Yazmayı düşündükçe, o kadar çok konu var ki. Hangi konuyu yazsam diye düşünüyorum. Her bir konunun kıvılcımı hemen bir ateşe o da bir meşaleye dönüşüyor.
Ama gündem o kadar hızlı ki. Daha dün yazmayı düşündüğünüz bir konu bile gündemin içinde köz olup gidiyor.
Anadolu coğrafyasındaki gündem hızı, herhalde dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Boğazlarının akıntısından mıdır, üzerinde herkesin cirit attığı, beyin fırtınaları koparttığı, bin bir türlü proje, komplo, teori  vs ürettiği  bir coğrafya olmasından mıdır?
Bayram tatili boyunca yazmayı düşündüğüm; ama  köz olmuş ve şu an üzeri küllenip giden konular neler  derseniz:
-          Tatil yolunda, trafik kazalarında yitip giden canlar, mallar, umutlar, aşklar, yarınlar...
-          Bayram seyran dinlemeyen kahpe terör…
-          Torba KHK (lakin bu konuyu yazacağım, daha küllenmedi),
-          Şike olayı…
-          Zafer Bayramı…
-          Ramazan Bayramı…
      -     Mavi Marmara Raporu…
     -   10.1 milyar dolarlık Libananco davasının kazanılmasına ülkem adına sevincim…
      -     Yollarda yaşadıklarım, görünce sevindiğim üzüldüğüm şeyler…
      -     Adli tatil biterken hissettiklerim…
      -     Tatil sendromu konusu…
      -     Torba KHK ile Adli Tatilin değişmesi… (Adli tatil konulu yazılarımız okunmuş sanki…)
      -     Avukatlık mesleğinden Hakimlik Savcılık mesleğine geçişin 35 yaştan 45 yaşa çıkarılması… 
      -     vs. vs.
EN ÖNCELİKLİ KONU KAHREDEN TRAFİK TERÖRÜ…
Türkiye’de 20 MİLYON KİŞİ BAYRAMDA YER DEĞİŞTİRMİŞ. Dönüşüyle 40 MİLYON…
 İstanbul’da kiralık araç kalmamış. Yollar kan gölü.
 O kadar yeni yollar yapılmasına ve standartlar gün geçtikçe artmasına rağmen bayram bilançosu tüyler ürpertici.
“Ramazan Bayramı tatili süresince yurt genelinde meydana gelen trafik kazalarında 162 kişi öldü, 907 kişi yaralandı.” Korkunç bir rakam.
Çocukları, eşi, dostu, anası babası, akrabalarıyla birlikte en az 20 bin kişinin kalbine evine ateş düştü. Trafik kazası terörü yaktı onca insanın yüreğini.
Kazaların % 75 i aşırı hızdan.
Birkaç defa Bağdat Caddesi kazaları için ve birkaç ana yol kaza mahallerindeki protestolar için yüründü bu ülkede.
Trafik terörünün sona ermesi için toplumsal bir örgütlenme veya dalga dalga yayılan protesto görmedik ama.
“Öğrenilmiş çaresizlik sendromu” yaşıyoruz resmen. "Her bayram olur böyle şeyler, yüzlerce kişi ölür veya yaralanır", "burası Türkiye", “Ölen ölür kalan sağlar bizimdir.”  
Bazen diyoruz ya “burası Muz Cumhuriyeti mi?”. Vaay halimize ki vaay.
Kahpe terörü yenmek için trafik teröründen mi yardım istesek yoksa?
Bu işe neşter vurmalı ve gelecek nesillerimizi kurtarmak adına çalışmalar yapmalıyız. En acı reçeteleri uygulasak da yapmalıyız.
Ayağını gazdan alamayanı Azrail alıyor. Sadece kendini kurban etse ne gam. Yanındaki canlardan da karşıdakilerden de Azrail’e nice canlar sunuluyor.
Trafik terörüne yeter, DUR! diyecek önlemler, çalışmalar için duyarlı hukukçular görev başına.
Bu bayram dönüşüyle birlikte Adli tatil sona erdi.
Son defa adli yılbaşını 5 eylül olarak kutlayacağız.
2012 den itibaren milat 1 Eylül. Adli yılbaşı 1 EYLÜL oldu.
Kahpe terör ve trafik terörü kaynaklı adli vakaların en az olduğu bir adli yıl olması temennisiyle...
Hukuk camiamızın yeni adli yılını kutlarım.

Av. Vedat ORUÇ