Konuyu sert bir dille eleştiren hukukçular, belgenin yurtdışında sümenaltı edilmek istendiğini belirtiyor. Avukat Durmuş Türemen, Albay Çiçek'in avukatının bu talebini kınadığını belirterek, şöyle konuştu: "Adli Tıp Kurumu, TÜBİTAK, Jandarma ve Emniyet kriminali kaldıralım o zaman. Bunların verdiği raporlarla hüküm giymiş kişilere de haksızlık yapıldığı ve dolayısıyla yargılamalarının yeniden yapılması gerekiyor. Bu hukuka olan inancı sıfırlar, bitirir. İğrenç ve çirkin bir taleptir. Baro bunu talep edeni kınamalı. Belge yurtdışına gönderilirse Avrupa'dan demokrasi âşığı bir hâkim talep etme hakkı gündeme gelir ve sonuçta sanığın alacağı ceza müebbet hapis olur."

Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Kamil Uğurlu Yaralı, Çiçek'in avukatının talebinin hem hukuk hem de teknik açıdan kabul edilir bir yanın bulunmadığını ifade etti. Yaralı, şu görüşü dile getirdi: "Bu, süreci sekteye uğratmaya yönelik bir talep. Türkiye'de birçok resmi bilirkişi kurum var. Bu girişim 'bunlara itibar etmiyoruz' demektir. Kararın kabul edilmesinin ihtimali de yok, ancak aksi bir durum Türkiye'de karışıklığa sebep olacaktır. Bu yol açılırsa herkes yurtdışına da götürelim diye talep eder. İç hukukumuza göre yurtdışında tanınmış bir bilirkişi kurumu mu var?"

İstanbul Bilirkişi Derneği Başkan Yardımcısı ve Belge İnceleme Uzmanı Yalçın Çakıcı da, Türkiye'de kullanılan teknolojinin ileri seviyede olduğunu kaydetti. İncelemeyi yapan kurumlarda görev alanların çok iyi eğitim aldığını vurgulayan Çakıcı, "Batıda kullanacakları teknolojinin bizim teknolojiden üstün bir tarafı yok. Kriminal laboratuvar ve adli tıptaki cihazlar en son sistem cihazlardır. Durum böyle olunca işin içine insan faktörü giriyor ve insanlarımızın da bu alanda çok iyi eğitildiklerini belirtmek isterim." ifadelerini kullandı. ZAMAN