Sultan II.  Abdülhamit'in torunu Nilhan Osmanoğlu, Galatasaray Adası'nda hak sahibi olduğunu ileri sürmüş, Galatasaray Spor Kulübü yönetimi de buna itiraz etmişti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgilere göre, arşivlerde binlerce tarihi tapu kaydı gibi Galatasaray Adası'na yönelik kayıtlar da özenle korunuyor. Genel Müdürlük Arşiv Dairesi Başkanlığında korunan bu kayıtlara göre, Galatasaray Adası'na yönelik ilk tapu kaydı, 1880 yılında mimarbaşı Serkiz Efendi'ye ait.

HİSSELER GALATASARAY'A SATILIYOR

Ada, Serkiz Efendi'nin vefatından sonra 1909 tarihinde Hükümet-i Seniyye-i Osmaniyye adına tescil ediliyor. Bu sürecin ardından 1941 yılında açılan bir dava sonucunda bir aile, Serkiz kalfanın varisi olduklarını ispat etmesi üzerine adaya sahip oluyor. 1948'de yapılan kadastro çalışmalarında da adanın tescili bu ailenin üzerine yapılıyor. Kayıtlara göre, daha sonra malikler hisselerini peyderpey Galatasaray Spor Kulübü'ne satıyor ve adaya yönelik son kayıtlar da bu işlemleri içeriyor.

İÇ HUKUK YOLLARI KAPALI

Osmanlı Devleti'nin sona ermesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti tapu mevzuatına yönelik birçok yeni uygulama başlatılırken, bunların en önemlilerinden birini "Tapulama" veya "Kadastro kanunu" olarak adlandırılan tasfiye kanunu oluşturuyor. Türkiye topraklarının ölçülerek maliklerinin belli usullere göre belirlenmesini sağlayan bu kanunda, "10 yıllık zaman aşımı süreci" de bulunuyor. Düzenlemeye göre, tescili yapılan arazinin maliklerine 10 yıl içerisinde mahkeme yolu ile itiraz hakkı tanınıyor. Şayet bu sürede itiraz edilmezse, konu Osmanlı dönemine ilişkin belgeli tapu senetleri olsa bile, kayıtlar kesinleşmiş oluyor ve herhangi bir hak talebinde bulunulamıyor.

Galatasaray Adası'na yönelik de maliklerin hisselerini Galatasaray Spor Kulübü'ne satışlarından bu yana herhangi bir itiraz gerçekleşmediği ve adanın spor kulübü adına kayıtlı olmasında hata görülmediği için burada hak iddia etmeye yönelik tüm iç hukuk yolları kapalı görünüyor.