Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında sanık Müjdat Gezen'in sarf ettiği sözlerin incelendiğinde Cumhurbaşkanı'na yönelik somut bir fiil isnadı olmadığı gibi, sövmek fiilinin de sanığın sözlerinde bulunmadığının anlaşıldığı belirtildi.

Gerekçeli kararda sanıkların üzerine atılı 'Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçunun maddi unsurunun somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanık Müjdat Gezen 'in beraat ettiği ifade edildi.

Metin Akpınar'ın televizyon programında söylediği sözlerin incelendiği belirtilen gerekçeli kararda "Sanığın Cumhurbaşkanı'na yönelik somut bir fiil isnadı olmadığı gibi sövmek fiilinin de sanığın sözlerinde bulunmadığı, sanığın sözlerinde doğrudan Cumhurbaşkanı'nın isminin geçmediği ancak lider demek suretiyle Cumhurbaşkanını kast ettiği kabul edilse bile faşizm kelimesinin de ağır eleştiri olup hakaret suçuna sübut vermediği anlaşılmış, sanığın üzerine atılı Cumhurbaşkanı'na hakaret suçunun maddi unsurlarının somut olayda gerçekleşmemesi nedeniyle sanığın atılı suçtan CMK 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiştir" denildi.

SAVCI KARAR USULE VE YASAYA AYKIRI DEDİ

Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından duruşma savcısı Gökhan Bakaner istinaf başvurusunda bulundu. Savcının istinaf başvurusunda "Cumhurbaşkanı'na hakarette bulunulmasından dolayı sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup istinafen kaldırılması gerekmektedir" ifadeleri kullanıldı.

CUMHURBAŞKANI AVUKATI İTİRAZ ETTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel de beraat kararına itiraz ederek İstinaf Mahkemesi'ne başvurdu. Avukat Özel'in dilekçesinde mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup sanıkların suç işleme kastıyla gerçekleştirdikleri eylemleri nedeniyle iddianame kapsamında cezalandırılmaları gerektiği belirtildi.

Dilekçede "Her ne kadar yerel mahkeme söylemlerinin 'İfade özgürlüğü çerçevesinde kalan somut bir fiil isnadı veya sövme içermeyen eleştiriler' olarak değerlendirilmiş olsa da sanıkların etki alanı, tanınırlıkları, söylemlerindeki hukuka aykırı eylemlere yönelik teşvik edici ifadeleri bütün olarak ele alındığında isnat edilen suçların yasal unsurlarının oluştuğu anlaşılmaktadır" denildi.

'MÜVEKKİL HEDEF TAHTASI HALİNE GETİRİLDİ'

Sanıkların antidemokratik ithamlarının hiçbir şekilde gerçeklik payı bulunmadığı ifade edilen dilekçede, sanıkların Cumhurbaşkanı Erdoğan'a husumet duyduğu öne sürüldü. Dilekçe şöyle devam etti:

"Sanıklar esasında Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a değil, zihin dünyalarında oluşturdukları Recep Tayyip Erdoğan'la kavga etmektedir. Nitekim sanıkların bu beyanlarının hem bulundukları konferans salonundaki insanları hem ekran başındaki izleyicileri menfi yönde harekete geçireceği, toplumun bir kesimini alenen kışkırtarak müvekkil hedef tahtası haline getireceği izahtan varestedir. Şikayete konu video içeriği 3 milyondan fazla izlenmiş ve 11 bin 400'den fazla yorum yazılmıştır. İlgili video yorumlarına bakıldığından Sayın Cumhurbaşkanı'nın belli kitlenin husumetine nasıl maruz bırakıldığı anlaşılmaktadır."

CEZALANDIRILMASI TALEP EDİLDİ

Dilekçede ifade özgürlüğünün hakaret boyutu kazanınca sınırsız olmadığına dair Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları hatırlatıldı. Avukat Ahmet Özel istinaf dilekçesinde usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu öne sürerek Yerel Mahkeme hükmünün kaldırılıp yeniden inceleme yapılarak sanıkların cezalandırılmasını talep etti.