Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, Bakırköy 11. Aile Mahkemesi, söz konusu davada, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeği ağır kusurlu bularak davacı kadının Türk Medeni Kanunu kapsamındaki maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul etti.

Davalı erkek kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, geçen ay verdiği kararda "davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fiziksel şiddet uyguladığını" belirtti. Kararda şöyle denildi: "O halde, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden, erkeğin ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır."

Yargıtay dairesinin bu kararından önce de Hukuk Genel Kurulu, "Güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu" gerekçesiyle eşini döven kocayı haklı görerek daha kusurlu gördüğü kadının kendisini döven eşine 10 bin TL tazminat ödemesine karar vermişti. Genel Kurul kararında kadının kızlık soyadıyla Facebook'ta hesap açması ve başka bir erkekle samimi pozlarını paylaşması nedeniyle ağır kusurlu olduğu savunulmuştu.

Bu karara muhalif kalan Yargıtay üyelerinin karşı oy yazısında ise "Şiddete sıfır toleransın geçerli olduğu devlet ve hukuk düzeninde fiziksel şiddet uygulayan eşe manevi tazminat verilmesi sonucunu doğuran ve benzer davalarda fiziksel şiddet uygulayanların tazminat almalarını sağlayan bir görüşe katılmamız mümkün değildir" denilmişti. Yargıtay'ın bu kararlarına göre erkek kadını yalan söylediği, hakaret ettiği gerekçesiyle dövdüğünde kusurlu sayılmayacak, hatta kendisini aldattığından şüphelendiğini söyleyerek döverse üstüne tazminat dahi alabilecek.