AYM BASIN DUYURUSU

Askerde Meydana Gelen Ölüm Olayına İlişkin Etkili Soruşturma Yapılmaması Nedeniyle Yaşam Hakkının İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 19/9/2018 tarihinde, Fatma Bildik ve Hasan Bildik (B.No: 2014/14995) başvurusunda Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ile Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

Olaylar

Başvurucuların yakını askerlik hizmetini ifa etmekte iken kendini devriye aracından atmış, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir.

Askerî Savcılıkça başlatılan soruşturmada, psikolojik sorunları olan müteveffanın olayın ardından hastaneden önce karakola götürüldüğü ve bir süre burada bekletildiği belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda, olaydan sonra karakolda geçirilen sürenin kişinin ölümüne bir etkisi olmadığı belirtilmiştir.

Bilirkişi raporunda, müteveffanın muayene ve tedavisinin gereği gibi yapılmasını takip etme hususunda birinci amirinin ve müteveffanın ağlama, kaçmaya çalışma, kendini araçların altına atacağını beyan etme gibi durumlarını bilmesine rağmen bunu amirlerine aktarmayan devriye komutanının ihmalinin bulunduğu kaydedilmiştir.

Askerî Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.

Başvurucuların itirazını değerlendiren Askerî Mahkeme, kararın kaldırılarak bir kısım şüpheliler hakkında ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan iddianame düzenlenmesine, bir şüpheli hakkında ise soruşturmanın genişletilmesine hükmetmiştir. Bunun üzerine yapılan soruşturma sonucunda, yeniden kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bu karara yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiştir.

Ret kararından sonra başvurucular bireysel başvuruda bulunmuştur.

Bir kısım şüpheliler hakkında ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında beraat kararı verilmiş ancak temyiz incelemesinin devam ettiği anlaşılmıştır.

Öte yandan başvurucular Millî Savunma Bakanlığına maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle başvurmuş, talebin reddi üzerine tam yargı davası açmıştır. İdare Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı Askerî Yüksek İdare Mahkemesine (AYİM) göndermiştir.

AYİM, süre aşımından davanın reddine hükmetmiş, karar düzeltme istemini de reddetmiştir. Bunun üzerine başvurucular bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurucuların iki ayrı bireysel başvuru dosyası birleştirilmiştir.

İddialar

Başvurucular, etkili bir soruşturma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini belirterek yaşam hakkı kapsamındaki etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Başvurucular ayrıca tam yargı davasının süre aşımı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle adil yargılama hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

1. Yaşam Hakkı Kapsamında Etkili Soruşturma Yükümlülüğünün İhlal Edildiği İddiası Yönünden

Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı kapsamında devletin negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır.

Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme, pozitif bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü vardır.

Devletin pozitif yükümlülüklerinin usule ilişkin boyutu da ölüm olayının tüm yönlerinin ortaya konmasına ve sorumlu kişilerin belirlenmesine imkân tanıyan bağımsız bir soruşturmanın yürütülmesini gerektirmektedir.

Somut olayda, soruşturma işlemlerine geç başlandığı, olayın meydana geldiği aracın ve olay yerinin koruma altına alınmadığı, delillerin korunması için gerekli talimatların verilmediği ve gerekli önlemlerin alınmadığı tespit edilmiştir.

Söz konusu aracın gerekli inceleme yapılmadan önce yıkanmasının önüne geçilememiş, varsa araçta bulunan maddi delillerin toplanması imkânsız hâle gelmiştir.

Müteveffanın olay günü üzerinde olan eşyaları hastaneden kimin teslim aldığı ve eşyaların neden karakol bahçesinde bulunduğu hususu da soruşturma kapsamında açıklığa kavuşturulmamıştır.

Soruşturma makamlarının olaydan haberdar olur olmaz resen harekete geçmediği, ölüm olayını aydınlatabilecek, sorumluların tespitine yarayabilecek bütün delillerin toplanmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı kapsamındaki etkili soruşturma yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.

2. Mahkemeye Erişim Hakkının İhlal Edildiği İddiası Yönünden

Olayda bir kısım askerî personelin ihmali bulunduğu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporuyla anlaşılmış, başvurucular da bilirkişi raporunun alınmasının üzerinden bir yıl geçmeden idari başvuru yapmıştır.

AYİM, sürenin hesabında ölümün gerçekleştiği tarihi esas almış ancak başvurucular tarafından eylemin idariliğinin ne zaman öğrenildiği ya da eylemin idariliği ihtimaline ne zaman kanaat getirildiği hakkında herhangi bir açıklama yapmamıştır.

Bu tür olaylarda ilgililerin kesin ölüm nedenini bilmeleri, takip edecekleri usul ile başvuracakları idari ve adli mercilerin belirlenmesinde önem teşkil etmektedir.

Olayın intihar olduğunu ve intiharda idarenin kusuru bulunduğunu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın tebliğ edilmesiyle öğrenen başvurucular, bu tarih itibarıyla süresi içinde idari başvuruyu yapmıştır.

Uğranıldığı ileri sürülen zararın vefat tarihi itibarıyla öğrenildiği değerlendirilerek bu tarihin dava açma süresinin başlangıcı olarak kabul edilmesi, mahkemeye erişim hakkına yönelik katı bir yorumdur. Bu yorumun başvurucuların mahkemeye erişim hakkını kullanmasını aşırı derecede güçleştirdiği açıktır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.