Mücadele etti. Tüm soruşturma ve davalarda aklandı. Suçlamalara karşı kendini ‘hukukçu’ kimliği ile savunmak tek hedefiydi. 2010’da Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. 5 yıl sonunda 85.7 ortalamayla mezun oldu. Fatih Eryılmaz ismine, usulsüz dinlemelere ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in de sanıklar arasında yer aldığı iddianamede rastladık. Eryılmaz’ın yaşadıklarını araştırınca ortaya inanılmaz bir öykü çıktı:

Fatih Eryılmaz’ın çocukluk hayali, çok sevdiği polisiye romanlardaki dedektiflerden biri olabilmekti. 1996’da polis akademisinden mezun olduktan sonra 2000 yılında komiser rütbesiyle Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’ne atandı. Faili meçhul cinayetleri araştırıyordu. 2004’te başkomiser, 2007’de de emniyet amiri oldu. Rütbeyi taktıktan sonra ise hayatı kabusa döndü.

UYUŞTURUCU GÖZALTISI

13 Haziran 2008 tarihinde Ankara Narkotik Şube Müdürlüğü’nce uyuşturucu madde temin etmek ve kullanmak iddiasıyla gözaltına alındı. Tahlil sonunda, raporları temiz çıktı. 15 Temmuz 2009’da beraat etti. Ancak kabus yeni başlamıştı. Kendini bir anda Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından açılan idari soruşturma içinde buldu. Telefon dinlemeleri sonunda, galericiyle görüşmeleri yüzünden suçlanıyordu. 2 kez meslekten çıkarma, 10 günlük maaş kesimi ve kınama talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. ‘Hizmet dışında resmi sıfatın gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak’ gerekçesiyle 6 ay kıdem durdurma cezasına çarptırıldı. İdare bununla da yetinmedi suçlamayı adliyeye taşıdı. Dosyayı inceleyen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Eryılmaz hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.
Fatih Eryılmaz, yaşadıklarından sonra hukuk okumaya karar verdi. Hedef seçildiğini, neden hedef olduğunu da bildiğini düşünüyordu. Bir komplo ile karşı karşıya olduğunu, bunun da kendisini meslekten atana veya cezaevine sokana kadar devam edeceğini düşünüyordu. Üniversite imtihanlarına hazırlandı, kazandı. 2010’da Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencisiydi.
 
ODATV ŞÜPHELİSİ

Mahkemelerin verdiği beraat ve kovuşturmaya yer olmadığına dair 2 ayrı kararın ardından mesleğine döndü. Ağrı’nın Hamur ilçesinde göreve başladı. Bu sırada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan bir tebligat eline ulaştı. Ergenekon (Odatv) kapsamında hakkında soruşturma başlatılmıştı. Telefonları dinlenmiş, takip edilmişti. Ancak somut delil elde edilemediği için takipsizlik kararı verildi. 
Tabii ki her şey bununla bitmedi. Balyoz davasında gözaltına alınan Kurmay Albay Musa İstek, Eryılmaz’ın eşinin amcasının oğluydu. 2000 yılında Kayseri’de eşinin annesinin evinde tanışmışlardı. Bir daha yüz yüze görüşmemişlerdi. Ancak Balyoz davasında gözaltına alınan İstek’e sorulan sorulardan biri de ‘Fatih Eryılmaz’ ile irtibatları ve ilişkileri olmuştu. Albay Musa İstek’in cevabı kısa ve netti: ‘Kendisi amcamın kızının eşi olur.’

İBDA-C’DEN DİNLENMİŞ

Eryılmaz, Balyoz davasına dahil edilmedi ancak bu sefer de Ankara Asayiş Şube Müdürlüğü’nde çalıştığı dönemde bir soruşturmanın delillerini yok ettiği ve organize suç örgütü içerisinde yer aldığı iddia edildi. Soruşturmayı Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yapıyordu. Yargılama sonucunda beraat etti.  
Ankara Emniyet Müdürlüğü Özel Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde görevli Eryılmaz, 13 Eylül 2014’te Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne çağrıldı. ‘Acaba bu kez hangi suçu işlemiş olabilirim’ sorusuyla Terörle Mücadele Şubesi’ne gitti. Karşısındaki meslektaşı ‘mağdur’ olarak çağrıldığını, 2008’de Ramazan Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde telefonlarının ‘Yılmaz Fettah Er’ sahte ismiyle İBDA-C örgütü üyesi olarak dinlendiğini söyledi. İfadesini verdi, kendisine kumpas kuran, telefonlarını dinleyen tüm kişilerden şikâyetçi oldu.

DİPLOMASINI ALDI

Eryılmaz, geçen cuma günü Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 100 üzerinden 85.7 ortalamasıyla mezun oldu. Önündeki hedefi, haklarını geri almak, kendisine bunları yapanlardan hukuk önünde hesap sormak...

O süreç tesadüf değildi
Fatih Eryılmaz’ın yaşadığı tüm bu süreçlerin sebebi avukatları Murat Gündüz ve Mehmet Öztoprak aracılığıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği şu mektupta gizli: “2008 yılına kadar uyarı dahil hiçbir idari ceza ve adli soruşturmam yokken birbiriyle zaman, mekan, fikir, eylem ve felsefe olarak alakası olmayan iddialara muhatap olmak akla, mantığa, hukuka ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu süreç bir tesadüf değildir. Devlet imkânlarını kullanarak rakip gördükleri kişilerle ilgili şeytanın bile aklına gelmeyecek kumpaslar kuran bu örgüt, hukuk devletinin ilk ilkesi olan hukuk güvenliğini yok etmiştir.” 

(Kaynak: Hürriyet)