Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre; Türkiye'de bir kişinin avukatlık yapabilmesi bazı prosedürlere bağlı.

Öncelikle hukuk fakültesinde mezun olan avukat adayının bir yerde staj yapması gerekiyor.

Stajyer avukat adayı daha sonra ruhsat için Türkiye Barolar Birliği'ne (TBB) başvuruda bulunuyor.

Ruhsat başvurusu TBB tarafından kabul edilen avukat adayı, stajını tamamladıktan sonra yeminini ederek mesleğine başlayabiliyor.

Ancak Adalet Bakanlığı, Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan hükümler nedeniyle hakkında kovuşturma olan avukat adaylarının ruhsat başvurusunda olumsuz görüş bildiriyor.

TBB onaylıyor, bakanlık mahkemeye başvuruyor

Ancak bu, hakkında kovuşturma olan ve mesleğe yeni başlayan avukatlar için nihai bir sonuç anlamına gelmiyor.

Çünkü Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği'nin verdiği ruhsatla ilgili yürütmeyi durdurma talebiyle mahkemeye başvurma hakkına sahip. 

Bakanlığın başvuruları ise büyük oranda yürütmenin durdurulması kararıyla sonuçlanabiliyor. 

Hüküm de yok ruhsat da

Yaklaşık 1 yıl önce stajını tamamlayıp ruhsat başvurusu yapan Gönül Gören bu süreci yaşayanlardan biri.

Gören'in ruhsat başvurusu için Adalet Bakanlığı olumsuz görüş bildiriliyor.

Gerekçe ise 2013 ve 2014 yıllarında lise öğrencisi olduğu dönemde katıldığı eylemler nedeniyle hakkında açılmış ve henüz sonuçlanmamış bir davanın bulunması.

1 Mayıslar ve Soma eylemi nedeniyle "teröristlik" ile suçlanıyor

Gören, 2013 ve 2014 yıllarında katıldığı 1 Mayıs, Soma'daki maden faciasına yönelik protestolar ve diğer demokratik taleplerin yer aldığı eylemler nedeniyle hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "terör örgütü üyeliği" suçlamalarıyla 2018 yılında açılan dava, İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Bu davada henüz bir karar çıkmadı.

Hakkındaki dava gerekçe gösterildi

Gören, bu dönemde okulundan mezun olup stajını tamamladı. Türkiye Barolar Birliği'nin kararıyla ruhsatını alıp avukatlığa başlayan Gören hakkında Adalet Bakanlığı, hakkındaki dava gerekçesiyle avukatlık ruhsatının yürütmesinin durdurulması talebiyle dava açtı.

Davaya dayanak olarak Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin 3. fıkrası gösterildi.

Avukatlık Kanunu'nun ilgili maddesinde şu hükümler yer alıyor:

"Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı 2 yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) (1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmak..." 

Ruhsatı iptal edildi, işten atıldı

Adalet Bakanlığı'nın açtığı davanın sonunda, Ankara 17. İdare Mahkemesi, 30 Haziran'da verdiği kararla yargılandığı davada kendisi hakkında henüz bir hüküm olmayan Gönül Gören'in avukatlık ruhsatının yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.

Türkiye Barolar Birliği ise yürütmeyi durdurma kararına itiraz etti. İtiraz, 4 Ağustos'ta reddedildi.

Ret kararının ardından Gönül Gören, 4 Eylül'de bağlı olduğu İstanbul Barosu'nun levhasından silindi.

Hemen ardından da çalıştığı hukuk bürosundaki işinden çıkarıldı. 

"Bakanlık, muhalif avukatlara karşı silah olarak kullanıyor"

Gören, yaşadığı durumu 'ruhsat gaspı' olarak niteledi. Gören, hakkında kovuşturma olan avukat adaylarının avukatlık ruhsatlarına, masumiyet karinesine aykırı bir şekilde Adalet Bakanlığı tarafından el konulduğunu ileri sürdü.

Gören, "Avukatlık Kanunu'nun 5. maddesinin üçüncü fıkrası, başta meslek itibarını korumak adına getirilmiş ve takdir yetkisi Türkiye Barolar Birliği'ne bırakılmıştı. Ancak geldiğimiz noktada bu madde, Adalet Bakanlığı tarafından muhalif avukatları meslekten arındırmak için bir silah olarak kullanılmakta" dedi. 

"Yasal bir partiyle eylemlere katıldığım için yargılanıyorum"

"Adalet Bakanlığı hakkında siyasi bir sebepten kovuşturma ve hatta soruşturma bulunan istisnasız tüm avukat adayları hakkında olumsuz görüş vermektedir" diyen Gören, yargılandığı dava ile ilgili şunları söyledi:

"Hakkımdaki dava hala İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor. Henüz bir karar verilmiş değil. Örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yapma suçlarından yargılanıyorum. Böyle söyleyince kulağa ürkütücü geliyor ama dosyaya baktığımızda trajikomik bir tabloyla karşılaşıyoruz. Suçlamalara esas deliller 2013 - 2014 yıllarında ben o zamanlar lise öğrencisiyken katıldığım 1 Mayıslar, Soma katliamı protestosu, 'Kuzey Ormanları' eylemleri gibi olsa olsa 2911 sayılı kanuna muhalefetin konusu olabilecek demokratik protesto eylemleri. Bu eylemlerin örgüt üyeliği iddiasına esas alınmasının temel sebebi ise benim o yıllarda İçişleri Bakanlığının izniyle kurulmuş ve halen yasal statüde faaliyetlerine devam eden bir sosyalist parti ile beraber bu eylemlere katılmış olmam. Bunu söylemeyi önemli buluyorum çünkü mevcut devlet örgütlenmesi sizin aslında Anayasayla güvence altına alınmış örgütlenme özgürlüğünüzü belli tercihlerden yana kullanmanızı tehdit olarak görüyor. Yani ben salt olarak 1 Mayıslara katıldığım için değil bu tarz eylem ve etkinliklere sosyalist bir örgütlenme çatısı altında dahil olduğum için yargılanıyorum. Bu durum devletin gözünde öyle affedilemez bir suç ki sizin geçmişte kısa bir süre böyle bir örgütlenmeye dahil olup daha sonra üniversiteyi kazanıp hukuk okuyup avukat olmak üzereyken gözaltına alınmanıza neden olabiliyor. Devlet bir kere böyle bir cüreti gösteren kişiyi ''potansiyel tehdit'' olarak günü geldiğinde hizaya çekmek üzere defterine not ediyor."

"Neşemizi kaybetmeden var olacağız"

İsmi İstanbul Barosu'ndan silindikten sonra çalıştığı hukuk bürosundaki işine son verildiğini aktaran Gören, "Bu durumda avukatlık yetkilerini kullanamadığım için diğer meslektaşlarım gibi rahat bir iş arama sürecim olamıyor ne yazık ki. Yine de haklılığımızın ve bir gün döneceğimize olan inancımızın verdiği motivasyonla bizi toplumda görünmez kılmaya çalışanlara inat bildiğimiz işi yapmanın yollarını bulacağız. Geri dönünceye kadar dayanışmayla ve neşemizi kaybetmeden var olacağız" ifadelerini kullandı.