ANKARA BAROSU  

KAMU AVUKATLARI POLİTİKA BELGESİ 

I. TANIMLAR

Kamu Avukatı: Daimi bir kadroya bağlı olarak aylık veya ücret karşılığında kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri bünyesinde, yani kamu sektörü içerisinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu vb. özel kanunlara tabi şekilde “devlet memuru” veya “sözleşmeli personel” statüsü ile istihdam edilen avukatları ifade eder. Avukatlık mesleğindeki diğer çalışma biçimlerine göre kamu avukatlarının ayırt edici özelliği, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 12/5 uyarınca istihdam edildikleri kamu idarelerine ait işler haricinde avukatlık yapamamaları, başka deyişle müvekkilleri olan kamu idaresine bağımlı çalışma olgusu ve bununla birlikte devlet memurluğu statüsünden kaynaklı olarak kendilerine tanınan iş garantisi, iş güvencesinden faydalanmalarıdır.  

II.    SORUNLAR

A. Yasal Statü ve İdari Teşkilatlanma Karmaşası: 2011 yılında çıkarılan 659 sayılı KHK ile Hazine ve diğer kurumlardaki hukuk hizmetlerinin yürütülmesinde kısmen  uygulama birliği sağlandıysa da; kamu avukatları halen kurumdan kuruma, ilden ile, bölgeden bölgeye farklılıklar gösteren idari yapılanmalar ve yasal statüler altında görev yapmaktadır. 659 sayılı KHK'ya rağmen kamuda hukuk hizmetlerinin yürütülüş biçimi yeknesak bir düzene kavuşturulamamıştır.

B. Aşırı İş Yükü ve Sürekli Yüksek Risk Altında Çalışma: Kamuda yeterli sayıda avukat istihdam edilmemesi nedeniyle kamu avukatlarının maruz kaldığı aşırı iş yükü, avukatlık mesleğinin getirdiği sorumlulukla da birlikte sürekli olarak işyerinde veya evde fazla mesai yapılmasını gerektirme; buna karşılık 657 sayılı Kanun'da memurlara fazla mesai ücreti ödenmesi yasaklandığından, kamu avukatları açısından yapılan iş ile alınan ücret arasında bariz bir adaletsizlik ortaya çıkmaktadır. Yine aşırı iş yükünün getirdiği yüksek riskli çalışma ortamından kaynaklı olarak sigorta şirketlerinin kamu avukatlarına mesleki sorumluluk sigortası yapmaya yanaşmaması, kısaca mesleki sorumluluk sigortasızlığı sorunu mevcuttur. Aynı başlık altında söz edilebilecek sorunlardan bir diğeri, kamu avukatlarına hukuk birimleri bünyesinde yardım etmekle görevlendirilen personelin sayı ve nitelik bakımından yetersizliğidir. Bu durum, kamu avukatlarının kalem-kırtasiye işlerini çoğaltmakta, asli görevlere ayrılması gereken emek ve zamanın ciddi bir kısmı heba olmakta; bu sorunlar birleşerek kamu avukatını fazla mesai ve aşırı iş yükü sarmalına sokmaktadır.

C. İşyerinde Mobbing: Sürekli psikolojik şiddet, baskı ve tacize varan uygulamalara maruz kalma; dikey ve yatay mobbingin normalleştirilip içselleştirilmesi gibi sorunlar kamu avukatlarının çalıştığı kurumlarda oldukça yaygındır. Keza kimi kamu kurumlarında hukuk birimleri mekansal olarak da hatalı planlanmakta; bir çalışma günü içerisinde çok sayıda belgeyi okuyup inceleme, dilekçe ve hukuki görüş yazma durumunda olan kamu avukatlarının sessiz ve gürültüsüz bir ortamda çalışmasına imkan vermeyecek şekilde bina planları yapılmaktadır.

D. Angarya Yasağına Aykırı Uygulamalar: Yasal açıdan görev kapsamına girmeyen ihale vb. her türlü idari komisyonda zorla görevlendirilme; avukat kadrosuna göre aylık ödenmesine rağmen idari, denetimsel görev ve sorumluluklar yüklenmesi gibi sorunlar kronikleşmiştir.

E. Aynı Kurum İçinde Farklı Statüler: Aynı kamu tüzel kişiliği içinde farklı statülerde bulunan avukatlar da yaygındır. Bu durum sahip oldukları sorumlulukları, yetkileri ve maddi olanakları da şekillendirmektedir.

F. Mali Haklara ve Özlük Haklarına İlişkin Sorunlar:

i. Ek Gösterge Adaletsizliği: Kamu avukatları ile eşit eğitim düzeyinde olan  bazı meslekler arasında, alınan ücret ve emekliliğe yansıyan aylık bakımından dengesizlik doğuran bir ek gösterge adaletsizliği mevcuttur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na ekli I Sayılı Cetvelde hizmet sınıfları itibariyle ek göstergeler düzenlenmiş olup, teknik hizmetler sınıfına giren mimar, mühendis ve şehir plancıları ile sağlık hizmetleri sınıfına giren tabip, diş hekimi, veteriner, eczacı ve biyologların 1. dereceden 8. dereceye kadar ek göstergesi sırasıyla 3600, 3000, 2200, 1600, 1300, 1150, 950, 850 şeklinde düzenlenmiş iken, avukatlık hizmetleri sınıfına giren kamu avukatlarının ek göstergesi ise 1. dereceden 8. dereceye kadar sırasıyla 3000, 2200, 1600, 1500, 1200, 1100, 900, 800 olarak düzenlenmiştir. Söz konusu cetvele dikkatle bakıldığında kamu avukatlarının kıdem kazandıkça diğer mesleklere göre negatif ayrımcılığa maruz kaldığı açıkça görülmektedir; ki kamu avukatlarının istihdam edildikleri kamu kurumlarına sağladıkları fayda ve katma değer, eşit eğitim düzeyindeki diğer mesleklerden hiç de az değildir. Çeşitli yasa tekliflerine de konu olan bu hususta avukatlık mesleğine yönelik ayrımcılığa son verilmesi, kamu avukatlarının en acil taleplerinden biridir.   

ii. Memuriyete Girişte Derece/Kademe Adaletsizliği: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinde memuriyetteki hizmet sınıfları düzenlenmiş olup, aynı maddenin “Ortak Hükümler” başlıklı (A) bendinde 4 yıllık yüksek öğrenimi bitirenler 9. derecenin 1. kademesinden göreve başlamaktadır. Ancak 36. maddedeki (A) bendinin 1 nolu alt bendinde

“Avukatlık stajını açıkta iken yapanlara iki, memuriyette iken yapanlara bir kademe ilerlemesi uygulanır” hükmü düzenlenerek, eşit eğitim düzeyindeki teknik mesleklere nazaran yine avukatlık hizmetleri sınıfı aleyhine bir ayrımcılık yapılmıştır. Memuriyetten önce 4 yıllık fakülteyi bitiren ve ardından 1 yıllık avukatlık stajını tamamlayan kamu avukatlarına memuriyete girişte 2 kademe ilerlemesi ilave edilirken, 36. maddenin (A) bendinin 2 ve 4 nolu alt bentlerinde teknik hizmetler sınıfına giren 4 yıllık fakülte mezunu mimar, mühendis, şehir plancısı, jeolog, kimyager, matematikçi vb. meslekler açısından başlangıç kıdemine 1 derece ilave edileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla kamu avukatları stajla birlikte 5 yıllık bir eğitim sürecinden geçerek kamuya girmesine rağmen, 4 yıllık fakülte bitiren teknik mesleklere göre bir kademe aşağıdan memuriyete başlamaktadır.

iii. Özel Hizmet Tazminatı Oranında Adaletsizlik: Devlet memurlarına ödenecek aylıkların belirlenmesinde önemli kalemlerden birisi de özel hizmet tazminatıdır. 657 sayılı Kanun'un 152. maddesinde mimar, mühendis, şehir plancısı gibi teknik hizmetler sınıfına giren kadroların minimum özel hizmet tazminatı oranı % 168 ve sağlık hizmetleri sınıfına giren 4 yıllık fakülte mezunu kadroların minimum özel hizmet tazminatı oranı % 145 olarak belirlenmiş olup; ayrıca yasada eğitim düzeyi, kıdem artışı, iş yoğunluğu, yapılan işlerin önem düzeyine göre bu meslek gruplarındaki oranların arttırılmasına dair ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir. Avukatlık hizmetleri sınıfı için ise bu oran tek ve standart bir şekilde % 135 olarak düzenlenmiştir. Ücret adaletsizliği yaratan bu sorunun çözülmesi, kamu avukatlarının acil taleplerindendir.

iv. Makam ve Temsil Tazminatı Verilmemesi: Kamu sektöründe hakim, savcı, müfettiş, iç denetçi, uzman vb. çeşitli kadrolardaki memurlara oldukça yüksek göstergelerden makam tazminatı ve temsil tazminatı verilirken, kamu idarelerini her türlü adli ve idari yargı mercilerinde temsil eden, kamu idaresiyle alakalı sulh ve arabuluculuk komisyonlarında doğal üye olarak görev yapan kamu avukatlarına makam ve temsil tazminatı verilmemektedir.

v. Avukatlık Vekalet Ücretinde Yaşanan Sorunlar: Kamu avukatlarının takip ettiği dava ve icra takiplerinden yasal limit dahilinde elde ettiği karşı vekalet ücretlerinin dağıtımında sorunlu uygulamalar mevcuttur. 659 sayılı KHK'ya dayalı olarak çıkarılan 'Vekalet Ücretlerinin Dağıtımına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 8. maddesinde “Emanet hesabında toplanan ve dağıtımı yapılamayan vekalet ücretleri tahsilini takip eden üçüncü bütçe yılının sonunda gelir kaydedilir” düzenlemesi yer almasına karşın, pek çok kamu idaresi bu düzenlemeye aykırı şekilde 3 yıllık mühleti beklemeden limit fazlası vekalet ücretlerini doğrudan bütçeye gelir kaydetmekte ve bu nedenle limitini dolduramayan kamu avukatlarına vekalet ücreti dağıtımında sorunlar yaşanmaktadır. Yine dava vekalet ücretlerine işletilen yasal faizler, hemen her kurumda doğrudan bütçeye gelir kaydedilmektedir; halbuki vekalet alacağından doğan faiz kalemlerinin vekalet havuzuna aktarılması mevzuata daha uygun bir hareket tarzı olacaktır. Ayrıca kamu kurumlarındaki hukuk birimlerinde çalışan kalem personeli, takip memuru gibi yardımcı personele daha evvel dağıtılmakta olan % 5 oranında vekalet ücreti, 2011 yılında çıkarılan 666 sayılı KHK ile kaldırılmış olup, daha sonra bu değişiklik Anayasa Mahkemesi'nin 27/12/2012 tarihli ve E: 2011/139, K: 2012/205 sayılı kararı ile iptal edilmesine rağmen, bu hususta yeniden bir düzenleme yapılmamış; hukuk birimlerinde aşırı yoğun iş yükü altında beraber çalışan avukatlar ve memurlar arasındaki çalışma barışı bozulmuştur.  

G. Mesleki Örgütlenme ve Sendikalaşma Sorunu: Kamu avukatlarının mesleki örgütlenme, mesleki dayanışma ve sendikal haklar bakımından da sıkıntıları vardır. Ülkemizde 1961 Anayasası döneminde bir süre meslek esasına göre sendikalaşma kabul edilmiş, 12 Mart 1971 Muhtırasından sonraki dönemde ise sendikaların işkolu esasına göre örgütlenmesi ilkesine geçilmiştir. Bu durum, farklı farklı kamu idarelerinde ve farklı illerde çok seyrek sayıda istihdam edilen kamu avukatları açısından dezavantajlı bir durum yaratarak, sendikalaşma hakkının kullanılmasını engellemektedir. İşkolu esasına göre sendikalaşma zorunluluğu nedeniyle kamu avukatları, istihdam edildikleri kamu kurumunun tabi olduğu işkolundaki sendikaya üye olmak durumunda kaldığından, kendi talep ve çıkarları ile örtüşmeyen ve hatta yer yer zıt talep ve çıkarlara sahip meslek gruplarıyla aynı sendikada örgütlenmektedir. Elbette bu durum kamu sektöründeki ve özel sektördeki tüm meslekler açısından geçerli olup, ülkemizdeki sendikal mevzuatın çağın gereklerine uygun şekilde yeniden gözden geçirilmesiyle düzeltilebilecektir. Yine kamu avukatları, bulundukları tüm illerde baroya kayıtlı avukatların çok az bir kısmını oluşturduğundan, baro yönetimi ve kurulları ile Türkiye Barolar Birliği'nde yeterince söz sahibi olamamakta; baroya kayıt zorunluluğu bulunmadığından mesleki gündemlerden uzak kalmaktadır.

H. Kamu Avukatlarının Hukukçu Olmayanlarca Denetlenmesi: Kamu avukatları kamu idareleri nezdinde öncelikle 'memur' olarak görüldüğünden, teftiş ve denetleme işlemleri hukukçu olmayan memurlarca yerine getirilmektedir. Yine sicil amirleri özellikle kamu kurumlarının taşra teşkilatında hukukçu olmayan idarecilerdir. Bu durum, avukatlık mesleğinin bağımsızlığı ilkesiyle çelişkilidir.

İ. Meslek İçi Eğitim Sorunu: Kamu kurumlarında kamu avukatlarının kendilerini mesleki açıdan geliştirme olanakları sınırlıdır. Periyodik olarak düzenlenen kurum içi eğitim seminerleri amaca hizmet etmekten uzaktır. Bu tür seminerlerde genellikle kurum dışı akademisyenlere konferans verdirilmesi yöntemi tercih edilmekte, kurumsal hafızayı taşıyan kamu avukatları arasındaki bilgi paylaşımına önem verilmemektedir. Mesleğin ifası açısından zaruri olan hukuki kitap, makale, dergi ve içtihat-mevzuat programı gibi yazılımların edinilmesinde zaman zaman problemler çıkarılmakta; mesleki kaynaklara kurumsal erişim mali gerekçelerle kimi zaman engellenmektedir.  

III. HEDEFLER

Ankara Barosu; kamu avukatlarının, mesleki açıdan bağımsız şekilde ve güvenli bir ortamda mesleğini icra etmesini ve bünyesindeki bu avukatların Baronun sunduğu her türlü hizmetten/eğitim çalışmasından/imkândan eşit şekilde yararlanmasını amaçlar. Bu amaç doğrultusunda Baro, kamu avukatları için meslek ahlakına, mesleki dayanışma ilkelerine uygun bir çalışma ortamı yaratmayı hedefler. 
Bu Belge, Ankara Barosu'ndaki tüm kamu avukatları yönünden mesleki dayanışmanın arttırılması, kamu sektöründe avukatlık mesleğine yönelik ayrımcılıkların önlenmesi ve ücret adaletsizliğinin giderilmesi ile kamu avukatlarının baroda temsiliyetinin sağlanması hususlarına ilişkin ilkeleri ve stratejileri düzenler. 

Bu Belge ile Ankara Barosu’nda başkanı, yönetim kurulu ve üyeleri kamu avukatları arasından oluşturulan Kamu Avukatları Merkezi/Kurulu kurulması ve bu merkezin/kurulun gerektiğinde diğer merkez/kurullar ile kolektif bir çalışma geliştirmesi hedeflenir.  

Ankara Barosu; bu Belge ile Baro üyesi kamu avukatlarına yönelik mesleki anlamda her türlü koruma, destek ve güçlendirme faaliyetlerini yürütmeyi hedefler. 

KAPSAM 

Bu belgede yer alan ilke ve stratejiler, yer ve zaman sınırlaması olmaksızın, Ankara Barosu levhasına kayıtlı tüm kamu avukatları ve bu avukatların istihdam edildiği tüm kamu kurum ve kuruluşları için tavsiye niteliğindedir. 

İlkeler 

Baro, bu belgede ortaya konan stratejiler uygulanırken aşağıda açıklanan ilkeleri her zaman dikkate alır: 

Kapsayıcılık İlkesi 

Baro, bu belgede ortaya konan stratejileri hayata geçirirken, tüm kamu avukatlarını kapsayacak uygulamalar geliştirir. 

Eşitlik İlkesi 

Ankara Barosu, bünyesinde bulunan tüm kamu avukatları için eşit fırsatların yaratılması; eşitliğin ve dengenin geçerli olmasını gözetecek etkin politikalar geliştirir ve uygular. 

Özen Gösterme İlkesi 

Baro, bu belgeye aykırı davranışların ortaya çıkmaması için her türlü özen ve dikkati gösterir. 

Ayrımcılık Yasağı İlkesi 

Ankara Barosu, bünyesinde bulunan tüm kamu avukatları için başta mesleki ve ekonomik anlamda olmak üzere, herhangi bir düzlemde ayrımcılık yapılmasını önleyici politikalar uygular. 

İnsan Onuruna Saygı İlkesi 

Ankara Barosu; tüm kamu avukatlarının bireysel haklarına ve kültürel farklılıklarına saygı duyar, insan onuruna uygun şekilde muamele eder. 

Şiddet Bilinci İlkesi 

Ankara Barosu; her türlü şiddetin varlığını ayırt etmek, şiddete ilişkin farkındalık ve duyarlılık geliştirmek ve bununla mücadele etmek için gerekli olan bilincin yaygınlaşması için çalışmalar yürütür. 

Bu bağlamda şiddetin etki ve sonuçlarının her zaman somut olarak görülmediği, zamanla görülebileceği gibi hiçbir zaman görünür olmayabileceği de göz önünde bulundurulur ve her halde şiddete ve mobbinge yol açan etkenlerle mücadele edilmesini sağlar. 

Temsil İlkesi 

Ankara Barosu, kamu avukatlarının Ankara Barosu Yönetim Kurulu başta olmak üzere; 

Baroya bağlı tüm merkez ve kurullarda temsil edilmelerini sağlar. Serbest avukatlara ve işçi avukatlara nazaran az sayıda bulunan kamu avukatları için kota uygulanmasını savunur.  

Dayanışma İlkesi 

Baro, kamu avukatlarının haklarıyla ilgili olarak mesleki dayanışma kuralları dahilinde hareket eder. 

Stratejiler 

Bu belgede ortaya konan stratejiler uygulanırken, Baro şunlara ilişkin faaliyetler yürütür: 

1. Başkanı, yönetimi ve üyeleri yine kamu avukatlarından oluşan Kamu Avukatları Merkezi/Kurulu oluşturulması ve bu merkezin/kurulun gerektiğinde diğer merkez/kurullar ile kolektif bir çalışma geliştirmesi,

2. Bu kurul/merkez tarafından ayrıca kamu avukatlarının çalışma yaşamında maruz kaldığı her türlü ayrımcılık, mobbing ve şiddetin önlenmesine karşı bir denetimizleme alt kurulu/merkezi oluşturulması,

3. Oluşturulacak Kamu Avukatları Merkezi/Kurulu kapsamında kamu avukatlarının hızlı ve direkt olarak ulaşabileceği bir iletişim hattı oluşturulması ve bu iletişim hattının sürekli ulaşılabilir olmasının sağlanması ve bunun denetimi,

4. Baroda, tüm kamu avukatlarının mesleki anlamda kendilerini geliştirmelerini desteklemek amacıyla, bu avukatlara yönelik olarak kamu kurumları ve üniversiteler ile işbirliği halinde ücretsiz atölyeler, eğitimler ve çalışmalar düzenlenmesi,

5. Çalışma koşulları bakımından tüm kamu avukatlarının yaptıkları iş ile aldıkları ücret arasında adaletin sağlanması, Anayasa'nın 55. maddesindeki ücrette adalet ilkesinin hayata geçirilmesi,

6. Kamu avukatlarının yukarıda özetlenen sorunlarına dair her türlü basın açıklaması, bildiri ve duyurularına Baro'nun internet adresi ve tüm yayın organlarında yer verilmesi,

7. Kamu avukatlarının haklarını savunma ve mesleki dayanışma amacıyla kurulan dernek, sendika ve vakıf gibi diğer sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yürütülmesi,

8. Kamu avukatlarının mali durumlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesi, yasal statü ve idari teşkilatlanma karmaşasına son verilmesi, ek gösterge, özel hizmet tazminatı, memuriyete giriş derecesi bakımından eşdeğer eğitim düzeyindeki mesleklerle dengelenmesi vb. tüm sorunlarını kapsayan bir yasa teklifinin, diğer barolar ve TBB nezdindeki Kamu Avukatları Kurul ve Merkezleri ile işbirliği içinde gündeme getirilmesi.

Baro Karar Alma Mekanizmalarında Kamu Avukatların Temsilinin Sağlanması 

Karar alma mekanizmalarında kamu avukatlarının temsillerinin sağlanması için Baro şunlara ilişkin de faaliyetler yürütülür: 

1. Baro Organları seçiminde ve Merkez/Kurullarda kamu avukatlarının yer almasına imkânlar çerçevesinde özen gösterilmesi,

2. Karar alma mekanizmalarına/süreçlerine kamu avukatlarının katılımının artırılmasının sağlanmasına yönelik faaliyetlerde bulunulması,

3. Ankara Barosu Yönetim Kurulunda, kamu avukatlarına yönelik kota ayrılması, toplantılara katılımlarının sağlanması, toplantı gündemine ilişkin söz hakkı tanınması ve gerektiğinde toplantı gündemine yönelik öneri sunmalarının sağlanması.

IV. SONUÇ

Sonuç olarak; 

Ankara Barosu; yukarıda belirtilen hedefler, kapsamlar, ilkeler ve stratejiler ışığında kamu avukatları için çeşitli uygulamaları hayata geçireceğini, mesleki yaşamlarını güven ve huzur içinde geçirebilmeleri için gerekli önlemleri alacağını taahhüt eder. Yine bu konularda Baro; bünyesindeki tüm kamu avukatları için bu avukatların istihdam edildiği kamu kurumları nezdinde farkındalık geliştirmeyi, stratejiler üretmeyi ve konuyla ilgili bütçe ayırmayı da taahhüt eder.