Bu da toplumu şiddetten arındırarak olur. Milli konularda diyalog içinde olabilirsek hep birlikte çözüm bulabiliriz. Bu sözlerim "bir kişi konuşsun herkes onun dediğini alkışlasın" demek değildir. Hepimiz konuşalım ve milli bir sorun karşısında o ağzımızdan hiç düşürmediğimiz ortak iradeyi ve ortak aklı hep birlikte üretelim."

SÖYLEDİKLERİMİZİN SİYASİ PARTİ SÖYLEMİYLE ALAKASI YOKTUR

Toplumun, siyasi yelpazenin her yanındaki marjinal düşüncedekilerin birbirine şiddet uygulamasından bıktığını belirten Feyzioğlu, şunları söyledi:

"Bu toplum siyasi yelpazenin uçlarındaki kesimlerin küçücük, marjinal yüzdelerin birbirine sövüp saymasıyla, tribüne çıkıp birbirine sövüp saymaya zorlanmasından bıkmıştır. Türkiye Barolar Birliği olarak dile getirdiğimiz, anlamak isteyen zihinler duymak isteyen kulaklar için budur. TBB olarak yapmak istediğimiz taşlaşmış kalpleri yumuşatıp o vicdanlara ulaşmaktır. Söylediklerimizin siyasi parti söylemiyle alakası yoktur. Ancak siyasi partilere bir hatırlatma bir uyarı bir öneri niteliği vardır."

KAVGAYLA ŞİDDETİ ÖNLEMEK MÜMKÜN DEĞİL

Trafikte her yıl yol verme kavgası yüzünden 100 vatandaşın hayatını kaybettiğini söyleyen Feyzioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Her yıl 100 vatandaşımız arabasından pompalı silah ile levyesini çekip inen bir şiddet eğilimlisi tarafından öldürülüyor. Yaralananları söylemiyorum. Kadına yönelik şiddet bizim en önemli meselelerimiz içerisindedir. Çocuk istismarı partiler üstü bir meseledir. Birbirimizi suçlayarak, çözmek mümkün değildir. Hem 'pozitif bilimlerden yanayım' diyeceksiniz hem de Einstein'e atfedilen şu sözü hayatınıza geçirmeyeceksiniz; 'Aynı rakamları toplayarak farklı bir sonuca ulaşmayı beklemek ne kadar boştur'. Kavga ederek, şiddeti yenmeyi herhalde yeterince denediler. Kavgayla şiddeti yenmek mümkün değil. Diyalogla şiddeti yenmek mümkün."

Proje Koordinatörü Av. Asüde Şenol ise bugün toplumun her kesiminde şiddetin her türü ile karşılaştıklarını söyledi. "Aile içinde, sokakta, okulda, trafikte, sporda ve birçok alanda şiddet, günlük yaşamın olağan bir parçasıymış gibi çoğalma gösteriyor" diyen Şenol, "Ülkemiz bugün adeta bir korku filminin seti halinde, insanlarımız ise öfkeli ama korkan ve seyretmekten başka bir şey yapmayan seyirci durumunda kalmaktadır" şeklinde konuştu.

HUKUK VE DEMOKRASİ İLE ŞİDDET ARASINDA TERS ORANTILI BİR DENKLEM VARDIR

Toplumsal şiddetin çok çeşitli nedenleri bulunduğunu söyleyen Şenol, "Tüm bu tablo karşısında görüyor ve biliyoruz ki hukuk ve demokrasi ile şiddet arasında ters orantılı bir denklem bulunmaktadır. Hukukun üstün olduğu, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile işlediği ve yerleştiği, keyfiliğin değil evrensel hukuk ilkelerine uygun yasaların hakim olduğu, insanların birbirinin hak ve özgürlüklerine saygı duyduğu, bilimsel eğitim gören kişilerin sayısının yüksek olduğu ülkelerde şiddet olaylarına daha az rastlanmaktadır. Bu gerçeği kısaca ifade etmek gerekirse, hukuk ve demokrasinin olduğu yerde şiddet, şiddet kültürünün hakim olduğu toplumlarda ise hukuk ve demokrasi gerçekleşemez" dedi.

BUGÜNDEN BAŞLAYARAK "ŞİDDETSİZ TOPLUM" İÇİN YOLA ÇIKIYORUZ

Şiddetsiz bir toplum isteyen herkesi bu kampanyada birlikte çalışmaya davet eden Şenol sözlerine şöyle devam etti:

"Şiddete duyarsız kalan, özendiren, teşvik eden, şiddetten çıkar sağlayanlara karşı önleyici, etkili, uzun soluklu ve geniş katılımlı bir çalışma yapmak, güzel ülkemizi bu yoğun şiddet ortamından sevgi ve barış iklimine geçirebilmek için çalışmak herkesin öncelikli görevi olmalıdır. Sadece sorun tespiti yapmak ve şikayet etmek, çaba harcamadan hiçbir sorunu çözmez elbette. Bunun için, Türkiye Barolar Birliği olarak sorunun hukukla sıkı ilişkisi nedeniyle çözümü için çalışma konusunda kendimizi öncelikli görevli olarak görüyoruz. Bugünden başlayarak "Şiddetsiz Toplum" için yola çıkıyor, şiddetten şikayet eden herkesi, her kurumu çözüm için bizimle birlikte çalışmaya davet ediyoruz."