Yıllar sonra bu nüfus cüzdanları ile bankalara hesap açıldığı, borçlanıldığı, vergi dairesine mükellefiyet tesis edilerek sahte fatura düzenleme suçu işlendiği ortaya çıkabiliyor. Kendi inisiyatifleri dışında yapılan bu işlemler yüzünden insanlar zor günler geçiriyor, huzurları kaçıyor, maddi-manevi zarara uğruyor, hatta sağlıkları bozulabiliyor. Ancak alacaklılar kapıya dayanınca ve sahte fatura düzenleme suçundan haklarında dava açılınca farkına vardıkları bu durumu düzeltmek için vatandaşlar günlerini ve servetlerini harcamak zorunda kalabiliyor. Bu sıkıntıların en azından bazılarıyla muhatap olmamak için nüfus cüzdanını kaybeden veya çaldıran kişilerin durumu vergi dairesine bildirmelerinde fayda var. Daireler, yapılan başvurularda bu kişilerin numaralarına bilgi girerek suistimallerin önüne geçiyor.

Temmuz 2006'dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişilerin vergi kimlik numarası olarak 11 haneli TC Kimlik Numarası'nı kullanmaları mecburi hale geldi. Kendi içinde bazı sorunlar barındırmakla beraber MERNİS projesi çerçevesinde geliştirilen bu uygulama, birçok işlemin tek bir numara ile yapılması imkanını getiriyor. Aynı numarayla vergi dairesinde, hastanede, okullarda, seçimlerde ve birçok yerde işlem yapmak mümkün. Bunun bir avantajı da yukarıda bahsettiğim şekilde kaybolan veya çalınan nüfus cüzdanlarında yaşanıyor. Eskiden böyle bir problem yaşayan insanların, usulsüz işlem yapılmasına mani olmak için vergi kimlik numarasının sahte veya çalıntı nüfus cüzdanı ile alındığına dair mahkeme kararı çıkartıp bunu Maliye Bakanlığı'nın Ankara'daki merkezine göndermeleri gerekiyordu. Bu durumda numaranın tasarruf yetkisi kaldırılıyor ve kişiye yeni bir vergi numarası veriliyordu. Aynı şekilde vergi kimlik kartının kaybolduğuna veya çalındığına dair gazete ilanı ya da mahkeme kararı Maliye Bakanlığı'na bildirildiğinde vergi kimlik numarasına tedbir konuluyordu. Zamanla bu konuda duyarlı vatandaşların vergi dairelerine nüfus cüzdanlarının kaybolduğunu veya çalındığını belirterek kaybolan veya çalınan kimlikleriyle mükellefiyet tesis edilmesinin engellenmesi yönünde müracaatları arttı. Bunun üzerine Gelir İdaresi, işlemlerin pratik şekilde yapılması için yöntem geliştirdi. Gerçek kişiler artık, nüfus cüzdanlarının kaybolduğunu veya çalındığını belirterek, bu nüfus cüzdanlarıyla mükellefiyet tesisi yapılmasının engellenmesini vergi dairelerine verdikleri dilekçeyle talep edebiliyor. Bu durumdaki kişilerden vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi mükellefiyeti bulunmayanlar herhangi bir vergi dairesine başvurabiliyor. Vergi mükellefiyeti bulunanlar ise bağlı bulundukları vergi dairesine başvurmalı. Müracaat esnasında nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanının/emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin aslı da ibraz ediliyor. Vergi daireleri, verilen belgelerdeki numarayı sorgulayıp bilgilerin doğruluğunu onayladıktan sonra nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair not düşüyor.

Yapılan müracaat neticesinde vergi dairesince alınan tedbirlerden sonra sahte kimlikle mükellefiyet açmanın, bir şirkete ortak olmanın ve bu sayede sahte fatura dahil birçok mali suç işlemenin önüne geçilmiş oluyor. Çünkü mükellefiyet tesisi yaptırmak, şirket kurmak veya ortak olmak üzere vergi dairesine müracaat edenlerin nüfus cüzdan bilgileri sistem tarafından otomatik olarak kontrol edilir. Kontrol sonucunda ibraz edilen nüfus cüzdanındaki bilgilerde uygunsuzluk bulunmadığı ve nüfus cüzdanının kayıp/çalıntı olmadığının tespit edilmesi halinde mükellefiyet tesisi yapılır. İbraz edilen nüfus cüzdanının kayıp/çalıntı olduğu sistem tarafından tespit edilmesi halinde bilgisayar ekranında kimliğin, kaybedildiği veya çalındığını belirten bir uyarı mesajı görülür. Bu mesaj üzerine ibraz edilen kimlikteki kişi adına mükellefiyet tesisi yapılmaz. Ayrıca ibraz edilen nüfus cüzdanı iade edilmeyip durumu anlatan bir yazı ekinde ilgili nüfus müdürlüğüne gönderilir. Bu sayede usulsüz işlem yapmak isteyen kişilerin de yakalanması sağlanmış olur.

Ahmet YAVUZ / ZAMAN