İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Emre Kınay ile Baha Toygar katıldı. Şikayetçi Mustafa Ağdağ ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.

Duruşmada savunma yapan sanık Emre Kınay, "Olay tarihinde, 23.45 sıralarında mekandan kalkarken, aynı masadan kalkmış olduğumuz avukat Dilara hanımın ayağı takılıp düşmek üzere iken kendisini tuttum kendisinin kısa eteği olması nedeniyle. Benim kız arkadaşım gibi bir durum oluşturmak istercesine çalılıkların arasından ışık gördüm ve çekildiğimi anladım. Çocukluğumdan beri tanıdığım muhabir Suat'a sen yapma bari gel içeri sor dedim. O da 'biz mekana giremeyiz abi' deyince, ben geleyim sen sor dedim. Bu arada hesabı ödeyip kalktım. Sonra çekimin yapıldığı çalılıkların oraya geçtim, sor şimdi ne istiyorsan dedim. Müşteki, alkolü özellikle kastederek, '00.00'ı geçtiği halde alkollü bir mekanda oturuyorsunuz bununla ilgili ne diyeceksiniz?' dedi. Ben de saat 00.00'ı geçmedi, hesabımızı ödeyip çıkıyorduk. Konumuzla ne alakası var? Konumuz düşen arkadaşımızdı dedim" ifadelerini kullandı.

"GÖRÜNTÜLERDE BİRİ BELİMDEN SARILMIŞTI"

Şikayetçi Mustafa Ağdağ'ın kendisine belediye başkanı olsaydınız da yasak çiğnemeye devam edecek miydiniz? diye sorduğunu söyleyen Kınay, "Ben de ne alakası olduğunu, yasağı kimin koyduğunu sordum. Bunun üzerine 'yasağı Cumhurbaşkanımız koydu' dedi. Şikayetçiye hangi kanalda çalıştığını sorup, mikrofonu görmek için kenara çekmeye çalıştığımda 'bana dokunma' dedi. Hangi kanalda çalıştığını görünce 'ne yapmaya çalıştığını anlıyorum ayıp, kasıtlı soru sorup zan altında tutmaya çalışıyorsun' dedim. Karşı taraf soru soruyorum deyince ben de, 'anlatıyorum, anlamıyor musun geri zekâlı mısın' dedim. Görüntülerde biri belimden sarılmıştı. Karşı tarafa zarar vermeye çalışıyormuşum gibi görünmüşüm. Görüntü bu nedenle yanlış şekilde anlaşıldı. Hakaret etme kastım yoktu. Haksız tahrik altında ağzımdan çıkmıştır. İddiaya konu olaydan sonra motokurye karakola yanıma gelip müştekinin yemek öncesi, bir başkasıyla telefonda konuşup, bizim masayı gören konumda iken 'ne yapayım adam yemek yiyor, nasıl çıkarayım mekandan tahrik edeyim' şeklinde söz söylemiş olduğunu iletti. Bu olayla ilgili görüntüler bipleme yapılarak yayınlandı. Sanki çok daha ağır sözler söylemişim gibi yansıtıldı" dedi.

"SANIK AŞIRI DERECEDE ALKOLLÜYMÜŞ, SORUYA KIZACAĞINI DÜŞÜNMEMİŞTİM"

Şikayetçi Mustafa Ağdağ olay günü Emre Kınay'ın yemek yediği mekanın dışında beklediğini belirterek, "Bir süre sonra hanımefendi düştü, Emre bey yardım etti. Kamerayı kaldırdığımızda bize seslendi, kameralarla içeri giremeyeceğimizi söyledik. Daha sonra Emre bey yanımıza geldi, geldiğinde röportaj yapmak istedik. Bu haberi alalım sonra oturursunuz dedik. Röportaj esnasında belediye başkanlığı adaylığı ile ilgili soru sorunca kızdı. Sanık aşırı derecede alkollüymüş, soruya kızacağını düşünmemiştim. 'Sen kimsin bana nasıl soruyorsun, senin de kurumunun da rengi belli dedi ve üzerime yürüdü. 'Kaç para alıyorsun, maaşını ben veririm' dedi. Ben soru sormayı üstelemedim. 'Geri zekâlı mısın' dedi. Bana hakaret edemezsiniz dediğimde ederim dedi. Diğer sanık da alakası olmamasına rağmen bana gelip hakaret etti, onun yanındaki bir şahıs da bana sinkaflı konuştu. Ben şikayetçiyim. Devamlı gece çalışıyorum 6-7 yıldır. Herkesle tartışma halinde değilim. Saygısızlık yapmadım. Sanık halka mal olmuş bir insandır. Bu nedenle haber yaptım" ifadelerini kullandı.

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme taraflara tanıklarını bildirmeleri için süre vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli Emre Kınay'ın şikayetçi Mustafa Ağdağ'a yönelik 'geri zekalı', diğer şüpheli Baha Toygar'ın ise hakaret içerikli söylemi nedeniyle kamuya açık olan caddede sövme suretiyle alenen hakaret ederek üzerlerine atılı suçu işledikleri aktarıldı. İddianamede, şüphelilerin 'hakaret' suçundan 3 ay 15 günden 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.