Yargıda Birlik Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada Dünya Hakimler Birliğinin 15 Temmuz'da yaşanan kanlı darbe girişimi sonrası Türk Yargısında yaşanan gelişmeler hakkında uluslararası kamuoyunda yanlış algı yaratan ve özellikle derneği hedef alan söylemlerine sert tepki gösteren açıklama yapıldı.

Yargıda Birlik Derneği tarafından yapılan açıklamada "YARSAV ilk kurulduğu zamandaki hukukun üstünlüğü, tarafsızlık, bağımsızlık gibi değerleri ne yazık ki muhafaza ve müdafa edememiş ve giderek bu değerleri aslında benimsememiş pek çok hakim ve savcının derneğe üye olması ile yönetimdeki hakimiyetini sonunda kaybeder hale gelmiştir. Süre içinde sağduyulu ve basiret sahibi kurucularının dernekten istifa ederek Yargıda Birlik Derneğinin kurucuları arasında yer almaları ve Derneğin kurulması Türk Yargısı adına yeni bir umut kapısı oluşturmuştur. "denildi. 


Yargıda Birlik Derneği'nden yapılan basın açıklaması şöyle;

*BASIN AÇIKLAMASI*

Bu bildirinin amacı Uluslararası Yargıçlar Birliğinin 15 Temmuzda yaşanan kanlı darbe girişimi sonrası Türk Yargısında yaşanan gelişmeler hakkında uluslararası kamuoyunda yanlış algı yaratan ve özellikle derneğimizi hedef alan söylemleridir. 

Bu söylemler şöyle özetlenebilir:

1- 15 Temmuz sonrası Türk Yargısında bazı hakim ve savcıların gözaltı ve ihraç sürecinde sessiz kaldığımız iddiası,

2- Ne hazindir ki 6500 üyesi olan derneğimizin tarafgir ve kapatılmış olan YARSAV'ın Türkiye de tek bağımsız dernek addedilmesi,

3- YBD'nin HSYK'daki üyelerinin hükümetin desteği ile seçim kazandığı ve yargının tarafsızlığını ihlal ettiği iddiası.

Şimdi bu ithamlara kamuoyu nezdinde cevap vermek istiyoruz.

Zira; biz hakim ve savcılar, dedikodulara, söylemlere, siyasi baskıya bağlı olarak konuşmayız. Aksine bizim konuşabilmemiz bilgi, belge ve delil ile mümkündür.

Burada da kamuoyuna, bizler için söylenen tarafgirlik, sessiz kalma, YARSAV'ın tek bağımsız dernek olması ve hükümetin desteği ile seçim kazanılması gibi hususları bizzat tarafların itiraflarına dayanarak açıklayacağız:

Öncelikle samimi duygularımızla şunu belirtmek yerinde olacaktır. Sadece derneğimize üye olan meslektaşlarımızın değil, tüm meslektaşlarımızın onuru, saygınlığı ve güvenirliği bizim için her şeyin üstündedir.

Bu nedenle, takdir edersiniz ki son zamanlarda bazı meslektaşlarımızın yaşadıklarını kabullenmek kolay değildir. Gönül isterdi ki yargıçlığın vazgeçilmez unsuru olan bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesiyle hareket etselerdi de bugünleri bize yaşatmasalardı.

Uluslararası Yargıçlar Birliği şu gerçeğin farkında olmalı ve kabullenmelidir.

YARSAV ilk kurulduğu zamandaki hukukun üstünlüğü, tarafsızlık, bağımsızlık gibi değerleri ne yazık ki muhafaza ve müdafa edememiş ve giderek bu değerleri aslında benimsememiş pek çok hakim ve savcının derneğe üye olması ile yönetimdeki hakimiyetini sonunda kaybeder hale gelmiştir. Süre içinde sağduyulu ve basiret sahibi kurucularının dernekten istifa ederek Yargıda Birlik Derneği'nin kurucuları arasında yer almaları ve Derneğin kurulması Türk Yargısı adına yeni bir umut kapısı oluşturmuştur. 

Bizzat HSYK Başkanvekili Sayın Mehmet YILMAZ geçen hafta Strazburg'da Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi toplantısında YARSAV'ın yönetim kurulu üyesi bir hakimin etkin pişmanlıktan yararlanmak için yaptığı itiraftan söz etmesi tüylerimizi ürpertmiştir. 

HSYK başkanvekilinin itiraftan alıntılarını sizlere aktarıyoruz;

"2010 yılında Murat ARSLAN ile FETÖ terör örgütü Yargıtay imamı olan Yargıtay üyesi İlyas ŞAHİN'in Ankara'da bir büroda görüşerek 13 kişilik YARSAV yönetim kurulu üyelerini belirledikleri, 2010 yılından sonra aslında kuruluş amacındaki ilkelere uymayan FETÖ/PDY üyesi 700-800 civarında kişinin YARSAV'a üye kaydının yapıldığı, bu şekilde YARSAV'ın seçim ile ele geçirildiğini" belirtmiştir. 

Öte yandan yine Başkanvekili aynı konuşmasında YARSAV başkanının sıkı Bylock kullanıcısı olduğunu 1600 YARSAV üyesinden 2010'dan sonra derneğe üye olan 738 kişi hakkında ihraç kararı verildiğini söylemiştir.

Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Sayın Regnard ve yönetimdeki diğer üyelerinin hala YARSAV'ın Türkiye'de tek bağımsız dernek olduğunu belirtmesini takdirlerinize bırakıyoruz. 

Yine Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı Regnard'ın 7 Kasımda yayımladığı makalesinde Yargıda Birlik Platformunun listesinde yer almayan 4 HSYK üyesinin hemen görevden alındığı belirtilmektedir.

Görevden alınan HSYK üyelerinden ikisinin etkin pişmanlıktan yararlanmak üzere verdiği itiraf dilekçesinde; "HSYK'da görev yaptıkları sürede disiplin dosyalarında kullandıkları oyları örgütün talimatıyla verdiklerini" beyan ettikleri, dün HSYK Başkanvekili Sayın Mehmet YILMAZ tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Kendi özgür iradeleriyle değil, örgüt talimatıyla hareket eden Yüksek Kurul üyeleri için Sayın Regnard'ın açıklamalarını yine takdirlerinize bırakıyoruz.

Ancak 6500 üyesi olan ve her görüşten meslektaşın kendi özgür iradeleri ile bir araya gelerek oluşturduğu bağımsız bir yargı derneği olarak ve bundan duyduğumuz onur ile şu hususları da sizlerle paylaşmayı istiyoruz.

Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı ile yönetimi bu bilgileri yeni öğrenmiş olabilir. Belki kendimizi yeterince anlatamamış olmamız bizim eksikliğimiz de olabilir. Ancak defalarca randevu talebimizi küstahça geri çevirip, yargı teşkilatının yarısının üye olduğu bir derneği dinlemeye değer dahi bulmamak hangi tarafsızlık ilkesi ile bağdaşır? Sayın Regnard'ın sözü edilen makalesinde Türk Yargısında yaşananların sadece YARSAV'dan dinlediklerini belirtmiş olması hangi objektiflik ilkesi ile bağdaşır? 

Yine üzülerek terör örgütü oldukları bizzat kendi üyeleri tarafından itiraf edilmiş bir derneğin üyeleri ile diğerleri için Avrupa Hakimler Birliğinin (Dünya Hakimler Birliğinin bölgesel organizasyonu olan) insan hakları adına yardım kampanyası başlattığını öğrenmiş bulunmaktayız. Bunun açıkça suç olduğunu söylemek zorundayız. Kaldı ki, terör yoluyla insan haklarını gasp edenlere bilerek ve isteyerek destek vermek hangi insan hakları kategorisine dahil edilebilir?
Yardım kampanyası Uluslararası Yargıçlar Birliği Başkanı tarafından deklare edilmiş olup, bu birliğin yöneticilerinin hukuk önünde olduğu kadar tarih önünde de sorumlu olacaklarını söylemek istiyoruz.

Bu desteğin hukuk adına meslektaşlarımız tarafından yapılıyor olması daha da ürkütücüdür.

Bizler bu davranışları ile meslek ilkeleri dışına çıkacak bu birliği bir an önce derneğimizle işbirliği yapmaya davet ediyoruz. Eğer bu davetimiz bu açıklamalar karşısında tekrar reddedilir ise her düzlemde teröre nasıl destek verildiğini anlatmak durumunda kalacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla

*YARGIDA BİRLİK DERNEĞİ*

hukukihaber.net