İstanbul Kadıköy'de 17 Ocak tarihinde avukat Mürsel Ünder, Söğütlüçeşme metrobüs turnikelerinin girişinde kendisini durduran bekçiler tarafından darp edildiğini belirterek Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

“HUKUKSUZLUĞUN YANSIMASI”

Avukat Mürsel Ünder, “Bekçiler yanıma gelerek GBT kontrolü yapacağız dedi. Ben de ‘Ben sorun çıkarmıyorum neden kimlik istiyorsunuz? Neden şüphelendiniz?’ diye sordum ve avukat olduğumu belirttim. Ülkedeki hukuksuzluğun yansıması olarak ise bu sorularım dikkate alınmadı ve darp etmeye başladılar. Elimi kırma noktasına getirdiler. Vücudumda pek çok darp izi var. Polis çağrılmasını istediğimde haber verdik dediler. Polis gelene kadar olay yerine en az 10 bekçi daha geldi. Kafamı kaportaya yaslayarak ters kelepçe yaptılar. Ve bunların hepsini ben sana istediğimi yaparım keyfiliğinde yaptılar” dedi.

TBB'den yapılan açıklama şöyle;

MESLEKTAŞIMIZ AV. MÜRSEL ÜNDER'E YÖNELİK HUKUKSUZ BEKÇİ MÜDAHALESİ HAKKINDA AÇIKLAMA 

"Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder, 17 Ocak 2022 tarihinde İstanbul’da toplu taşıma ile seyahat etmek üzere iken, yasada aranan şartların hiçbirisi gerçekleşmediği halde bekçiler tarafından durdurularak GBT sorgulaması yapılmak istenmiştir. Bir avukat olarak, yapılan işlemin yasaya aykırı olduğunu belirtmesine rağmen meslektaşımıza ters kelepçe uygulanmış ve darp edilerek karakola götürülmüştür.

Götürüldüğü karakolda hukuka, kanuna ve insan onuruna aykırı muamele görmeye devam eden meslektaşımız, kendisine hiçbir bilgi verilmeden uzun süre bekletildikten sonra serbest bırakılmıştır.

Bekçilere tanınan durdurma ve kimlik sorma yetkisinin koşulları, 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 7. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için bu maddede tahdidi olarak sayılan unsurlarla birlikte makul bir şüphenin olması ve yetkinin keyfilik oluşturmayacak şekilde kullanılması gerekir.

Toplu taşıma ile seyahat etmekten başka hiçbir eylemi bulunmayan birinin bekçiler tarafından keyfi şekilde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu ifade etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden mahrum bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez. Aksi düşünce, gündelik yaşamlarını sürdürmekten başka hiçbir şey yapmayan istisnasız her vatandaşın, seyahat özgürlüğü gibi en temel hak ve özgürlüklerinin “makul şüphe” adı altında kolluğun gözetim ve kısıtlamasına tabi tutularak ihlal edilmesi anlamına gelir ki, bu durum, idaresi hukukla sınırlanmayan polis devletine işaret eder.

Türkiye Barolar Birliği olarak meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın özgürlüklerini tehdit eden her türlü yasa dışı fiilin karşısında yer alacağımızı, yasada görev ve yetki tanımı yapılan bekçilerin bu yetkilerini aşarak hukuk dışı ve insan onuruna aykırı eylemlerde bulunma çabalarını kabul etmediğimizi, buna kesinlikle geçit vermeyeceğimizi, meslektaşımız özelinde yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna saygılarımızla duyururuz."

Türkiye Barolar Birliği