İktidar ne hikmetse “paketlere” meraklı. Kanun değişiklik teklifleri paketler halinde veriliyor. Yeni bir paket halindeki kanun teklifinin içinden, birbirinden ilgisiz birçok kanunlarda yapılan değişiklikler çıkıyor. Her şey karma karışık oluyor. Hangi kanunda, ne zaman, neden, nasıl değişiklik yapıldığını kanunu çıkaranlar değil, uygulayıcılar bile bilmiyor.

KIYAK MAAŞ

Önemli kişilerin ve yakınlarının 3-5 yerden maaş aldıkları meydana çıktı.  Sayın Kılıçdaroğlu “3,5,7 maaş alma işini bitireceğim” diyor ama milletvekili kıyaklarından kimse söz etmiyor. Milletvekilliği sürekli bir görev olmamasına rağmen, yarım dönem vekillik yapan bile ömür boyu milletvekili emeklisi sayılarak çok yüksek maaş alıyor. Milletvekilliği sürekli bir görev değildir, emekliliği olamaz. Vekillikte geçen süre, eski ve sürekli görevine eklenerek, her vatandaş gibi emekli maaşı almalıdır. Bu olumsuz ve haksız uygulama, bir milletvekilinin veya bir vatandaşın vefatı halinde ödenen yardım ve tazminatlara bile akıl almaz ölçüde yansımaktadır.

OLAĞANAÜSTÜ DURUMA UYARLAMA

Olağanüstü ve beklenmeyen bir durum olduğu zaman; mevcut uygulama, anlaşma ve sözleşmeler bile, beklenmeyen bu yeni duruma göre uyarlanır. Bir kontrata, anlaşmaya dayanan kiralarda bile uyarlama yapılır. Çalışanların, işçilerin maaşları düşürülür ve böyle de yapılmıştır.  Ancak sokağa çıkma ve ulaşımın yasaklandığı, kısıtlandığı dönemde dahi, yolcu garantisi verilen köprü, ve otoyollardan geçmeyen, geçmesi yasaklanan taşıtların akıl almaz yükseklikteki geçiş veya geçmeyiş paraları bile, özel  kurumlara-şirketlere ödenmiştir. Yasaya aykırı yapılan bu ödemelerin, ödeme yapılan kurumlardan ve haksız ödemeyi yapanlardan müşterek ve müteselsil olarak geri alınması gerekir.

YASA VE TASA

Demokrasilerde yasaları Meclis yapar. Meclis; milletin sesi olmalıdır. Sesi çıkmayan, etkinliği olmayan, arada bir konuk sanatçı gibi görünen vekiller milletin temsilcisi olamazlar. Bu durumda yasaların önüne geçen uygulamalar baş gösterir. Tek imza ile kanunlar yapılır. En alt basamak olan “Genelgeler” yasaların önüne geçer. Yasa, hukuk ve adalet; etkinliğini yitirir.

ÖZLLEŞEN ADALET

Yeni getirilen “arabulucu” ve “uzlaşmacı” kurumları ile adaletin özelleşmesinde yeni adımlar atılmıştır. Osmanlı döneminin ara mahkemeleri olan “İstinaf Mahkemeleri” Bölge Mahkemeleri adıyla getirilmiştir. Bir mahkeme katibinin bile hukuki ve maddi tazminat sorumluluğu varken Hakim ve Savcıların, verdikleri kararlardan ötürü bu sorumlulukları kaldırılmıştır. Özellikle büyük şehirlerde duruşmalar haftanın iki günü olan Salı ve Perşembe günleri yapılmakta, bu günlerde adliye koridorları tıklık tıklım dolmakta, diğer günler boş kalmakta, duruşmalar 6 ay sonrasına verilmektedir. Bir davada, bir yıl içinde ortalama 2 veya en fazla 3 duruşma yapılmakta davalar senelerce uzamaktadır.

Sözün özü; paketlerin vatandaşa yansıması, çok da parlak olmamıştır.

Av.A.Erdem AKYÜZ