Mersin Barosu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) işbirliğinde Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Uygulamaları konulu meslek içi eğitim semineri düzenledi. Seminer sorumlusu ve TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Rüstem Kadri Septioğlu, Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız ve İzmir Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem’in konuşmacı olarak katıldığı seminere avukatlar yoğun ilgi gösterdi. 

“Sertifikası olmayan avukatları CMK’da görevlendirmeyeceğiz” 

Mersin Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerde konuşan Baro Başkanı Yeşilboğaz, zorunlu müdafilik sisteminin kendileri için en önemli bir konu olduğunu belirterek, “CMK, insanların hakka, adalete ulaşması ve bireyin savunma hakkının en iyi temsil edilmesi için ciddi bir sistemdir. Verdiğiniz hizmet maddiyatla ölçülemez” dedi. 

Mersin Barosu CMK Merkezi’ni daha aktifleştireceğini ve daha profesyonel hale getireceğini vurgulayan Yeşilboğaz, “Bütün meslektaşlarımızın CMK konusunda sertifika almasını önemsiyoruz. Bir yıl içerisinde CMK’da görev yapıp da sertifika almamış hiçbir meslektaşımız kalmayacak. Bir yıl sonra sertifikası olmayan hiçbir meslektaşımızı, CMK sisteminde görevlendirmeyeceğiz. Bu eğitimlerimiz periyodik olarak devam edecek. Bu eğitimleri mutlaka takip edin, çünkü kanunlar sürekli değişiyor. Ortada söz konusu olan bir insan hayatı var. Bu sistem içerisinde siz kendi bilginizi, becerinizi ve donanımınızı net olarak ortaya koyarsanız hem kişiye hem de adaletin gelişmesine faydanız olur. Sistem sizi değil, siz sistemi yönlendirin” diye konuştu. 

TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Septioğlu da bilgi ve donanımları artırmak için TBB Eğitim Merkezi olarak barolarda eğitimler verdiklerini söyleyerek, “CMK alanında sürekli değişiklikler olduğu için meslektaşlarımızın bilgilerini güncellemek için eğitimlerimizi artırıyoruz” ifadelerini kullandı. 

“Klasik avukatlık yapmayın” 

Prof. Dr. Yıldız ise soruşturma evresinde vekillik-müdafilik, ceza muhakemesinde soruşturma, iddianamenin incelenmesi, kovuşturma, yetkili mercilerin suçu öğrenmesi, ihbar ve şikayetin yapılacağı makamlar, şikayetten vazgeçme, başvurunun kolluğa yapılması, müdafinin yetkileri konularında bilgiler verdi. Yıldız, “Kanun koyucu diyor ki, ceza muhakemesinde soruşturma, yetkili organların suç şüphesini öğrenmesiyle başlar. CMK’da, zimmet suçundaki etkin pişmanlıktaki soruşturma kavramı, adli soruşturmadır. Olayda ise idari soruşturmadır. Adli soruşturma ise yetkili organların suç şüphesini öğrenmesi ile başlar. İyi bir ceza müdafiliği; bazen ağırlaştırıcı sebep uygulatmamaktır, bazen indirim sebebini uygulatabilmektir, bazen cezanın alt sınırından hesaba başlatabilmektir. Bu noktada klasik avukatlık yapmayın. Avukatlık artık şekil değiştirdi. Bilgilendirme hakkına uymamanızdan dahi hakkınızda soruşturma başlatılıyor. Yargıtay kararında; eğer kolluk, soruşturma başladı diyeceğimiz durumda, savcıya haberdar etmeksizin delil elde ederse, elde ettiği deliller hukuka aykırıdır, bu esas alınamaz deniliyor. Soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafi yardımdan faydalanabilir. Ancak ifade almada en çok üç müdafi bulunabilir, kovuşturma evresinde, örgüt davalarında ve bazı istisnai hallerde duruşmada en çok üç avukat bulunabilecek şeklinde kanunda düzenleme yapıldı. Yani üç avukat sadece bir kişiye ilişkin müdafilik yapabilir” ifadelerini kullandı. 

Prof. Dr. Erdem de AİHM’nin ve Anayasa’nın delil yasakları hakkındaki düzenlemeleri konusunda bilgiler vererek, “Hukuka aykırı bir şekilde elde edilen delillerin değerlendirilmesi mümkün değildir” dedi.