657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, memurluğa atanacaklarda aranan genel şartları düzenleyen 48/A maddesinde, bazı suçlar nedeniyle ya da belli sürelerle alınmış hapis cezalarının memuriyete girmeye engel olacağı belirtilmiştir.

Öte yandan, Kanunun 98 inci maddesinde; memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadıkları sonradan anlaşılan veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybeden Devlet memurlarının memurluğunun sona ereceği hüküm altına alınmıştır.

Memur olmaya ve memur kalmaya engel hapis cezaları

657 sayılı Kanunun 48/A ve 98 inci maddelerinde yer alan düzenlemelere göre;

**Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar, zimmet suçu, irtikâp suçu, rüşvet suçu, hırsızlık suçu, dolandırıcılık suçu, sahtecilik suçu, güveni kötüye kullanma suçu, hileli iflas suçu, ihaleye fesat karıştırma suçu, edimin ifasına fesat karıştırma suçu, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu veya kaçakçılık suçu nedeniyle hapis cezası almış olanlar; Devlet memurluğuna alınmaz ve memuriyete daha önce girmiş ise görevlerine son verilir.

Memuriyete ilişkin değerlendirme yapılırken, bu sayılan suçlardan dolayı verilen hapis cezasının süresinin ne kadar olduğuna ve bu suçların kasten işlenip işlenmediğine bakılmaz.

Ayrıca, sayılan suçlardan dolayı mahkum olanlar, aldıkları bu kapsamdaki cezalar affedilmiş olsa bile, memur olamazlar ve memur kalamazlar.

**Yukarıda sayılan suçlar dışındaki bir suçu kasten işlediği için 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası almış olanlar; Devlet memurluğuna alınmaz ve memuriyete daha önce girmiş ise görevlerine son verilir.

Kasten işlenmiş bir suç nedeniyle verilmiş hapis cezanın 1 yıl ve daha fazla süreli olması halinde, suçun türüne bakılmaksızın memuriyete engel sayılır.

**Yukarıda sayılan suçlardan olmaması ve kasten işlenmiş bir suç olmaması kaydıyla, herhangi bir suç nedeniyle verilmiş hapis cezaları, memur olmaya ve memur kalmaya engel olmaz.

1 yıldan az süreli hapis cezasının memur olmaya ve memur kalmaya etkisi

**Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar, zimmet suçu, irtikâp suçu, rüşvet suçu, hırsızlık suçu, dolandırıcılık suçu, sahtecilik suçu, güveni kötüye kullanma suçu, hileli iflas suçu, ihaleye fesat karıştırma suçu, edimin ifasına fesat karıştırma suçu, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu veya kaçakçılık suçu nedeniyle verilen hapis cezasının süresi 1 yıldan az olsa bile, bu cezaları almış olanlar; Devlet memurluğuna alınmaz ve memuriyete daha önce girmiş ise görevlerine son verilir.

**Yukarıda sayılan suçlar dışındaki herhangi bir suçtan (kasten işlenmiş olsa bile) dolayı verilen hapis cezasının süresi 1 yıldan az ise, bu mahkumiyetler memurluğa girmeye ve memur kalmaya engel olmaz.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakmasının memuriyete etkisi

Memur olmaya ve memur kalmaya engel bir mahkumiyet kararlarında, mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geriye bırakıldığına dair bir hüküm de yer alıyor ise, bu durumda bir mahkûmiyet hükmünün varlığından söz edilemeyeceğinden, bu mahkumiyet kararı memurluğa girmeye ve memur kalmaya engel sayılmayacaktır.


ÖZET: 657 sayılı Devlet Memurları kanununun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikteki suçlar dışında herhangi bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alanların memnu hakların iadesi kararı aldırmaları halinde devlet memuru olarak atanmaları hk. (19/11/2014-2486)

3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesi hükümleri gereğince atama teklifi Kültür Bakanlığı emrine yapılan …'ın adli sicil arşiv kaydının bulunduğundan bahisle, söz konusu kişinin Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak şartları haiz olup olmadığı hususunda Daire Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı ve ekleri incelenmiştir.

İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden, ilginin "bıçakla hayati tehlike geçirecek şekilde müessir fiil, bu suça yardım, hakaret" suçundan Eskişehir 3 üncü Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2001 tarih ve 2001/851 sayılı Kararıyla 1 yıl 8 ay hapis ve 68.445.000 TL ağır para cezası, Eskişehir 2 nci Sulh Ceza Mahkemesinin 22/12/2011 tarih ve 2011/949 sayılı Kararı ile de 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 inci maddesinde "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak." hükmü yer almakta olup, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası alanların devlet memuru olamayacakları ifade edilmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde "(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten, ... yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.

(5)Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet halinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar..." hükmü yer almaktadır.

5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 13/A maddesinde "(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,

a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,

b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması, gerekir.

(2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.

(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.

(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.

(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.

(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adlî sicil arşivine kaydedilir..." hükmü yer almaktadır.
Danıştay İdari Dava Dairelerinin 17/11/2011 tarihli ve E:2007/2368 ve K:2011/1214 sayılı Kararında "Memnu hakların iadesi kararı, 657 sayılı Kanunun anılan 48/A5 inci maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar dışında kalan suçlar bakımından devlet memuru olabilme koşulları yönünden ehliyetsizliği geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmakta,..." hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, çeşitli suçlardan 1 yıl 8 ay hapis cezası, 68.445.000 TL ağır para cezası ve basit yaralama suçundan 2.400 TL adli para cezasıyla cezalandırılan ilgili hakkında 5352 sayılı Kanunun 13/A maddesi uyarınca yasaklanmış hakların iadesi kararı verilmiş olması durumunda, devlet memuru olarak atanabileceği mütalaa edilmektedir.

ÖZET: 657 sayılı Devlet Memurları kanununun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikteki suçlar dışında herhangi bir suçtan dolayı 1 yıldan az hapis cezası alanların devlet memuru olarak atanmaları hk. (26/02/2015-1408)

ÖSYM Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen 2014/2 KPSS atamalarında Bakanlığınız Sosyolog kadrosuna atanmaya hak kazanan …'ün ibraz ettiği belgelerin incelenmesi sonucu adli sicil kaydı bulunduğu belirtilerek, söz konusu şahsın atamasının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı ve ekleri incelenmiştir.

İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden, ilgilinin; kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret suçundan Yatağan Sulh Ceza Mahkemesinin 07/12/2007 tarihli ve 2007/407 sayılı Kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince 10 ay süreyle Yatağan ilçesinde ve köylerinde bulunan bar, birahane, kahvehanelere gitmekten yasaklanma seçenek yaptırımına çevrildiği, ayrıca kasten yaralama suçundan Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2014 tarihli ve 2014/134 sayılı Kararı ile 5 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezasının TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince 52/1 maddesi gözönüne alınarak 3.500,00 TL adli para cezasına çevrildiği anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve özel şartların düzenlendiği 48 inci maddesinin "A) Genel Şartlar" başlıklı bölümünün 5 inci fıkrasında "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak..." hükmüne yer verilmiş olup, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına çarptırılanlar ile verilen hapis cezasının süresine bakılmaksızın affa uğramış olsalar bile yukarıda sayılan nitelikteki suçlardan hüküm giymiş olanların devlet memuru olamayacakları ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm çerçevesinde, ilgili hakkında verilen hapis cezalarının 657 sayılı Kanunun 48/A-5 inci maddesinde sayılan nitelikli suçlar kapsamında yer almaması ve 1 yıldan az süreli olması sebebiyle atamasının yapılmasında herhangi bir engel bulunmadığı mütalaa edilmektedir.


ÖZET: Emniyet Genel Müdürlüğünde polis memuru olarak görevli iken askerlik hizmetini yapmak üzere aylıksız izne ayrılan, 15/02/1996-10/04/1996 tarihleri arasında işlemiş olduğu “firar” suçundan dolayı Askeri Ceza Kanununun 66/1-a maddesi uyarınca … 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin E.1996/… sayılı kararıyla 10 ay hapis cezası alan, 07/05/1996-22/10/1996 tarihleri arasında işlemiş olduğu “izin tecavüzü” suçundan dolayı aynı Mahkemenin E. 1996/… sayılı kararıyla 10 ay hapis cezası alan, söz konusu bu iki cezanın 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 71 inci maddesi uyarınca içtima ettirilerek toplamda 20 ay hapis cezası ile tecziye edilen, akabinde kurumunca 20/12/1996 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 657 sayılı Kanunun 98/b maddesi uyarınca memuriyetinize son verilen personelin, 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesinde 2008 yılında yapılan değişiklik sonrasında yeniden Devlet memurluğuna atanıp atanamayacağı hk.(14/10/2011-5790)


657 sayılı Devlet Memurları Kanununun,“Firar” ve “izin tecavüzü” suçunun işlendiği 1996 yılında yürürlükte bulunan, 48 inci maddesinde; “Devlet memurluğuna alınacaklarda aşağıdaki genel ve özel şartlar aranır.

A) Genel şartlar: …
5. (Değişik: 10/01/1991-3697/1 md.) Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devletin sırlarını açığı vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.” hükmüne yer verilmek suretiyle, 6 aydan fazla süreli hapis cezalarının memuriyete engel olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca, mezkur Kanunun “Memurluğun sona ermesi” başlıklı 98 inci maddesinde; “Devlet memurlarının; …

b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi; …
hallerinde memurluğu sona erer.” denilmek suretiyle, Devlet memurlarının memurluğa alınma şartlarından herhangi birini memurlukları sırasında kaybetmeleri halinde memuriyetlerinin sona ereceği hükme bağlanmıştır.

657 sayılı Kanunun, 23/1/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 317 nci maddesiyle değişik, 48/A-5 maddesinde; “5. Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak…” hükmüne yer verilmek suretiyle, 6 aydan fazla hapis cezası almak memuriyete engel iken, 2008 yılında yapılan değişiklikle, söz konusu süre 1 yıl veya daha fazla süreli hapis cezaları şeklinde değiştirilmiştir.

22/05/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 66 ncı maddesinde; “1) Aşağıda yazılı askeri şahıslar bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur:
a) Kıt'asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı günden fazla uzaklaşanlar,
b) Kıt'asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler, …” hükmüne yer verilmiştir.

Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 71 inci maddesinde ise; “Aynı neviden şahsi hürriyeti bağlıyan muvakkat cezalara mahkumiyet halinde bu cezaların mecmuu tatbik olunur…” denilmek suretiyle, aynı türden birden fazla hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezaların toplanarak uygulanacağı belirtilmiştir. Öte yandan 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren “Birden fazla hükümdeki cezaların toplanması” başlıklı 99 uncu maddesinde ise; “(1) Bir kişi hakkında hükmolunan herbir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107 nci maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir.” hükmüne yer verilmek suretiyle de mahkemelerce verilen her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğu belirtilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 99 uncu maddesi uyarınca, münferit tarihlerde işlenen farklı nitelikteki fiillere dayalı olarak, farklı mahkeme kararlarıyla verilen hapis cezalarının birbirinden bağımsız olduğu; dolayısıyla 657 sayılı Kanunun 48/A-5 maddesi kapsamında her birinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği; bu kapsamda, söz konusu mahkemece 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 66 ncı maddesinin 1 inci fıkrasının (a) ve (b) bentleri uyarınca verilen 10 ar aylık iki farklı hapis cezasının 657 sayılı Kanununun 48/A-5 maddesi kapsamında memuriyete engel nitelik oluşturmadığı mütalaa edilmektedir.



ÖZET: 647 sayılı Kanuna göre hakkındaki mahkumiyeti tecil edilenlerin atanmaları hk (13/01/2015-168)
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesi gereğince Bakanlığınız Diyarbakır İl Müdürlüğünde hizmetli kadrosuna ataması yapılan …'in adli sicil kaydının bulunduğu belirtilerek, ilgilinin göreve başlatılıp başlatılamayacağı hakkında Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi ve yazı ve ekleri incelenmiştir.

İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden; söz konusu şahsın eyleminin, suç tarihi itibarıyla 765 sayılı Türk Ceza Kanuna göre tanımlanan elektrik hırsızlık suçunu oluşturduğu, 765 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin esas alınarak hüküm tesis edildiği, ilgilinin işlemiş olduğu elektrik hırsızlık suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda 24.12.2003 tarihinde 2 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, ancak verilen bu cezanın 647 sayılı Kanunun 4 ve 6 ncı maddeleri gereğince paraya çevrilerek tecil edildiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 maddesinde "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten islenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkum olmamak." hükmüne yer verilmiştir.

Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun "Cezaların ertelenmesi" başlıklı 6 ıncı maddesinde "Adliye mahkemelerince para cezasından başka bir ceza ile mahkum olmayan kimse, işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para veya bir yıla kadar (bir yıl dahil) ağır hapis veya iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis veya hafif hapis cezalarından biriyle mahkum olur ve geçmişteki hali ve suç işleme hususunda eğilimine göre cezanın ertelenmesi ileride suç işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse, bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir. Bu halde ertelemenin sebebi hükümde yazılır..." hükmüne ve mülga 765 sayılı Kanunun "tecil" ile ilgili 95/II maddesinde "...Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer hir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." hükmüne yer verilmiştir.

Danıştay 1 inci Dairesinin E:2009/221 sayılı Kararında da "....5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesi (erteleme) ile 765 sayılı Ceza Kanununun 95/II maddesi (tecil) hükümleri karşılaştırıldığında, doğurduğu sonuç açısından bu iki müessese arasındaki en önemli fark; ertelemede, belirlenen denetim süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirilmesi durumunda "cezanın infaz edilmiş sayılması", tecilde ise hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde evvelce verilen ceza cinsinden veya hapis cezasını gerektiren yeni bir suç işlenmediği takdirde tecil edilen "mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması" dır. Ayrıca, ertelemede denetim süresi içinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca, hak ve yetki yoksunluğu sürmekte; tecilde ise deneme süresi içerisinde mahkumiyete bağlı ehliyetsizlikler, askıya alınmaktadır. Bu nedenle, hukuki menfaat yönünden tecil, ertelemeye kıyasla kişinin lehinedir....

Bu bağlamda .... 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde belirtilen hapis cezaları ve sayılan suçlarla ilgili olarak 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 6 ncı maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde verilmiş mahkumiyetin teciline ilişkin kararlar karşısında; tecil süresi sonunda mahkumiyet esasen vaki olmamış sayılacağından, 765 sayılı Kanunun 95 inci maddesi uyarınca deneme süresinin beklenmesi gerektiğinden, halen görevde bulunan personelin, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendi ile 98 inci maddesinin b bendi hükmü uygulanmak suretiyle görevine son verilemeyeceği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 25.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi." ifadelerine yer verilmiştir.

Ayrıca, 1-25/01/1991 tarihli ve 20766 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 15/11/1990 tarihli ve E:1990/2; K:1990/2 sayılı Kararında 647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca ertelenmiş bulunan bir mahkumiyet hükmü nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince devlet memurunun görevine son verilemeyeceği ifade edilmiş; 2-Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 29/03/1991 tarihli ve E:1991/15; K:1991/8 sayılı Kararında ise ihtilasen zimmet suçundan 5 ay 25 gün ağır hapis ve müebbeten memuriyetten men cezası ile cezalandırılan davacının, bu cezası 647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca tecil edilmiş bulunduğundan devlet memurluğuna son verilemeyeceği ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilgilinin elektrik hırsızlık suçunu işlemiş olduğu tarihte yürürlükte bulunan 647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince cezasının paraya çevrilerek ertelenmiş olması sebebiyle, bu durumunun memuriyete girişte engel teşkil etmeyeceği mütalaa edilmektedir.

ÖZET: 657 sayılı Devlet Memurları kanununun 48/A-5 maddesinde sayılan nitelikteki suçlar dışında herhangi bir suçtan dolayı 1 yıldan az hapis cezası alanların devlet memuru olarak atanmaları hk. (26/02/2015-1408)

ÖSYM Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen 2014/2 KPSS atamalarında Bakanlığınız Sosyolog kadrosuna atanmaya hak kazanan …'ün ibraz ettiği belgelerin incelenmesi sonucu adli sicil kaydı bulunduğu belirtilerek, söz konusu şahsın atamasının yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği ilgi yazı ve ekleri incelenmiştir.

İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden, ilgilinin; kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret suçundan Yatağan Sulh Ceza Mahkemesinin 07/12/2007 tarihli ve 2007/407 sayılı Kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 50 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereğince 10 ay süreyle Yatağan ilçesinde ve köylerinde bulunan bar, birahane, kahvehanelere gitmekten yasaklanma seçenek yaptırımına çevrildiği, ayrıca kasten yaralama suçundan Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2014 tarihli ve 2014/134 sayılı Kararı ile 5 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezasının TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince 52/1 maddesi gözönüne alınarak 3.500,00 TL adli para cezasına çevrildiği anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel ve özel şartların düzenlendiği 48 inci maddesinin "A) Genel Şartlar" başlıklı bölümünün 5 inci fıkrasında "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak..." hükmüne yer verilmiş olup, kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına çarptırılanlar ile verilen hapis cezasının süresine bakılmaksızın affa uğramış olsalar bile yukarıda sayılan nitelikteki suçlardan hüküm giymiş olanların devlet memuru olamayacakları ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen hüküm çerçevesinde, ilgili hakkında verilen hapis cezalarının 657 sayılı Kanunun 48/A-5 inci maddesinde sayılan nitelikli suçlar kapsamında yer almaması ve 1 yıldan az süreli olması sebebiyle atamasının yapılmasında herhangi bir engel bulunmadığı mütalaa edilmektedir.



kararara.com