Hasan Gökcen, 2005 yılında ticaret yaptığı mobilya imalatçısı T.A.'dan 1 yıllık malzeme alımı karşılığında 4 katlı evini teminat olarak gösterdi. O dönem Isparta Tapu Sicil Müdürlüğü'nde düzenlenen ipotek senedine imza atan Hasan Gökcen, yaklaşık bir hafta sonra imzaladığı belgenin iddiaya göre kendi bilgisi dışında doldurularak, yaklaşık 150 bin TL borçlu gibi gösterildiğini fark etti. T.A.'ya 67 bin liralık malzeme borcunu ödeyen Hasan Gökcen, 150 bin TL borçlu gösterildiği olayla ilgili savcılığa başvurdu. Bu dönemde benzer şikayetleri de değerlendiren Isparta Valiliği, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili müfettiş talebinde bulundu. Yapılan incelemede dönemin tapu müdürü ve 5 personeli hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonunda tapu müdürü görevinden uzaklaştırılırken, olayla ilgili ağır ceza mahkemesinde dava açıldı. Tapu müdürü ve 5 personel tutuksuz yargılandıkları davada çeşitli cezalara çarptırıldı ancak Yargıtay'a gönderilen dosya bugüne kadar karara bağlanmadı.

İBRANAME ALDI

Hasan Gökcen, soruşturma kapsamında açılan davaya kendisi de şikayetçi olarak dahil olmak istedi ancak kabul edilmedi. Süreç devam ederken, evinin icradan satılmasını önlemek isteyen Hasan Gökcen, borçlu gösterildiği T.A.'ya 2007 yılında 150 bin TL ödeme yapıp, imzalı ibraname aldı. O dönem T.A., iddiaya göre parayı almasına rağmen ibranamedeki imzanın kendisine ait olmadığını söyleyerek, Hasan Gökcen hakkında suç duyurusunda bulundu. İmza üzerinde yapılan uzman incelemesinin birinde imzanın T.A.'ya ait olduğu, diğerinde T.A.'ya ait olmadığı belirtildi. Bunun üzerine Hasan Gökcen'e 'sahte evrak düzenlemek' suçundan ceza verildi.

11 ŞİKAYET DİLEKÇESİ SAYISIZ BAŞVURU

2008 yılında T.A.'nın başvurusu üzerine icra müdürlüğü tarafından yapılan ihaleyle Hasan Gökcen'in evi 123 bin TL bedelle satıldı. Ev bugüne kadar 3 kez el değiştirmesine rağmen aile, tapu iptal davası açtıkları gerekçesiyle evi tahliye etmeyi kabul etmedi. Hasan Gökcen, haklılığını kanıtlamak için 11 kez savcılığa suç duyurusunda bulundu. Ancak savcılık ticari bir olay olduğunu ve hukuk mahkemelerince görülmesi gerektiğini belirterek, suçlama hakkında 'kovuşturmaya yer yoktur' kararı verdi.

2018 yılında Hasan Gökcen'in şikayetini değerlendiren bir savcı, Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmak üzere iddianame hazırladı. İddianame kabul edildi. Yapılan duruşmada söz konusu ipotek işleminde atılan imzanın müştekiye ait olduğu ve tapu dairesinde imzalandığı, müştekinin hukuk mahkemelerinde bir sonuç alamadığı için bu yola başvurduğu kanaatine varılarak sanıklar hakkında beraat kararı verilip duruşma sonlandırıldı.

DAVAYI KAYBEDERLERSE ORTADA KALACAKLAR

Çaresiz kalan Hasan Gökcen ve ailesi Adalet Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda bakanlık ve kuruma şikayet dilekçesi gönderdi. 3 oğlu ve ailesiyle 4 katlı evde oturan Hasan Gökcen, tahliye edilme korkusu ile yaşıyor. Evin tahliyesi için görülecek davayı kaybetmeleri halinde 18 kişilik aile, ortada kalacak.

'PROSEDÜR BÖYLE İMZALA'

Mobilya ve züccaciye üzerine iş yeri bulunan Hasan Gökcen, o dönem kendisini mobilya imalatçısı olarak tanıtan T.A. ile ticari anlaşma yaptıklarını ve Hızırbey Mahallesi'nde bulunan 4 katlı evi ipotek verebileceğini söylediğini ifade ederek, "Şahıs ertesi gün tekrar gelerek ipotek işlemleri için tapuya başvuru yapacağını belirterek, benden 1 adet vesikalık fotoğraf ve kimlik bilgilerimi aldı. Birkaç gün sonra imza için tapu müdürlüğüne çağrıldım. Müdürün odasında birbirine ataçla tutturulmuş en üstte 'resmi senet' yazan evrakla beraber bana 3 değişik kağıda imza attırdılar. Ben 'Bu senette bir şey yazmıyor' dediğimde o dönemin tapu müdürü 'Prosedür böyle, benden iyi mi bileceksin' diye baskı yapınca okumadan 3 evrakı da imzaladım. Daha sonraki gün T.A.'yı aradım ve telefonuma bakmayınca kuşkulandım. Tapu müdürü ile görüşmeye gittim. Benimle görüşmek istemeyince bir oyuna getirildiğimi anladım" dedi.

'ADALET İSTİYORUM'

Yaptığı bir hatanın bedelinin çok ağır ödetildiğini, ailece hem evlerinden hem sağlıklarından olduklarını dile getiren Gökcen, "Ben adalet istiyorum. Tapu müdürü ile iş birliği içerisinde kaybettiğimiz evimi geri istiyorum. Yetkililer bu konuyu araştırıp doğru karar verilsin istiyorum" diye konuştu.

'NE HUZURUMUZ KALDI NE SAĞLIĞIMIZ'

Eşi Fatma Gökcen ise 17 yıldır her kapı çaldığında icra memurları geldiğini sanarak korku ile yaşadığını anlattı. Fatma Gökcen, "Yalnız başıma evde kalamaz oldum. Sürekli panik atak yaşıyorum. Yalnız başıma odada namaz bile kılamıyorum. Sanki biri arkamdan gelip boğazımı sıkacakmış gibi hisse kapılıyorum. Ne huzurumuz kaldı ne sağlığımız. Bizi bu durumlara düşürenleri Allah'a havale ediyorum" dedi.

'ADALETTEN PAYIMIZA DÜŞENİ İSTİYORUZ'

Gökcen’in oğlu Mustafa Gökcen, babasının evrakı imzaladığı gün kendisinin de tapu dairesinde hazır bulunduğunu ve kesinlikle borç karşılığı değil, teminat için işlem yapıldığını, babasının anlattığı gibi tapu müdürünün telkini ile evrakın imzalandığını anlattı. Mustafa Gökcen, "Hukuki süreçte derdimizi kimseye anlatamadık ve ortada kaldık. Yargıtay'daki dosya 8 senedir çözüme kavuşturulmadı, öyle bekliyor. Bu dosya tapu müdürünün işlediği suçla alakalı, karar olmayınca yerel mahkeme de değerlendiremiyor. 18 kişilik 3 aile, biz nereye gidelim kardeşim? Türkiye bir hukuk devleti biz de hissemize düşen adaletten istiyor, yetkililerden sorunumuza çözüm bulmaları konusunda yardım bekliyoruz" diye konuştu.

'İNŞALLAH YANLIŞ HESAP BAĞDAT'TAN DÖNER' 

Ailenin avukatlığını yapan Ertekin Kök süreci baştan beri takip ettiğini, ortada bariz bir hukuk hatası yaşandığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu ve benzer konulardan dolayı tapu çalışanları hakkında çete davası açılmış ve 8 yıldır Yargıtay'da beklemektedir. Şikayetçi olan Hasan Gökcen ne yazık ki bu dosyada 'müşteki' sıfatıyla kabul edilmemektedir. Olaydan çok kişi mağdur edildiği için 'resmi belgede sahtecilik', 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'örgüt kurma' suçundan iddianame düzenlenmiş, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştır. Hasan Gökcen tüm duruşmalara katılmış ancak ne üzücüdür ki bu dosyada 'müşteki' sıfatıyla davaya dahil edilmemiştir. Hasan Gökcen'in mağduriyetini içeren davanın hala görülmekte olan dava ile birleştirilmesi taleplerimiz kabul edilmemiştir. Açtıkları tapu iptal ve tescil davaları da ceza mahkemesi sonucunu beklediğinden 2 ayrı ceza dosyasının birlikte değerlendirilmesi adalet gereğidir. İnşallah yanlış hesap Bağdat'tan döner."