Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 07 Kasım 2020 Tarihli ve 31297 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Baroların adli yardım bürolarını düzenleyen yönetmeliğe göre; Birden fazla baronun bulunduğu illerde oluşturulan adli yardım bürosu, hangi baroya kayıtlı olduğuna bakılmaksızın o ildeki tüm avukatlar arasından eşitlik gözetilerek belirlediği müdafi veya vekilin kayıtlı olduğu baro tarafından görevlendirilmesini sağlayacak.

İstanbul Barosu adına Av. Atilla Özen’in Danıştay Başkanlığı’na hitaben sunduğu dava dilekçelerinde;

Bireylerin hak arama özgürlüklerinin önündeki engelleri aşmak ve bu özgürlüğün kullanımındaki eşitliği sağlamak üzere avukatlık ücretini ve yargılama giderlerini karşılama olanağı bulunmayanlara yapılan adli yardım hizmetinin, 1888’den bu yana İstanbul Barosu tarafından verildiği, bu hizmetin kurumsal bir hal aldığı, altı adli yardım temsilcisi avukat ve on altı memurla İstanbul Barosu’nun bulunduğu Beyoğlu Merkez Adli Yardım Bürosu ile birlikte, Kartal, Ümraniye, Bakırköy, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi ve İstanbul Adalet Sarayı’ndaki Kadın Hakları Merkezi temsilciliklerinde 16 milyonluk kente bu hizmetin sunulduğu, bölge, meslek içi eğitim, eşit iş ve eşit ücret kriterlerine göre görevlendirmelerin yapıldığı belirtilerek, bu hizmetin bir büro-birden fazla baro şeklinde yürütülmek istenmesinin “idarenin bütünlüğü” ilkesine aykırı olduğu gibi, hizmetin sürdürülmesinde aksaklıklara yol açacağı, bunun neticesinde hak arama hakkının etkin kullanımının zarar göreceği, Adli Yardım Bürosundan görev alan avukatlar bakımından %12, tüm avukatlar bakımından yaklaşık % 4’e tekabül eden bir baronun Adli Yardım yönetiminde bulunmasının eşitlik ve temsilde adalet ilkelerine aykırı olduğu, Adli Yardım Bürosunda 50 kişilik bir avukat görevlendirilmesi düzenlemesinin hukuki belirlilik kuralına aykırı olduğu, Adli Yardım Bürosu’nun Baro Yönetim Kurulunun gözetiminde çalışacağına dair Avukatlık Kanunu’nun 177/1. maddesine, Baro Yönetim Kurullarının adli müzaheret bürosu kurup yöneteceklerine dair 95/2-11. maddesine aykırı olduğu,

Demokratikleşme paketi kapsamında 01.12.1992 tarihinde yürürlüğe giren 3842 sayılı yasayla Ceza Muhakemesi Usulü Kanunda (CMUK) değişiklikler yapılarak kollukta avukatın hukuki yardımından yararlanma gibi temel hakların kullanımına olanak sağlanması üzerine İstanbul Barosu tarafından yasanın etkin uygulanabilmesi, müdafiin aktif hukuki yardımından yararlanılabilmesi için 1993 yılında CMUK Uygulama Servisi kurulduğu, onsekiz personelin görev yaptığı 24 saat esası ile çalışan bu servisin, 16 milyonluk kente müdafi-vekil görevlendirme hizmeti sunduğu, 2019 yılında soruşturma evresi için 70.410, kovuşturma evresi içinse 33.044 görevlendirme yapıldığı, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikle birden fazla baronun olduğu illerde bu servislerin kapatılarak adli yardım bürosuna devredildiği, oysa bu servisin yalnız Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca Baro tarafından müdafi/vekil görevlendirmesini sağlayan bir servis olmadığı, kişi hak ve özgürlükleri ile ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukukuna ilişkin konularda yaşanan sorunların saptanması, çözüm önerilerine kavuşturulması, hukuka aykırılıkların izlenmesi, uygulamanın iyileştirilmesi ve hukuk eğitimi amacıyla çeşitli bilimsel toplantılar düzenleyen, bu kapsamda uluslararası alandaki gelişmeleri takip eden, yayın çıkartan, görevlendirme öncesi meslek içi eğitim çalışması yapan, görevin meslek etiğine uygun olarak ve etkin bir şekilde yapılabilmesi için çalışmalar yapan, avukatların bu görevleri sırasında ve bu görevlerine ilişkin olarak uğradıkları her türlü saldırının önlenmesi, bu saldırılara müdahale edilmesi ve dayanışmaya ilişkin çalışmalar yapan, CMK sicilini düzenleyerek çalışma bölgeleri oluşturan, çalışma bölgelerindeki avukatların toplanmalarını sağlayan “CMK Uygulama, Araştırma ve Eğitim Merkezi”nin bir birimi olduğu, bu merkezde görev alabilmek için avukatın etkin hukuki yardımından yararlanma kapsamında meslek içi eğitim zorunluluğunun bulunduğu, ilçelere, yargı teşkilatına, kolluk ve yargıda göreve özgü yapılanmaya göre eşit işe eşit ücret anlayışıyla görevlendirme yapıldığı, hızlı, süratli ve etkili bir CMK görevlendirme hizmeti sunulabilmesi için bu hizmetin tek elden yürütülmesi gerektiği, gerek CMK kapsamında görev alan avukatlar gerekse tüm avukatlar bakımından yaklaşık % 4’e tekabül eden bir baronun, Yönetmelik değişikliğiyle CMK atamalarının da yapılacağı Adli Yardım Bürosunda yönetimde eşit temsil edilmesi eşitlik ve temsilde adalet ilkelerine aykırı olduğu, Ceza Muhakemesi Kanunun’nun 156/2. maddesi uyarınca müdafi/vekil görevlendirme yetkisi olan Baro’nun, görevlendirmenin usulünü de belirleme yetkisine sahip olduğu, Baro yerine Büro’dan avukat istenmesi ve büronun belirlediği yöntemle müdafi/vekil görevlendirilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtilerek, Yönetmeliklerin iptali ile yürütmelerinin durdurulması istenildi. (hukukihaber.net)

İLGİLİ YÖNETMELİK İÇİN TIKLAYINIZ;

>> CMK Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik
 

>> Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliğinde Değişiklik