Muhalefet partileri bunu erken seçim işareti olarak alırken iktidar partisi konunun Demokratik Açılım süreci ve seçimle ilgili olmadığını savunuyor.

AK Parti tarafından verilen yasa teklifine göre 330 ile 367 arasında oy alarak zorunlu referanduma götürülen anayasa değişiklikleri artık 45 gün içinde halk oyuna sunulacak. İktidar bu girişimin gerekçesini 'halk 120 günde neyin referanduma götürüldüğünü bile unutuyor' şeklinde açıklıyor.

Peki gerçekte ne oluyor? Kulislere göre bu yasa teklifi hükümetin yakında yapmayı düşündüğü anayasa değişikliklerinin habercisi. Acil gündem ise HSYK'nın yapısını da düzenleyecek Yargı Reformu. Malum olduğu üzere şu anda bir HSYK Kararname krizi daha yaşanıyor. Normal şartlarda ekim-kasım ayında yapılan HSYK güz kararnamesi Ocak ayının ikinci haftasına girilmesine rağmen yapılamadı. Yargıtay'da boşalan 34 üyelik için ise seçim de yapılamadı. Bu konuda derin bir kriz yaşanıyor. Önceki gün toplanan HSYK'da kriz yine çözülemedi.

Kulislere göre yaşananlar şöyle. Mevcut yasalar gereği Yargıtay üyelerini HSYK atıyor. Bu üyeler daha sonra kendi içlerinden HSYK'ya temsilci yolluyor. Uzun zamandır boş olan Yargıtay üyelikleri için güz kararnamesinde seçim yapılması gerekiyordu. Fakat HSYK'nın Danıştay ve Yargıtay kökenli üyeleri boş üyelikler için tekliflerini geçtiğimiz haftaya kadar sunmadı. Bakanlığın 'üye önerilerinizi getirin' yönündeki talebi yaklaşık 8 aydır cevapsız kalıyordu. Geçen hafta yapılan toplantıya sunulan 34 kişilik listeyi ise Adalet Bakanlığı onaylamadı. Elde edilen bilgiye göre Yargıtay üyeliği için sunulan bu 34 kişilik listenin 20'si daha önce soruşturma geçirmiş. 5 aday ile ilgili başka problemler var. Bu noktada Adalet Bakanlığı 'Yargıtay üyeliği seçimi için kriterler belirleyelim' önerisi sundu. Kıdem, puan, erken terfi gibi başarı kriterleri sıralandığında 1500 yargıcın potaya girdiği ortaya çıktı. Bakanlığın önerisi KPSS benzeri bir sistem. Yani kim olduğuna bakılmadan, en yüksek puanı alana atama yapılsın isteniyor.

Fakat HSYK üyeleri bu öneriye karşı çıktı ve kendi sunduğu listeyi deldirmedi. Kriter belirleme önerisine de soğuk bakılıyor. Bu yüzden kriz aşılamadı. Hem güz kararnamesi çıkmıyor hem de Yargıtay'a atama yapılamıyor. İşte bu noktada önceki günkü toplantıda kritik bir hadise yaşandı. Bakanlık 'bu işi artık Meclis çözer' deyip masadan kalktı. İşte dün Meclis'e sunulan referandum süresini 120 günden 45 güne indirmeyi hedefleyen yasa tasarısının gerekçesi HSYK'da yaşanan bu kriz. Yani hükümet uzun süredir rafta beklettiği Yargı Reformu Yasa Tasarısı'nı gündeme alacak. Tabi Anayasa değişikliği gündemlerini de. Bu tabloda genel seçimlerle birlikte bir de referandum sandığını görebiliriz.