1909'da dünyaya gelen Mahmure Birsen Sakaoğlu, 4 yaşın­da evlerinde çıkan yangından Fatih İtfaiyesi ekiplerince kurtarıldı. 1936'da Türkiye güzeli seçilen Sakaoğlu, tıp eğitiminin ardından kendisi gibi doktor olan Mustafa Sakaoğlu ile evlendi. 7 yıl  ABD'de çalışıp, Türkiye'ye dönen çiftin çocukları olmadı. 1999'da eşini kaybeden Sakaoğlu, Fatih'teki dairesinde yalnız yaşamaya başladı. 

83 yıl İlk yangından 83 yıl sonra evinde çıkan yangında yeniden alevler arasında kalan Mahmure Sakaoğlu, bir kez daha Fatih İtfaiye ekiplerince kurtarıldı. Sakaoğlu, ölme­den önce hayat­ta kalan tek ya­kını kardeşi emekli albay Selahattin İzmirli'yi görmeye gitti. Ancak kardeşi görüşmek istemedi. Sakaoğlu da 2000 yılında kendi el yazısıyla kaleme aldığı vasiyetnamesinde, bütün mal varlığını kendisini 2 kez yangından kurtaran Fatih İtfaiye Teşkilatı'nda görevli itfaiye erlerine bıraktı. Vasiyetnamesinde; Fatih'teki dairesinin satılmayıp, kirası ile bankada mevcut dolar ve Türk lirası­nın (12 milyon TL) sonsuza dek bankada kalmak şartıyla faizlerinin her 3 ayda bir alınarak, Fatih itfaiye erleri­nin müdüründen kapıcısına kadar aynı miktarda ödenme­sini istedi. Ayrıca manevi oğlu Mustafa Bakır'a enflasyona göre otomobil ile geçineceği para­nın toplanan faiz ve kiradan peşin verilmesini istedi. Mahmure Birsen Sakaoğlu, 2003 yılında, 94 yaşında hayata veda etti. Selahattin İzmirli ve 4 yeğen, vasiyetnameye itiraz etti. Bu sırada Fatih İtfaiyesi'nde çalışan çaycıdan müdüre 316 itfaiyeci vasiyetnamenin leh­tarı olmak için mahkemeye başvurdu. Mahkeme dosyayı bilirkişiye gönderdi. Bilirkişi 263 itfaiyeciyi lehtar saydı. İs­tanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'n­de açılan dava 18 yıl sürdü. Bu süreçte davaya dahil olan kişi sayısı 349'a ulaştı. Mahkeme, vasiyetnamenin iptali dava­sını reddetti. Yargıtay kararı onadı.  Sakaoğlu'nun vasiyetnamesinde 'Bir kuruş dahi vermeyin' dediği kardeş Selahattin İzmirli, dava sürerken hayatını kaybetti. 

FAİZ 25 MİLYON LİRAYI BULDU

Sakaoğlu'nun, bankadaki parası ise, aradan geçen sürede faiziyle birlikte 37 milyon liraya ulaştı. Paranın faiz tutarı olan 25 milyon lira, 24 Haziran'da görülecek Tenfiz Davası'ndan çıkacak karar ile mirascı kabul edilecek isimlere, belirlenecek oranlarla paylaştırılacak.

"DAVA 2002 YILINDA AÇILDI"

Bir kısım iitfaiye erinin avukatı Rukiye Pınar Aslan, "Mahmure Birsen Sakaoğlu'nun kendi el yazısıyla hazırlamış olduğu vasiyetnamesinden dolayı bu dava açılmış oldu. Kendisi 2003 yılında vefat etti. Vefatının ardından mirasının açıklanmasını talep ettik. Ve vasiyetnamede tüm mirasını Fatih itfaiye erlerine, kapıcısından müdürüne kadar bıraktığını bildirmiş. Aynı zamanda vasiyetnamede manevi oğlu olarak beyan ettiği Mustafa Bakır ve avukatı zikredilmiştir. Vasiyetnamede kardeşinin mirastan pay almamasına rızası olmadığını özellikle belirtmiş. Daha sonra yasal mirasçıları olan kardeşleri vasiyetnamenin iptali için dava açtı. Dava 2002 yılında açıldı. Ben o tarihte büyük oğluma hamileydim, oğlum şu an 18 yaşında. 18 yıldır devam eden bir davadan bahsediyoruz nihayet bu ay son duruşmamız olacak" dedi.

"5 MİRASÇI İTFAİYE ERİ VEFAT ETTİ"

Aslan, "Birsen Sakaoğlu kardeşine vefat etmeden önce gittiğini, ölmeden önce son bir kez görmek istediğini ve evine almadıklarını vasiyetnamesinde belirtmiş. Mahmure Hanım'ın mirasını Fatih itfaiye erlerine bırakmasının sebebi de 2 kez yangından kurtarmış olmasıdır. Bu sebeple bir vefa, gönül borcu olarak düşünmüş ve tüm mirasını, gayrimenkullerde dahil olmak üzere itfaiye erlerine bıraktığını bildirmiş. Belki bu davanın bu kadar dikkat çekmesinin sebebi bu. Dava açıldığında mirasın çok ciddi bir meblağ olduğunu öğrendik. Mahmure hanımın gelirinin nereden geldiği konuşuldu. İlk Türkiye güzellerinden olduğunu, eşinin de ünlü bir cerrah olduğunu öğrendik. Mahmure hanım tek başına yaşayan bir kadınmış. Manevi oğlunun kendisiyle ilgilendiğini söylüyor. Maalesef tek başına da vefat ediyor. Şu an Fatih itfaiye erleri hem bir minnet borcu duyuyorlar hem de mutlular ama dava o kadar uzun sürdü ki davanın sonunu göremeyen müvekkillerimiz oldu. Dava devam ederken beş mirasçı itfaiye eri vefat etti" ifadelerini kullandı. 

"BİZ HER ZAMANKİ GİBİ SIRADAN BİR OLAY OLARAK BİLİYORDUK"

Mahmure Birsen Sakaoğlu'nu yangından kurtaran emekli itfaiye eri İlyas Kuşaklı da yaşananları şöyle anlattı:

"Santralden 'Yangın var' diye anons geldi. Olay yerine vardık. 'İçeride biri var' diye, heyecan içerisinde bize içeride birinin olduğunu söylediler. Biz hemen kurtarma timi olarak harekete geçtik. Yangın söndürme timi de diğer taraftan hareke geçti. Dördüncü katta yangın vardı. Olay yerine çıktık. Otomatik merdivenle yangın yerine ulaştığımda perdeler ve koltuklar yanıyordu. İçeride yoğun duman vardı. Camları kırıp, içeriye girdim. Yoğun duman olduğu için ayakta durulmuyordu. Uzanarak olay yerindeki insana ulaşmaya çalıştım. Bir ses duydum, o tarafa doğru ulaştım. Yatakta yaşlı bir kadının olduğunu gördüm. Onu yataktan alarak, dairenin kapısına doğru çektim. Dışarıdan gelen arkadaşlarla beraber kurtardık. Ambulans bizimle her zaman göreve gelir. Ambulansa verdik, kadın çok duman yutmuştu ve yorgundu. Hemen hava verilir. Biz söndürme işlemlerine başladık. Biz her zamanki gibi sıradan bir olay olarak biliyorduk. Ta ki 2004 yılına kadar. 2003 yılının sonlarında Mahmure ananın vefat ettiğini söylediler. 2004 yılının bahar ayında bize miras kaldığı söylendi. 'Nasıl olur, kimdir' diye araştırdık. Araştırmalarımıza göre bir baktık ki Mahmure Birsen Sakaoğlu, 2000 yılında itfaiye kurtarmış. 4 yaşındayken de yangından tulumbacılar kurtarmış. 1936 Türkiye güzeli, Amerika'da doktorluk yapmış ve çocukları olmayan bir aile. Mahmure anamızdan Allah razı olsun. Bir anamız vardı, bir tane daha oldu."