İcra ve İflas Kanunu madde 150/f – (Ek: 18/2/1965-538/72 md.) Alacaklının satış talebinden sonra takdir edilen ve kesinleşen kıymete göre merhunun alacağı karşılamayacağı anlaşılırsa, alacaklının talebi üzerine kendisine açık kalan miktar için bir muvakkat rehin açığı belgesi verilir.

Alacaklı, bu belgeye dayanarak borçlunun diğer mallarının haczini icra memurundan talebedebilir ve 100 üncü maddedeki esaslar dahilinde diğer alacaklıların haczine iştirak edebilir. Bu takdirde alacaklı, rehnin satışı neticesinde, alacağının tahsil edilemeyen kısmını borçlunun diğer mahcuz mallarından rüçhansız olarak alır.

I. GENEL OLARAK

Rehin/ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu aleyhine girişilen takipte henüz taşınmaz paraya çevrilmezden önce yani takip devam etmekte iken rehin konusu taşınmazın satışı sonrasında elde edilecek tutarın rehin alacaklısı olan alacaklının alacağını karşılamaya yetmeyeceğinin anlaşılması halinde alacaklının başvurusu üzerine icra dairesi tarafından alacaklıya geçici rehin açığı belgesi düzenlenerek verilir.

Geçici rehin açığı belgesi ipotek veya rehin veren kişi hakkında değil asıl borçlu hakkında düzenlenerek verilir. Yani ipotek veya rehin veren üçüncü kişi hakkında geçici rehin açığı belgesi verilemez. Çünkü ipotek veya rehin veren üçüncü kişinin sorumluluğu taşınmazın/taşınırın kıymeti ile sınırlıdır.

Geçici rehin açığı belgesinin düzenlenebilmesi için; rehin konusu taşınmazın tespit edilen ve kesinleşen kıymetinin rehin konusu alacağı karşılamadığının belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin, 100.000 TL olan rehin/ipotek alacağı için başlatılan takipte rehin/ipotek konusu merhunun kesinleşen kıymetinin 75.000 TL olması halinde alacaklının başvurusu üzerine 25.000 TL için geçici (muvakkat) rehin açığı belgesi düzenlenerek alacaklının kendisine verilir.

Elinde geçici rehin açığı belgesi olan alacaklı bu belgeye dayanarak ayrıca bir icra takibi yapmadan aynı takip dosyası üzerinden alacağının rehinle karşılanmadığı tespit edilen kısmı için icra dairesinden borçlunun hacze kabil sair taşınır ve taşınmaz malları ile  üçüncü kişilerdeki mal ve alacaklarının haczini talep edebilir.

Rehin/ipotek konusu taşınır veya taşınmaz satılıp, eksik kalan tutar yani rehin/ipotek bedelinin eksik kaldığı tutar tespit edilmedikçe geçici rehin açığı belgesine dayanılarak borçlunun haczedilen mallarının satışı alacaklı tarafından istenemez. Şayet diğer haciz alacaklıları tarafından haczedilen bu malların satılması halinde elde edilen tutardan rehin alacaklısının payına isabet eden bedel rehin konusu mahcuz satılarak açık, net bir şekilde belirli oluncaya kadar icra veznesindeki paradan rehin alacaklısına ödeme yapılamaz. İcra veznesine yatırılan para icra dairesince muhafaza edilir.

Ayrıca elinde geçici rehin açığı belgesi bulunan alacaklı İcra ve İflas Kanunu’nun 100.Maddesindeki koşullar dahilinde diğer haciz alacaklılarının haczine iştirak edebilir.

Rehin alacaklısı tarafından rehin konusu taşınır veya taşınmaz malın satışı sonrasında rehin alacağının tahsil edilmeyen kısmı borçlunun sair hacizli mallarından rüçhansız olarak alınır. (İlk haciz üzerine satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar aynı derecede hacze iştirak edebilecek alacaklılardan sayılan, aynı tarihlerden mukaddem tarihli resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri makbuz veya vesikaya istinat eden alacaklılardır. Bu suretle iştirak halinde icra dairesi müracaat üzerine aynı derecedeki alacaklıların bütün alacaklarına yetecek nispette ilave suretiyle hacizler yapar. İ.İ.K 100 md.)

Rehin açığı belgesi, borç ödemeden aciz belgesi niteliğinde bir belgedir.

II.GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2020/3260 Esas ve 2020/10290 Karar

Somut olayda, alacaklı tarafından limit ipoteğine dayalı olarak 397.917,04 TL alacak için takip başlatıldığı, takip konusu taşınmaz hakkında yapılan kıymet takdirine borçlunun itirazı üzerine, icra hukuk mahkemesince 450.000 TL kıymet takdirinin kesin olmak üzere belirlendiği, taşınmazın 1. satış günü olan 12/05/2016 tarihinde alacaklı vekiline alacağa mahsuben 340.000 TL. bedel ile ihale edildiği, ihalenin feshi davasının şikayet tarihi itibariyle kesinleşmediği görülmüştür.

Şikayetçi takip alacaklısının, söz konusu taşınmazda 1. derecede ipotek alacaklısı olduğu, taşınmaza 450.000 TL kıymet takdir edilmiş olduğu, 07/06/2016 tarihi itibariyle yapılan dosya hesabına göre dosya borcunun 557.967,87 TL. olduğu, İİK’nun 150/f maddesinde belirtildiği üzere kesinleşen kıymete göre alacaklının, ipotekli taşınmazın satışı sonucunda alacağının karşılanmayacağı anlaşılmakta olup, icra müdürünün geçici rehin açığı belgesi düzenlenmesi talebinin İİK’nun 150/f maddesi hükmüne aykırı olarak, ihalenin feshi davası bulunduğu gerekçesi ile reddi hatalıdır.

O halde, mahkemece alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshi davası sonucu verilen karar kesinleşmeden geçici rehin açığı belgesinin verilemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/24435 Esas ve 2017/4378 Karar

Somut olayda, alacaklı tarafından kesin borç ipoteğine dayalı olarak 80.000 TL alacak için takip başlatılmış, takip konusu taşınmaz hakkında yapılan kıymet takdiri sonucunda, taşınmaza 90.000 TL değer takdir edilmesinin ardından, borçlunun itirazı üzerine, icra hukuk mahkemesince 95.000 TL kıymet takdiri kesin olmak üzere belirlenmiştir.

Şikayetçi takip alacaklısının, söz konusu taşınmazda 2. derecede ipotek alacaklısı olduğu, takip dışı ... Bankası A.Ş’nin ise 180.000 TL bedel ile 1. derecede ipotek alacaklısı olduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaza 95.000 TL kıymet takdir edilmiş olduğuna göre alacaklının, ipotekli taşınmazın satışı sonucunda alacağının karşılanmayacağı anlaşılmakta olup, icra müdürünün rehin açığı belgesi düzenlemesine rağmen yanılgılı değerlendirme ile hacizleri kaldırması işlemi usulsüzdür.

Kaldı ki, 1.derecede ipotek alacaklısı olan ... Bankası A.Ş’nin taşınmazın, ipotek bedeli altında satışına muvafakat vermesi halinde dahi, satış bedeli birinci derecedeki ipotek alacaklısının alacağını dahi karşılamayacağından, şikayetçi ikinci derece ipotek alacaklısının alacağının satış bedelinden karşılanmayacağı kuvvetle muhtemeldir.

O halde, mahkemece alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/18269 Esas ve 2012/25827 Karar

İpotekli taşınmazların maliki, A.A.'nın sorumluluğu satış bedeli ve satışı yapılamayan diğer ipotekli 3 taşınmazla sınırlı olup, bunun dışında bir yükümlülüğü yoktur. İpotekli taşınmazlarla karşılanmayan alacak kısmı, asıl borçlunun kişisel borcu olup ipotek verenden istenemez.

İİK'nun 150/f maddesi gereğince muvakkat rehin açığı belgesi asıl borçlu için düzenlenir. İpotek veren 3. kişi için düzenlenemez. Kaldı ki, ipotekli taşınmazlardan henüz 3 adedi satılmamıştır. Dolayısıyla ipotek veren A.A.'ın şahsi sorumluluğuna gidilerek mallarına haciz konamaz. Mahkemenin bu yöne ilişkin asıl davanın kabulü kararında bir isabetsizlik yoktur.

Ancak icra dosyasında; A.A. aleyhine sadece ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılmış, örnek 6 icra emri tebliğe çıkarılmıştır. Bir başka anlatımla davacı aleyhine yapılmış bir ilamsız takip ve kendisine gönderilmiş örnek 7 ödeme emri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece ipotek borçlusunun birleşen davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Mustafa Zafer

Yunus Çelik