BİRİNCİ BÖLÜM

SHY – YOLCU YÖNETMELİĞİNİN UYGULAMA ALANI VE KAPSAMI

1. SHY – Yolcu Yönetmeliğinin Uygulama Alanı

SHY – Yolcu Yönetmeliğinin uygulama alanına bakıldığında kişi, yer, araç ve bunun yanı sıra paket tur sözleşmeleri bakımından uygulama bulduğu görülmektedir.

1.1. Yer Bakımından Uygulama

SHY – Yolcu yönetmeliğine göre yönetmeliğin uygulama alanının Türkiye’deki hava taşıma işletmelerinden tarifeli ve tarifesiz uçuşlara uygulanması söz konusudur. Türkiye dışındaki yabancı hava taşıma işletmeleri bakımından ise Türkiye’de bulunan havaalanlarının gerçekleştirdiği tarifeli ve tarifesiz bütün uçuşlarda uygulandığı görülmektedir. Örnekle açıklamak gerekirse THY’nin İstanbul- Ankara, İstanbul-Berlin, Berlin-İstanbul uçuşlarının SHY-Yolcu Yönetmeliği kapsamında olduğu görülmektedir. Ancak yabancı bir işletmenin İstanbul-Köln seferi de aynı kapsamda değerlendirilmesine karşın Köln-İstanbul arası uçuşun bu kapsamın dışında olduğu görülmektedir[1].

AB üyesi ülkelerden Türkiye’ye gerçekleşen uçuşlara bakıldığında AB’nin 261/2004 Tüzüğünün uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra AB üyesi olmayan ülkelerin yabancı hava işletmeleri uyarınca Türkiye’ye yapılan uçuşlara bakıldığında ise SHY Yönetmeliği kapsamı dışında olduğu görülmektedir. Bu bakımdan yabancı işletmelerin Türkiye’ye gerçekleşen uçuşlarda SHY-Yolcu Yönetmeliğinin hukuk seçiminin yapılması ya da uluslararası özel hukuka ilişkin kanunlar ihtilafına ilişkin kuralların izin verilmesi durumunda uygulanması söz konusu olabilir[2].

Avrupa Adalet Divanı’nın 261/2004 Sayılı Tüzüğün uygulama alanına ilişkin verdiği bir kararda gidiş ve dönüş uçak biletini bir sefer şeklinde nitelendirmemiştir. Bu bağlamda AB sınırlarında kalkan ve havaalanından kalkan seferin tüzüğün uygulama alanı bulabileceği ancak AB sınırları dışında bir havaalanından kalkan dönüş seferi bakımından tüzüğün uygulama alanı bulmayacağı ifade edilmiştir. Bu durumun sonucu olarak yabancı bir havayolu işletmesinden gidiş ve dönüş uçak biletinin alınması halinde Türkiye’den giden seferler bakımından SHY-Yolcu Yönetmeliğinin düzenleme alanı bulması söz konusudur[3].

1.2. Kişi Bakımından Uygulama

SHY-Yolcu Yönetmeliğinin yönetmelik kapsamı uçuşları uyarınca ilgili uçuşlara ilişkin onaylanan rezervasyonu bulunan hava taşıma işletmesi uyarınca tur operatörlerinin ya da yetkili seyahat acentesi tarafından önceden ve yazılı şekilde belirlenen saatlerde öngörülen şekillerde ya da bilet satışında belirtilen sürede gerçekleşmediği hallerde yolcuların belirtilen hareket saatinden en az 45 dk önce uçuş öncesi uçuş öncesi kotnrolü için başvuruda bulunan yolcuları kapsar. Hava taşıma işletmesinin ya da tur operatörünce sebebe bakılmadan biletteki uçuştan başka bir uçuşa aktarılması mümkündür. Bu yolcuların da yönetmelik kapsamında değerlendirildiği görülmektedir[4].

Belirtmek gerekir ki AB Tüzüğü’nde ücretsiz şekilde yolculuk yapan ya da herkese doğrudan ya da dolaylı şekilde açık olmayan bir ücret ile seyahat yapan yolculara ilişkin uygulama alanı bulmadığı görülmektedir. Örnek vermek gerekirse pilot veya hostes gibi iş sözleşmesi ile hava taşıma işletmesinde çalışan kimselerin kendi görevleri olduğu uçuşların dışındaki hava taşıma işletmesinde çalışan kimselerin görevleri dışındaki uçuşlar haricinde ücretsiz ve indirimli uçtuklarından dolayı AB Tüzüğü’nün uygulanmadığı görülür. Bu kapsamda SHY Yolcu Yönetmeliğinin uygulama alanı bulduğu açıktır. Bu bağlamda düzenlemeler arasında farklılıkların olduğu görülmektedir[5]. ​​​​​​​

1.3. Araç Bakımından Uygulama

SHY Yolcu Yönetmeliği uyarınca sadece motorlu ve sabit kanatlarının bulunduğu hava araçları ile taşınan yolculara ilişkin kapsama alanında bulunduğu görülmektedir. Bu kapsam dışındaki motoru olmayan planör, helikopter, balon ve zeplin gibi araçlar bakımından uygulama alanı bulmadığı görülmektedir. Taslak yönetmelikte ise araçlara ilişkin düzenlemenin kaldırıldığı görülmektedir. Bununla birlikte hava aracı kavramıyla birlikte hava araçlarının sayılmaması ve teknolojik gelişmelerin havacılık sektöründe ticari faaliyetlerin gelişmesi ile birlikte uygulama alanı bulabileceği görülmektedir[6].​​​​​​​

1.4. Paket Tur Sözleşmeleri

Paket tur sözleşmeleri uyarınca paket tur düzenleyicilerinin ya da aracılar tarafından konaklama, taşıma ve bu hizmetlere bağlı ya da bunların yan hizmeti niteliği bulunmayan başka turizm hizmetlerinden en az ikisi ile birlikte her şeyin dâhil olduğu paket fiyatı ile satıldığı ya da satımın vaat edildiği hizmetin yirmi dört saatten uzun süreyi kapsadığı veya gecelik konaklama kapsamında sözleşmeler olduğu görülmektedir[7].

Bu kapsamda havayoluyla birlikte ulaştırma hizmetlerini de kapsadığı hallerde uçağa kabul edilmeme ve uçuşun iptal edilmesi veya gecikmesi halinde Bu yolcuların da SHY- Yolcu ve aynı zamanda Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’ne göre tazminat olmakla birlikte tüm hakların ve hava taşıma işletmecisinin paket tur operatörüne karşı kullanılması gerekir. Bununla birlikte SHY-Yolcu kapsamınca ödenen tazminatların Paket Tur Yönetmeliği’ne göre ödenen tazminattan mahsup edildiği görülür. Bununla birlikte uçuş iptalinin dışındaki nedenlerden dolayı paket turun iptal edilmesi halinde yönetmelik hükümleri uygulama alanı bulmaz[8].

2. SHY-Yolcu Yönetmeliğinin Kapsamı

SHY-Yolcu Yönetmeliğinin kapsamına bakıldığında yolcuların uçağa kabul edilmediği, uçuşların iptal edildiği ve uçuşun tehiri durumunda yolcuların sahip olduğu haklarla birlikte yolcuların bu konudaki bilgilendirilmesine ilişkin hususların AB Tüzüğü’nün örnek alınarak ve benzer düzenlemeler içerdiği görülmektedir[9]. ​​​​​​​

2.1. Uçağa Kabul Edilmeme

Uçağa kabul edilmemeye ilişkin düzenlemelerin AB Tüzüğü’yle aynı şekilde düzenlendiği görülmektedir. Söz konusu iki düzenleme arasında bir farklılık yoktur. SHY-Yolcu Yönetmeliği uyarınca uçağa kabul edilmeme, emniyet, sağlık, güvenlik ve uygun olmayan seyahat belgeleri gibi haklı nedenlerin olduğu durumlarınca haricinde uçuşa kabul edilmek için onaylanan rezervasyon kaydının olduğu geçerli bilete sahip olan yolcuların hava taşıma işletmesince uçağa kabul edilmemesi ve taşınmaması anlamına gelir[10].

Uçağa kabul edilmemeden bahsedilebilmesi için ilk olarak yolcunun uçuşa kabul edilmek için onaylanan rezervasyon kaydının geçerli bir bilete sahip olması, uçuş öncesinde kontrolde gereken zaman ya da sürenin öngörülmediği hallerde hareket saatinden önceki süreçte başvuruda bulunması gerekir. Bu anlamda hava yolu işletmelerinin genel itibariyle kayıt işlemleri bakımından yolcuların Türkiye’deki uçuşlarında uçağın kalkış saatinden bir saat öncesinde dış hat uçuşlarında en az iki saat önceden havaalanında bulunmaları istenir. Bununla birlikte hava işletmelerinin check-in işlemleri bakımından yolcuların Türkiye içi uçuşlarda da önceden bulunması gerekir[11].

Zamanın yolcuların havalimanına gelmiş olmasına karşın gereken personel ya da organizasyon eksikliği nedeniyle check-in işlemlerinin gecikmesiyle birlikte bu durumun sonucunda kimi yolcuların check-in işlemini yapamaması durumunda yolcuların uçağa kabul edilmediği hallerde hava taşıma şirketinin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bununla birlikte yolcunun havalimanına ulaşmış olmasına karşın girişte bulunan güvenlik araması kuyruğunda beklemesi ya da check-in işlemini yaptırmış olmasına karşın pasaport kontrolünde bulunan kuyruk nedeniyle zamanında biniş kapısında olmaması halinde havalimanı işletmesinin sorumluluğunun olup olmadığına yönelik yönetmelikte bir düzenleme bulunmamaktadır. Yeteri kadar güvenlik personelinin bulunmaması nedeniyle büyük havalimanlarında uzun kuyrukların olması halinde bir sorunun olması ve gecikmelerin olması nedeniyle düzenlemenin bulunması ortaya çıkacak sorunların önlenmesi bakımından etkili olabileceği görülmektedir[12]. Bununla birlikte uçağa alınmama hallerinden biri de overbooking olup, Yargıtay 11. H.D. 08.04.2015, E. 2015/156 K. 2015/4884 tarafından verilen karar görülmektedir[13].

Uçağa kabul edilmeme nedeniyle hava taşıma işletmelerinin sorumlu olması için yolduğunun gerekli şartları sağlaması lazım. Bu şartlar yönetmelikte düzenlendiği üzere emniyet, sağlık, güvenlik gibi seyahat engelinin olmaması gerekir. Bununla birlikte pasaportun geçerlilik süresinin dolması, vizeyle ziyaret ülkeler için vizenin alınmaması ya da vize süresinin dolması da haklı neden teşkil eder. Haklı neden olmaksızın uçağa alınmamaya ilişkin görülen hallerden biri de hava taşıma kapasitesinden daha fazla satışın gerçekleşmesidir. Bunun dışında yolcunun rızası olmaksızın başka bir uçağa rezervasyonun aktarılmış olması, bağlantılı uçuşlarda ise ilk uçuşun gecikmesi bakımından bir değerlendirme yapıldığında haklı sebep olarak değerlendirilmesi söz konusu olmaz[14].

Uçağa kabul edilmemenin hukuki sonuçları bakımından bir değerlendirme yapıldığında ise ilk olarak uçuşu gerçekleştiren hava taşıma işletmesinin belli bir menfaat karşılığında haklarından feragat etmek suretiyle gönüllü bir yolcunun bulunması için duyurunun gerçekleştirilmesidir. Bununla birlikte haklarından feragat eden yolcuların yeteri sayıda gönüllünün çıkmaması halinde uçuşun gerçekleşmesi hava taşıma işletmesinin yolcuların iradeleri olmaksızın uçuşa kabul edilmediği hallerde hava taşıma işletmesi tarafından yönetmelikte belirtilen 8, 9 ve 10. maddelerde ifade edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekir[15].

Hava taşıma işletmesi tarafından iradeleri dışında yolcuların uçuşa kabul edilmemesi halinde yönetmelikte yer verilen miktarların tazminat olarak ödenmesi zorunludur. Bunun yanı sıra genel hükümler uyarınca yönetmelikle birlikte karşılanmayan maddi ve manevi zararların talep edilmesi söz konusudur. Ayrıca Yargıtay tarafından verilen kararlardan fazla rezervasyonun ve satışın yapılması halinde nedensiz şekilde uçağa kabul edilmeyen yolcuların havayolu işletmesinden genel hükümler maddi ve manevi tazminat istenmesi mümkündür. Yargıtay tarafından haksız şekilde uçağa kabul edilmemek haksız fiil teşkil ettiği ifade edilir. Yolcunun manevi tazminat ya da davalı hava taşıma işletmesinin kınanması ve bu kararın ilan edilmesinin mümkün olduğuna hükmedilmiştir[16]. ​​​​​​​

2.2. Uçuşların İptali

SHY-Yolcu Yönetmeliğinde yer verilen düzenleme uyarınca iptalin tanımı önceden planlanan uçuşun gerçekleştirilmemesi olarak ifade edilmiştir. Bu hüküm uyarınca uçuşların iptalinden söz edebilmek için önceden planlanan bir uçuşta bir yerin rezerve edilmesi yeterlidir. Bu uçuşun gerçekleştirilmemesi iptal şeklinde nitelendirilir. Yönetmeliğin olmadığı süreçlerde uçuşun iptal edilmesinin gecikme içinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği bakımından tartışma mevcuttur. Doktrinde ağırlıklı görüş uyarınca iptallerin gecikmeye ilişkin TMK 19 ve TSHK 122 kapsamında değerlendirilmeyeceği, genel hükümler uyarınca sorunun çözülmesi gerektiğine ilişkindir[17].

Uçuşların iptal edilmesi halinde yapılması gereken işlemlerin neler olduğuna ilişkin yönetmelikte düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca iptalden yolcunun haberdar edilmesi gerekir. Bununla birlikte alternatif ulaşım yollarına ilişkin bilgi verilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte yolculara uygun şekilde yardım teklif edilmesi gerekir. İlgili yolculara yönetmeliğin 10. maddesinin ilk fıkrasında a bendi ve 10. maddenin ikinci fıkrasına uygun şekilde yardım teklifinde bulunulur. Güzergâhın değiştirildiği durumlarda yeni uçuşun beklenen kalkış zamanı ve iptal edilen uçuş nedeniyle planlanan kalkış zamanından sonraki gün ya da günlerde olmasıyla birlikte aynı maddenin ilk fıkrası uyarınca yardım teklifinde bulunulur[18].

8. maddede yer verilen düzenleme uyarınca planlanan hareket zamanından iki hafta önce iptalden haber verilmediği halde ve planlanmış hareket zamanından iki hafta ve yedi gün öncesinde iptalden haber verilmediği hallerden kendilerine planlanan hareket saatinden en fazla iki saat öncesinde kalkışlarda ve son varış yerlerine planlanan varış saatinden en fazla dört saat ulaşmaya imkân verilmemesi halinde yolcunun tazminat hakkı bulunmaktadır. Bununla birlikte yolcunun iptalden haberdar edildiği sırada uçuşu gerçekleştiren hava taşıma işletmesinin kendisine alternatif ulaşım yollarına ilişkin bilgi vermesi zorunludur[19].

SYH-Yolcu Yönetmeliği ve AB Tüzüğü arasındaki önemli farklardan biri de uçuşun iptal edilmesi halinde hava taşıma işletmesi lehine yönetmelikte kurtuluş karinesinin yer almasıdır. Yolcunun iletişim bilgilerinin hava taşıma işletmesince talep edilmiş olmasına karşın hava taşıma işletmesine verilmemiş olması ya da yanlış verilmesi halinde yönetmeliğin 6. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca hava taşıma işletmesinin sorumluluktan kurtulması söz konusudur. Bunun yanı sıra yönetmeliğin 6. maddesinde düzenlenen ve AB tüzüğünün 5. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca hava taşıma işletmesinin tazminat ödeme sorumluluğunun olmayacağı düzenlenmiştir[20].

Belirtmek gerekir ki uzun süren tehirlerin iptal şeklinde değerlendirilmesine ilişkin genelgede öngörülen düzenlenen sürelerin uzun olduğu görülmektedir. Bununla birlikte iptal hükmünde sayılması mümkün olan tehir sürelerinin tespiti bakımından kendi içinde uyumsuzluk olduğu görülmektedir. Bununla birlikte iptal hükmündeki tehir sürelerinin tespit edilirken kendi içinde uyumsuz olan ve her uçuş bakımından önceden belirli olmayan ve hesaplamaların olması gereken bir sistem bulunmaktadır. Bu bakımdan sürelere ilişkin düzenlemelerin yapılması önem arz eder[21].​​​​​​​

2.3. Uçuşların Tehiri

Uçuşların tehirine ilişkin düzenlemeye yönetmeliğin 7. maddesinde, AB Tüzüğü’nün ise 6. maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Hukukumuzdaki tehir, yer verilen düzenleme uyarınca varış zamanı kavramı uyarınca yolcuyla bagajın belirlenmiş sürede ulaşamamasıdır. Bunun yanı sıra AB Tüzüğü’nde yer verilen düzenleme ise varış zamanı ifadesinden öte hareket zamanı olarak düzenlemenin yer aldığı görülmektedir. Bu duruma ilişkin en büyük farklılık bakımından yönetmelikte gecikme zamanı kavramının yerine ondan farklı ve yalnızca kalkış için planlanan zamanda gerçekleşmediği anlamında kullanılan ‘tehir’ ifadesinin kullanıldığı görülmektedir[22].

Gecikme ifadesi ile birlikte zamanında hareket etmeme ve zamanında ulaşılmaması halini kapsadığı görülmektedir. Yönetmelikte yalnızca planlanan zamanda hareket edilmemesi nedeniyle yaşanan gecikme olarak yer verilmiştir. Uçuşun beklenilen zamanda gerçekleşmemesi ve bununla birlikte zamanında varış yerine ulaşmaması da gecikme olarak adlandırılır. Bu halde havayolu taşıma işletmesi uyarınca sorumlu olacağı görülmektedir. Bununla birlikte uçuşun istenilen zamanda gerçekleşmediği hallerin dışındaki gecikme halinde ise yönetmelik uygulama alanı bulmaz. Uçuşların gecikmesinden bahsedebilmek için uçuş mesafesine göre planlanan hareket saatinden beklenen sürenin geçmesi gerekir. Bu hallerde TSHK, TMK’ya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulacağı görülmektedir[23].

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün 02.09.2015 tarihli genelgesinde yer verilen düzenleme uyarınca uzun süreli tehirlerin uçuş iptalinin sayılacağına yer verilmiştir. Uçuşun iptal edilmesine yönelik nelerin olduğuna ilişkin tehirlerin uçuşun iptali bakımından ne gibi düzenlemelerin söz konusu olacağı görülmektedir. Genelge uyarınca belli saat mesafelerine göre ölçümlerin yapıldığı ve düzenlemenin bu bağlamda yapıldığı görülmektedir. Böylece SHY-Yolcu Yönetmeliği uyarınca boşluğun genelge ile doldurulduğu görülmektedir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki Avrupa Adalet Divanı’nca uzun süren tehirlerin yalnızca uzun süreli olması sebebi ile uçuş iptali şeklinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı düzenlenmiştir[24].

İKİNCİ BÖLÜM

UÇAĞA KABUL EDİLMEME, UÇUŞUN İPTALİ VE TEHİRİ

HALİNDE YOLCULARIN HAKLARI

1. Tazminat Hakkı

Uçağa kabul edilmeme ve uçuşun iptali ve tehiri durumunda yolcunun hakları bakımından SHY Yolcu ve AB Tüzüğünde benzer düzenlemelerin olduğu görülmektedir. Fakat SHY-Yolcu Yönetmeliği’nde yer verilen düzenleme uyarınca AB Tüzüğü’nden farklı şekilde Türkiye içindeki uçuşlarda özel hükümlerle kimi hallerde tüzüğün hükümlerine ilişkin ve ayrıntılı hükümlerin getirildiği görülmektedir[25].

Yönetmeliğin 8. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca AB Tüzüğü’ndeki düzenlemeden farklı olarak Türkiye’deki uçuşlarda 100 Euronun TL karşılığınca tazminat öngörülmektedir. Dış hat uçuşlarında ise AB tüzüğünün düzenlenmesinin aynen tekrarlandığı görülmektedir. Tazminat tutarlarının ise Euro yerine TL karşılığı ödenmesi kararlaştırılmıştır. Yönetmelikte belirtilen tazminat miktarının AB para biriminin Euro üzerinden belirlenmesi Türkiye’nin AB’ye üye olmaması nedeniyle isabetli görülmektedir[26].

Overbooking kavramı genel olarak yolcu taşıması ve turizm sektöründe otel rezervasyonlarında ifade edilen bir kavramdır. Bu kavram sivil havacılık terimi olarak değerlendirildiğinde havayoluyla seyahat etmekte olan yolcuların bir nedenden dolayı uçuşa katılmamaları veya uçağa yetişemeyecek olması halinde uçak şirketinin zarara uğramaması için uçuşun koltuk kapasitesinden fazla sayıdaki satışı ifade eder. Bununla birlikte hava yolu şirketinin önceden alınan bilet ile kıyaslandığında kısa süre içinde yapılan satışta biletin yüksek bir fiyata satılmasıyla uçuştan elde edilen gelirin arttırılmasına ilişkin durumlar söz konusu olur[27].

Belli bir yolcu kapasitesine sahip olan uçağın seferinin tamamlayabilmesi için gereken maliyet unsurlarının toplamına bakıldığında yolcu kapasitesinin dolu olmasıyla birlikte belirli bir tutarın altına düşmez. Bu halde havayolu şirketlerinin overbooking uygulamasına yönlendiren nedenlerden biri de budur. Ekonomik amaç bakımından kurulan havayolu şirketinin overbooking uygulamasının sonucu olarak şirketlerin rezervasyon iptali veya değişikliğine ilişkin belirli hallerde ‘no show’ şeklinde uçmak istemez[28].

Overbooking uygulaması ile birlikte havayolu şirketinin rezervasyon iptalinin veya değişikliğine ilişkin belirli hallerde cezanın tahsil edilmesinin yetkili olmadığı veya ceza tutarının birim maliyetini karşılamadığı hallerde zarar etmemek ve kalkışa yakın saatler içinde biletlerin yüksek bellerle satılmasıyla birlikte kar oranının maksimum seviyede tutulmasına ilişkin işlevi de bulunmaktadır. Bunun yanı sıra overbooking alanında uzmanlaşan havayolu şirketlerince yapılan işlemlerin sonucu da tesadüfen yapılan işlemler değildir. Bu durum kapsamlı şekilde yapılan istatistiklere dayalı olarak belirli bir süreç içinde belirlenir[29].

Uçuşlara ilişkin tüketicilere daha fazla imkân sağlayan ve taşıyıcıların gelirinin daha iyi bir şekilde yönetilmesine izin veren sistem olarak görülür. Bu uygulamayla birlikte uçuşlardaki kapasitenin verimli şekilde kullanılması, uçuş ve yolcu sayısı bakımından önemi bulunmaktadır. Havayolu şirketlerince biletin alınarak uçuşun gerçekleşmemesi veya bağlantılı seferler ile uçağa yetişemeyen yolculara yönelik bilet satışının yapılmamasına karar verilir. Şirket yetkilileri tarafından sonraki uçuşun teklifi, ulaşım hizmetinin sağlanması, uçulan sınıfın yükseltilmesi, konaklama, yemek ikramı, ilave açık bilet gibi tekliflerden bulunulması da overbooking uygulamasının bir sonucudur[30].

Biletli yolcuların uçuşa gelmemesi halinde kimi yolcuların koltuk kapasitesi uyarınca planlamış uçuşa katılamayacakları görülür. Uçuştan vazgeçilerek yeter sayıdaki gönüllünün bulunmasıyla birlikte fazla bilet satışının sorun olmayacağı görülmektedir. Söz konusu uyuşmazlık ise yeterli sayıdaki gönüllünün olmaması ve yolcuların tamamının uçmak istemesiyle birlikte ortaya çıkar. Bu durumda yüksek fiyata satılan biletlerin, iş nedeniyle seyahat eden yolcuların, çocukların, engelli veya sağlık nedeniyle yolcu statüsünde bulunanların uçuşa alınmaması ihtimalinin düşük olduğu görülür. Bazı havayollarınca yolcuların check-in sırasına göre yerleştirildiği görülmektedir[31].

2. Geri Ödeme ve Güzergâh Değişikliği Talep Hakkı

Yolculara tanınan bu hakkın yönetmeliğin 9. maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Bu düzenlemenin AB Tüzüğü’nün 8. maddesindeki düzenleme ile aynı olduğu görülmektedir. Hizmet hakkına ilişkin SHY-Yolcu Yönetmeliğinin 10. maddesinde ve AB Tüzüğü’nün 9. maddesinde benzer biçimde düzenlendiği görülmektedir. İki düzenlemede de AB Tüzüğü 9. maddede yer verilen hava taşıma işletmesinin yolculara sunduğu imkânların olduğu görülmektedir[32].

Bu düzenleme uyarınca üç ile beş saat arasındaki yaşanan gecikmelerde soğuk ve sıcak içecek ikramıyla birlikte zamana göre kahvaltı ya da yemek, beş saat üzeri gecikmelerde ise sıcak ve soğuk içeceklerle birlikte günün saatine göre yemek ya da kahvaltı, bununla birlikte sıcak ve soğuk içeceklerle birlikte ara yemeği havayolu şirketi tarafından verilir. Yolcuların üst ya da alt hizmet sınıfına yerleştirilmesi durumunda ise yolcuların sahip olduğu haklarla hareket yetisinin sınırlı ve özel ihtiyaçları olan kişiler ile öncelikli şekilde yardım edilmesine yönelik AB Tüzüğü hükümleri uyarınca benzer düzenlemenin olduğu görülmektedir[33].

3. Yolcuların Bilgi Alma Hakkı

Yolcuların bilgi alma hakkına ilişkin yönetmeliğin 15. maddesinde düzenlendiği görülmektedir. Bu hüküm uyarınca uçuşun icra edildiği hava taşıma işletmesi uyarınca uçuş öncesinde kontrol işleminin gerçekleştiği sırada uçağa kabul edilmeme, uçuşun iptal edilmesi ya da en az iki saatlik gecikmenin yaşanması halinde yolcuların alacakları hizmete ilişkin hakların belirlenen metnin kontrol işleminin uçağa biniş kapısından isteneceğine yönelik Türkçe ve İngilizce bildirim ile yolcuların açık bir şekilde görülmesini sağlamak ile yükümlülüğü bulunmaktadır[34].

Hava yolu işletmesinin uçağa kabul edilmeme ya da iptal halinden etkilenen yolcuya yönetmelik uyarınca tazminat ve yardım kurallarının belirlenmesi yazılı bildirimin sunulmasıyla yükümlü tutulmaktadır. Bununla birlikte hava taşıma işletmesinin en az iki saatlik bir gecikmeden etkilenen yolculara bu kapsam uyarınca sözlü, yazılı ya da elektronik formatta bildirinin yapılması gerekmektedir. Söz konusu bu bildirimlerin yolcunun durumuna göre yapılması gerekir[35].

4. Yolcuların Başvurma Hakları

SHY-Yolcu Yönetmeliği’ne göre uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinde tazminat ödemesi ve yönetmelik kapsamında yer verilen diğer sorumlulukların yerine getirilmesinde yolcuların aynı zamanda taşıma işletmesi başta olmakla birlikte diğer kişilerin tazminat talep etmesine engel olmaz. Yönetmelik hükümlerinin engel olacağı şeklinde yorumlanması söz konusu olmaz. Söz konusu bu düzenleme uyarınca hakkı ihlal edilen yolcuların ilk olarak hava taşıma işletmesi başta olmakla birlikte sorumlu olan diğer kişilere karşı meydana gelen tazminat yükümlülüğünün yerine getirilmesi için başvuruda bulunması mümkündür[36].

Belirmek gerekir ki yönetmelik uyarınca ödenen tazminatların yanı sıra yolcuların tüketici konumunda bulunması nedeniyle meydana gelen uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvurmaları öngörülmektedir. Bununla birlikte yönetmelik kapsamında ödenen tazminatların mahsup edilmesi öngörülmektedir. TKHK uyarınca belirli bir parasal sınırın altında kalan işlemler için tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması için söz konusudur. Bu miktarın üzerindeki tutarlar bakımından ise tüketici mahkemesine başvurulması öngörülmektedir. Bununla birlikte hava yolu ve yolcu taşıma işlemlerinin yolcu bakımından ticari bir iş olması halinde ise asliye ticaret mahkemesine başvuruda bulunulacaktır[37].

Yönetmelikte yolcuların haklarını kullanmasına ilişkin zamanaşımı süresi düzenlenmediği görülmektedir. Yolcu yönetmeliğinden çıkarılan anlamla birlikte hava yolu taşıma sözleşmeleri bakımından genel zamanaşımı sürelerinin uygulanması doğrudan söz konusu olmaz. Bununla birlikte TSHK’da yer verilen yolcunun zarara uğraması veya cismani bir zarara uğrayacak bagajının kaybedilmesi halinde meydana gelen uyuşmazlıklar bakımından TSHK’nın 131. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca iki yıllık zamanaşımının düzenlendiği görülmektedir[38].

SHY-Yolcu Yönetmeliğinde yer verilen düzenlemede yolcunun olumlu, cismani bir zarara uğramasıyla birlikte bagajın zıya, hasar ve gecikmesine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle yönetmelikten kaynaklanan davalara bakıldığında TSHK’nın 131. maddesinde yer verilen hükmün uygulama bulmadığı görülmektedir. Bununla birlikte TTK’nın 855. maddesinde yer verilen hükmün de uygulama alanı bulmadığı görülmektedir. Çünkü bu düzenleme kapsamında TTK’ya tabi olan taşımalarda yolcunun bir kazaya uğraması ile birlikte ölmesi ya da bedensel bütünlüğünün zarara uğraması ya da yolcunun geç ulaşması halinde zamanaşımına ilişkin sürenin belirlenir[39].

TTK 852’de ise yer verilen hükümle birlikte hava yolu ile gerçekleştirilen eşya ve yolcu taşımalarında TTK kapsamı dışında tutulduğu görülmektedir. Bu durumda ise yolcuların uçağa kabul edilmemesi, uçuşların iptaliyle birlikte ortaya çıkan uyuşmazlıkların TTK kapsamı dışında kaldığı görülmektedir. Bununla birlikte SHY-Yolcu Yönetmeliği uyarınca TTK’ya tabi olmayan ve ücretsiz yapılmakta olan yolcu taşımalarında uygulanacağı görülmektedir. Bu nedenle yolcuların uçağa kabul edilmemesi ve uçuşların gecikmesiyle iptal edilmesi halinde TSHK’nın 131. maddesiyle TTK 855. maddede yer verilen sürelerin değil, TBK 146. maddede yer verilen genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği görülmektedir[40].

SHGM tarafından hazırlanmış ve internet sitesinden duyurulan SHY-Yolcu Yönetmeliği Taslağının 20. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca başvuruların uçuş tarihi itibariyle en geç 6 ay içinde yapılacağı düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemenin diğer düzenlemelerle uyumsuz olduğu görülmektedir. Öngörülen bu süre oldukça kısa bir süredir[41].

5. Devletin Denetleme ve Yaptırım Uygulama Yetkisi

Yönetmeliğin 20. maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca bu kapsamda değerlendirilen işletmelerin denetleme yetkisinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne verildiği görülmektedir. Yönetmelikte belirlenen kurallara uymayan işletmelerin ise TSHK’nın 143. maddesindeki düzenlemeler uyarınca işlemin yapılacağı belirtilmiştir. TSHK’nın 143. maddenin 2. fıkrasında yer verilen düzenleme uyarınca alınan önemlere uymayanlara idari para cezası uygulanacağı düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra yönetmeliğe aykırı davranılması halinde TSHK’nın 143. maddesine atıf yapılması ile birlikte idari para cezasının kesilmesi AY’nin 38. maddesine aykırıdır. Bu nedenle SHGMK’ya dayanılarak çıkarılan SHY-Yolcu Yönetmeliği uyarınca Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün idari para cezası verme yetkisi söz konusu değildir[42].

SHGM’nin 2013 tarihli Yolcu Hakları Genelgesiyle birlikte ilk olarak şikâyetin hava taşıma işletmesine iletilmesi ve hava taşıma işletmesinin bu şikâyeti değerlendirmesi gerekir. Bunun ardından şikâyetin çözülmesi için gereken olanakların sağlanarak sorunun çözümlenerek internet üzerinden hava taşıma işletmesinin şikâyet edilmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Bununla birlikte genelgeye göre hava taşıma işletmesindeki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da gereken önlemlerin alınmaması halinde idari para cezasıyla cezalandırılacağı düzenlenmektedir[43].

KAYNAKÇA

Akkurt, Sinan Sami, Sivil Havayolu ile Yolcu Taşımacılığından Kaynaklanan Hukukî Sorumluluk, Ankara, 2014.

Akgül Yücesoy, Selda, Overbooking Uygulaması ve Yuksek Yargı Kararlarına

Bakış, 2017 (http://www.hukukihaber.net/overbooking-uygulamasi-ve-yuksek-yargikararlarina-bakis-makale,5241.html, E.T. 10.05.2020.

Akkurt, Sinan Sami, Türk Sivil Havacılık Mevzuatı ve Uluslararası Konvansiyonlar Kapsamında Sivil Havayolu ile Yolcu Taşımacılığından Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk, Ankara, 2014.

Avcı, Zehra, Sivil Havayolu İle Yolcu Taşıma Sözleşmesinde Yolcu Hakları, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 26, S. 2, 2018, s. 473-501.

Bozkurt Bozabalı, Banu, Havayoluyla Yolcu Taşıma Sözleşmelerinde Taşıyanın Ölüm ve Cismani Zarardan Doğan Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2013.

Çeliktaş, İlyas: AB 261/2004 Sayılı Tüzüğüne Göre Havayolu Taşıyıcısının Gecikmeden Doğan Sorumluluğu ve Yolcu Hakları, Hava Taşıma Hukuku Sempozyumu, İstanbul, 2012, s. 99 – 107.

Durgut, Ramazan, Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarının Türk Hukukunda Düzenlenişi, Ankara Barosu Dergisi, S. 1, s. 191-217, 2018.

Göktepe, Hülya, Havayolu İle Yolcu Taşımacılığında Hava Taşıyıcısının Sorumluluğu ve Yolcu Hakları, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Akar ÖCAL Armağanı, No. 19, 2016, s. 211-223. http://andhd.dergi.anadolu.edu.tr/yonetim/icerik/makaleler/70- published.pdf, (E.T. 10.05.2020).

Pekmez, Kadir Erk: Tüketici Hukuku Çerçevesinde Paket Tur Sözleşmeleri, Ankara, 2015.

----------------------------------

[1] Akkurt, Sinan Sami, Türk Sivil Havacılık Mevzuatı ve Uluslararası Konvansiyonlar Kapsamında Sivil Havayolu ile Yolcu Taşımacılığından Kaynaklanan Hukuki Sorumluluk, Ankara, 2014.

[2] Akkurt, Sinan Sami, Sivil Havayolu ile Yolcu Taşımacılığından Kaynaklanan Hukukî Sorumluluk, Ankara, 2014.

[3] Bozkurt Bozabalı, Banu, Havayoluyla Yolcu Taşıma Sözleşmelerinde Taşıyanın Ölüm ve Cismani Zarardan Doğan Hukuki Sorumluluğu, Ankara, 2013.

[4] Çeliktaş, İlyas: AB 261/2004 Sayılı Tüzüğüne Göre Havayolu Taşıyıcısının Gecikmeden Doğan Sorumluluğu ve Yolcu Hakları, Hava Taşıma Hukuku Sempozyumu, İstanbul, 2012, s. 99 – 107.

[5] Durgut, Ramazan, Havayolu ile Seyahat Eden Yolcuların Haklarının Türk Hukukunda Düzenlenişi, Ankara Barosu Dergisi, S. 1, s. 191-217, 2018.

[6] Avcı, Zehra, Sivil Havayolu İle Yolcu Taşıma Sözleşmesinde Yolcu Hakları, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 26, S. 2, 2018, s. 473-501.

[7] Pekmez, Kadir Erk: Tüketici Hukuku Çerçevesinde Paket Tur Sözleşmeleri, Ankara, 2015.

[8] Akgül Yücesoy, Selda, Overbooking Uygulaması ve Yuksek Yargı Kararlarına Bakış, 2017, (http://www.hukukihaber.net/overbooking-uygulamasi-ve-yuksek-yargikararlarina-bakis-makale,5241.html, E.T. 10.05.2020.

[9] Bozkurt Bozabalı, 2013.

[10] Göktepe, Hülya, Havayolu İle Yolcu Taşımacılığında Hava Taşıyıcısının Sorumluluğu ve Yolcu Hakları, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Akar ÖCAL Armağanı, No. 19, 2016, s. 211-223. http://andhd.dergi.anadolu.edu.tr/yonetim/icerik/makaleler/70- published.pdf, (E.T. 10.05.2020).

[11] Çeliktaş, 2012.

[12] Akkurt, 2014.

[13] “…Dava, taşımadan kaynaklı manevi tazminat istemine dair olup, (…) davanın davalılar X Hava Servisi A.Ş., yönünden işbu davalılara izafe edilebilecek bir kusur bulunmaması sebebiyle reddine, davalı Y A.Ş yönünden ise, her ne kadar davalı tarafça olayın tüm dünyada kabul gören "overbook" denilen işlemden kaynaklandığı savunulmuş ise de, eylemin haksız fiile konu olduğu sabit olup, davalının hukuka aykırı eyleminin davacılarda acı, elem ve ıstıraba yol açtığı gerekçesiyle 818 Sayılı B.K. nın 49. ve 6098 Sayılı T.B.K. nın 58/2 maddesi uyarınca kabulüyle davacıların kişilik haklarına yapılan saldırının kınanmasına ve kararın ilanına karar verilmiştir. (…) Somut olayda, 2.9.2012 tarihli Kahramanmaraş-İstanbul seferi için davacı tarafça bilet alınmış ancak, uçuş gün ve saatinde "overbook" olarak tabir edilen işlem sebebiyle davacı uçağa alınmamış, davalı tarafça Adana-İstanbul seferinden bilet verilerek uçuşu sağlanmıştır. Mahkemece, 818 Sayılı B.K.nın 49. ve T.B.K.nın 58. maddesinde karşılığını bulan yasal düzenleme uyarınca takdir hakkı kullanılarak manevi tazminat yerine davacıların kişilik haklarını zedeleyen olay sebebiyle davalının kınanmasına ve kararın ilanına karar verilmiş ise de, verilen kınama ve ilan kararı olayın oluş şekli, kusur durumu, meydana gelen zarar, tarafların konumu da dikkate alındığında davalının eylemi karşısında nispetsiz bulunmuştur. Bu itibarla, açıklanan hususlar nazara alınarak somut olayın niteliği ve davalı eylemiyle orantılı bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” www.kazanci.com, E.T. 28.05.2020

[14] Bozkurt Bozabalı, 2013.

[15] Pekmez, 2015.

[16] Avcı, 2018.

[17] Akgül Yücesoy, 2017.

[18] Akkurt, 2014.

[19] Akkurt, 2014.

[20] Çeliktaş, 2012.

[21] Çeliktaş, 2012.

[22] Pekmez, 2015.

[23] Pekmez, 2015.

[24] Pekmez, 2015.

[25] Avcı, 2018.

[26] Avcı, 2018.

[27] Çeliktaş, 2012.

[28] Akkurt, 2014.

[29] Akkurt, 2014.

[30] Göktepe, 2016.

[31] Akkurt, 2014.

[32] Akkurt, 2014.