İlaç Piyasasının Genel Yapısı

İlaç piyasası kendine özgü yapısal özellikleri olması sebebiyle diğer piyasalardan ayrılan bir piyasadır. Esas olarak bu piyasayı şekillendiren dört  farklı süje vardır: İlaç şirketleri, doktorlar, hastalar ve devlet. Devletin sosyal güvenliği sağlama görevini yerine getirmek için piyasaya müdahale etme isteği; ar-ge faaliyetlerine büyük bütçeler ayırarak orijinal ilaç üreten şirket sayısının az oluşu; patent korumaları sebebiyle şirketlerin ilaçları belirli bir süre tek satma hakkına sahip olması; sosyal güvenlik uygulamaları nedeniyle tüketicilerin ilaç alırken ilaç fiyatlarına olan duyarsızlık seviyesinin yüksek oluşu; tüketicilerin ilaçlar konusundaki teknik bilgi seviyesinin yüksek olmaması ve ilaç satış miktarlarında doktor yönlendirmelerinin ciddi bir faktör olması ilaç piyasasını diğer piyasalardan farklı kılan başlıca unsurlardır.

İlaç piyasasını en ciddi etkileyen faktörün ise devletlerin sosyal güvenliğin sağlanması amacıyla piyasaya müdahalede bulunması olduğunu belirtmek gerekir. ABD ve Almanya gibi ülkelerde devlet ilaç piyasasına müdahale etmemekte ya da daha az müdahale etmekteyken; Türkiye, İspanya gibi ülkelerde sosyal güvenliğin sağlanması ve bütçenin aşılmaması nedenleriyle piyasaya müdahalelerde bulunulmaktadır.

Ar-Ge

Genel olarak piyasanın aktörlerinden olan ilaç firmaları ise kendi içinde ar-ge’ye ciddi yatırımlar yaparak orijinal ilaç üreten şirketler ve patent süresi geçmiş olan ilaçların birebir kopyalarını (Jenerik İlaç) üreterek piyasaya süren şirketler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Ar-ge’ye ciddi yatırımlar yaparak orijinal ilaçların üretilmesinde ve yeni tedavi yöntemlerinin bulunmasında ciddi rol oynayan bu grup firmaların motivasyonu patentler ile belirli bir süre tekel hakkı elde ederek o ürünü sadece kendilerinin satmaları ve böylece yapmış oldukları büyük masrafları karşılayarak kar elde etmeleridir. Lakin patent alarak patent süreci boyunca orijinal ilacı satma hususunda tekel yetkisine sahip olan şirketlerin patent süreleri henüz dolmadan ilgili ürün ile aynı etkiye sahip olan, farklı etken maddelerden oluşan yeni orijinal ürünler piyasaya farklı şirketlerce sürüldüğünden dolayı bu firmalar patent alarak sağlamaya çalıştıkları avantajlarını kaybetmektedirler. Bu nedenle de büyük bütçeler ayırarak bulmuş oldukları orijinal ilaçlardan sağlamak istedikleri karı yani beklentilerini karşılayamamaktadırlar.

İki farklı patentli orijinal ürün olmasına rağmen, aynı tedavi yöntemi için kullanılan bu ilaçlar ister istemez iki şirketinde toplam ilaç satış fiyatlarını düşürmekte ve piyasada tekel olmalarının önüne geçmekte ve ister istemez ilaç fiyatlarını da istedikleri gibi artırmalarının önünde engel teşkil etmektedir. Şirketler bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için de son dönemde ortaya çıkan yeni bir alternatif yol bulmuşlardır: Aynı tedavi için kullanılacak farklı orijinal patentli ürün üreten şirketlerin kendilerine daha sonradan rakip olmamaları için henüz ilaçlar piyasaya sürülmemişken, ar-ge aşamasında bu şirketlerle birleşmek ya da bu şirketleri devralmak.[1]

Birleşme ve Devralma Taleplerine Rekabet Kurumlarının Bakışı

Bu tarz birleşme ve devralmalara Rekabet Kurumları piyasanın bozulacağı ve tüketicinin refah kaybına uğrayacağı gerekçeleri ile sıcak bakmamaktadır. Çünkü birbirine rakip olacak ve neticesinde de ilaçların fiyatları belirlerken rakibini de gözetecek iki farklı şirketten birleşen tek bir şirkete dönüşüldüğünde yeni şirket piyasa da rakip bırakmayacağından ya da rakip sayısını azaltacağından dolayı fiyatları kendi istediği şekilde artırabilecektir. Bu da devletin sosyal güvenlik uygulamaları nedeniyle ilaç fiyatlarını kendisinin karşıladığı ülkelerde bütçede sıkıntılar yaratacak, tüketicilerin ilaç alımlarında tamamen ya da belirli bir tutar ödedikleri ülkelerde ise hem tüketicinin hem de devletin zararına neticeler ortaya çıkaracak, refah kaybına neden olacaktır.

Örnek vermek gerekirse uluslararası faaliyet gösteren İngiltere kökenli olan Glaxo ilaç firması enjeksiyon yoluyla kullanılan migren ilacı piyasasının pazar lideridir. Bu şirket komisyona başvurarak enjeksiyon yoluyla kullanılan migren ilacı piyasasında faaliyet göstermeyen yine İngiliz kökenli bir başka ilaç firması olan Wellcome ilaç firmasını devralmak istediğini belirtmiştir. Komisyon yaptığı araştırmada her ne kadar iki şirket aynı piyasa da aktif olarak bulunmasalar dahi her iki şirketin de vücut üzerinde aynı etkiyi doğuran ve oral yolla kullanılan migren ilacı üretilmesi için ar-ge faaliyetlerinde bulunduğunun farkına varmıştır. Bu nedenle de böyle bir devir işleminin ilerideki migren ilaç piyasasında tekel oluşturacağı ve piyasayı olumsuz etkileyeceği gerekçesi ile her iki şirketin sahip olduğu orijinal ilaç etken maddesinden biri için başka bir ilaç firmasınca kullanılabilmesine olanak tanıyan bir lisans verilmesi şartıyla ancak devir işleminin onaylanabileceğini belirtmiştir.[2]

Yine aynı olayla ilgili olarak Amerika’da Federal Ticaret Komisyonu ise verdiği karar[3] da bu devrin oral yolla alınan migren ilacı piyasasını kötü etkileyeceği kanısına vararak, Wellcome şirketinin ar-ge faaliyetlerinin yapıldığı aktif bölümlerin  başka bir şirkete bırakılması şartıyla devre onay vermiştir.

Sonuç

Sonuç olarak görüldüğü üzere Rekabet Kurumları henüz ar-ge safhalarında olsa dahi orijinal ilaç üreticilerinin birleşme ve devralınmaları konusunda ciddi hassasiyet göstermekte ve refah kaybına neden olacak birleşme ve devralma işlemlerine ancak ve ancak şartlı izin vermektedirler.


Not: Kaynak olarak  “Av. Mehmet Fatih YAŞAR” ve “HukukiHaber.Net” ibarelerine yer verilmek şartıyla yazının kullanılması ve paylaşılmasına rıza gösterilmiştir.

-----

[1] Hakan Deniz KARAKOÇ, İlaç Sektöründe Fiyat Rekabeti,  Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezleri Serisi No:70, Ankara 2005, s.25
2 Case No: IV/M. 555, 1995,  http://ec.europa.eu/competition/mergers/cases/decisions/m555_en.pdf
3 File No: 951-0054, http://www.ftc.gov/news-events/press-releases/1995/06/glaxo-plc