Antalya’da erken doğum sonrası 33 gün kuvözde kaldıktan sonra iç organlarında hasar meydana gelip, portal hipertansiyon ve özafagus mide varisi teşhisi konulan 5 yaşındaki Elif Toprak için hastaneye karşı yanlış tedavi iddiasıyla açılan dava mahkeme tarafından reddedildi. Karar sonrası aile bir üst mahkemeye gitmeye hazırlanırken yüzde 93 engelli Elif Toprak, "Beni bu hale kim getirdi? Birisi bana cevap versin" diye sordu.

5 yıl önce Antalya’daki özel bir hastanede dünyaya gelen Elif Toprak, solunum sıkıntısı nedeniyle 33 gün kuvözde kaldı. Bu sırada minik Elif’e iddiaya göre umbilikal ven kateteri (göbekten damar yolu işlemi) uygulandı. İşlemin ardından 33 gün boyunca hastanede kalan Elif, taburcu edildikten sonra annesi Semra Nergiz ile evlerine götürüldü. Bir ay boyunca herhangi bir sıkıntı yaşamayan Elif, sürekli kusmaya başlayınca annesi tekrar tedavi gördüğü hastaneye götürdü. Burada 75 gün daha tedavi gören minik Elif’e iddiaya göre teşhis konamadı. Bunun üzerine Hacettepe Üniversitesine giden acılı annenin kızına, göbekten damar yolu işlemine bağlı portal hiper tansiyon ve özafagus mide varisleri teşhisi kondu. İç organları hasar gören minik Elif, yüzde 93 engelli kalırken, hastalıklarının tedavisine de hemen başlandı. Elif, 5 yaşına kadar 5 kez mide kanaması geçirdi, 9 kez endoskopi işlemi gördü ve küçüklü büyüklü 30’u geçkin operasyon geçirdi. Anne ise 5 yıl önce başlattığı hukuk mücadelesinde yaşamının büyük bölümünü hastane ve mahkeme koridorlarında geçirdi.

"Birisi bana cevap versin"

22 Şubat’ta Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu’nun Elif için hazırladığı raporunu gözeten mahkeme, davanın sübuta ermediği (ispat edilemediği) gerekçesiyle reddine karar verdi. Karar sonrası Elif Toprak, "Beni bu hale kim getirdi? Birisi bana cevap versin" diye sordu. Karara tepkili olan anne Semra Nergis ise hukuk mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğini söyledi.

Kızının 6 yaşına kadar 30’un üzerinde ameliyata girdiğine dikkat çeken Nergis, "En son Kasım ayında büyük bir ameliyat geçirdi ve bu ameliyattan dolayı bu yıl okula gidemedi. Elif her şeyi tüketebilen bir çocuk değil. Dalağına darbe almaması gerekiyor. Bizi hayatta neler bekliyor bilmiyorum. Büyüdükçe ne sıkıntılar yaşayacağımıza dair hiçbir fikrim yok. Bu çok nadir bir hastalık" dedi.

"Kızım ölmeden adaletin sağlanmasını istiyorum"

5 yıldır süren hukuk davalarının olduğunu ve davanın kapatılmaya çalışıldığını ileri süren Nergis, "Dava 22 Şubat’ta kapatıldı. Biz İstanbul Adli Tıp’a gitmeden dosyalarımızla bir rapor oluşturulmuş. Bu raporda ben kusurlu ama hastane kusursuz bulunmuş. Madem ben kusurluysam, Elif Toprak’a bu engel nasıl konuldu? Ben kimden cevap bulmalıyım. Ülkemde adaleti sağlayamıyorsak, bu ülkede neden yaşıyoruz. Kafamda binlerce soru var. Kızım ölmeden adaletin sağlanmasını istiyorum. Bu benim bırakabileceğim en büyük miras. İleride diyebilsin ki annem ve babam benim için savaşmış ve kazanmışlar. İç hukuk bitmeden İnsan Hakları Mahkemesine başvurulamıyor. İç hukuku bitirince tabii ki de başvuracağım ama ben ülkemde bu adaleti sağlamak istiyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesini duyurmak istiyor

Daha önce kızının en büyük hayali olan Tarkan’ın, albüm ve imzalı fotoğraflarıyla Elif’i çok mutlu ettiğini hatırlatan Nergis, şu anda ise kızının ve kendisinin tek istediğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ulaşmak olduğunu ifade etti. Nergis, "Kızımın seslenişine cevap olarak Tarkan bize 3 imzalı fotoğraf bir de albümünü yolladı. Elif bununla bile mutlu oldu. Ben ülkenin en üst kişisine sesleniyorum belki ama elimden başka bir şey gelmediği için. Çünkü benim olayımın kendisiyle çözüleceğine inandığım için ve bu inancı da kaybetmek istemiyorum" diye konuştu.