ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın afla ilgili sözlerine yönelik, "Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız o gün yaptığı konuşmada Sayın Bahçeli'yi ya da MHP'yi kastedecek olsaydı bizzat MHP'yi zikrederek, Sayın Bahçeli'yi zikrederek konuşurdu." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın af konusundaki açıklamaları sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının iyi değerlendirilmediğini düşündüklerini söyledi.

Erdoğan'ın dünyada en açık sözlü konuşan lider olduğunu dile getiren Çelik, bunu muhataplarının da kabul ettiğini, kendisinin imalarla, dolaylı yollarla konuşmayı sevmediğini belirtti.

Çelik, "Eğer Cumhurbaşkanımız o gün yaptığı konuşmada Sayın Bahçeli'yi ya da MHP'yi kastedecek olsaydı bizzat MHP'yi zikrederek, Sayın Bahçeli'yi zikrederek konuşurdu. Dolayısıyla kendisinin ima yollu MHP'yi ifade ettiğini ya da birileri dilerekten oraya gönderme yaptığını ifade etmek, Sayın Cumhurbaşkanımızı yeterince tanımamaktır. Eğer bu şekilde bir beyanı olsaydı açık ve net bir şekilde bunu ifade ederdi." diye konuştu.

- Af tartışmaları

Af tartışmaları başladığından beri AK Parti Genel Merkezi'ne, BİMER'e ve ilgili birimlere çok sayıda talep geldiğini dile getiren Ömer Çelik, şöyle devam etti:

"Bu taleplerin içinde de bir tanesi Cumhurbaşkanımızın o gün bahsettiği bu uyuşturucu satıcılarının esasında uyuşturucu satıcısı olmadığı, kurban olduğu şeklindeki bir yaklaşımdır. Cumhurbaşkanımızın kastettiği budur ve bu cümleleri belli yerlerde kullanıyorsa, belli açılışlarda da kullanıyorsa bunun bir manası vardır, topluma bir mesaj vermek istemektedir, uyuşturucu satıcılarına geçit verilmeyeceğini söylemek istemektedir, bu kadar açık ve nettir. Eğer Cumhurbaşkanımız burada MHP'ye bir şey söyleyecekse bunu açık bir şekilde MHP kelimesini zikrederek, Milliyetçi Hareket Partisinin ismini zikrederek yapabilir ve kendisinin tarzı da bu şekildedir."

Mevcut durumu son derece anlaşılmaz bulduklarını ve yanlış bir değerlendirme olarak gördüklerini ifade eden Çelik, "Mesele bununla sınırlı kalmıyor. Sayın Bahçeli'nin açıklamasında Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan ifadeleri son derece yanlış bulduğumuzu ifade etmek isterim." dedi.

- "Milletimizin tamamı bu ifadeleri reddedecektir"

Açıklamada, "isabetsiz, itibarsız, fuzuli demagoji" şeklinde birtakım ifadelerden bahsedildiğini söyleyen Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi basiretinin sorgulanmasını ifade eden birtakım cümleler var. Tabii ki AK Parti Genel Merkezi ve bütün AK Parti camiası ve eminim milletimizin tamamı bu ifadeleri reddedecektir. Cumhurbaşkanımızın siyasi basireti bütün dünyanın malumudur, siyasi ahlakı konusunda özellikle de bugünlerde bütün dünyanın sarsıldığı bir soruşturma karşısında gösterdiği kararlı tutum bir kere daha ilkeli siyaset, kararlı siyaset yapma konusunda nasıl bir lider olduğunu göstermiştir." şeklinde konuştu.

Bahçeli'nin ifadelerinin sonunda "Siyasi nezaket ve nezahet aynı zamanda ittifak ruhu ve duruşu muhataplarına inkar ve ihmal edemeyecekleri sorumluluklar yüklemektedir." şeklinde bir bölüm bulunduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evet, buna katılıyoruz ama Sayın Bahçeli'nin Cumhurbaşkanımıza karşı kullandığı ifadeler maalesef bu siyasi nezaket, nezahet ve yüklenen sorumluluğa uygun bir yaklaşım olmamıştır. Dolayısıyla biz AK Parti camiası olarak bunları kabul etmediğimizi açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Biz de açık ve net bir şekilde bir kere daha ifade ederiz, Cumhur İttifakı kıymetli bir ittifaktır. Türkiye'nin büyük meselelerinin çözülmesi için, devletin ve milletin büyük meselelerinin çözülmesi için ortaya koyulmuş bir ruha ve siyasi tutuma dayanmaktadır."

Siyasi nezaket ve nezahetin gösterilmesinin her iki taraf için de mükellefiyet yüklemekte olduğunu vurgulayan Çelik, "Fakat bizim açımızdan baktığımızda bizim buradaki birinci ilkemiz Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Genel Başkanımıza gösterilmesi gereken saygı konusunda herhangi bir eksikliğin ortaya çıkmamasıdır. Cumhurbaşkanımıza gösterilmesi gereken saygı AK Parti'nin kırmızı çizgisidir, milletimizin kırmızı çizgisidir. Genel Başkanımıza saygı gösterilmesi konusundaki hassasiyetimiz bizim kırmızı çizgimizdir." ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli'nin son cümlesini tekrar hatırlatan ve buna katıldıklarını yineleyen Çelik, şunları kaydetti:

"Cümlesine katılıyoruz ama açıklamanın sonuna konulan bu cümlenin açıklamanın önceki cümleleriyle maalesef çeliştiğini görüyoruz. Şunu da ifade etmek isterim, bizim tarafımızdan şimdiye kadar kesinlikle Sayın Bahçeli'ye dönük olarak, MHP camiasına dönük olarak herhangi bir şekilde incitici bir ifade beyan edilmemiştir, hatta Milliyetçi Hareket Partisindeki arkadaşlarımızın zaman zaman bize karşı incitici ifadeleri olmuştur. Bunu ortaya çıkaran şey de biz AK Parti politikalarını ortaya koyduğumuz için.

Örneğin, biz AK Parti'nin görüşünü ortaya koyuyoruz, 'Biz bütün illerde aday çıkaracağız.' diyoruz fakat bir MHP yetkilisi çıkıp bunu bir eleştiri sebebi sayabiliyor. Ya da bir başka arkadaşımız hukuki konularda görüşümüzü ifade ettiği zaman böyle bir eleştiriye muhatap olabiliyoruz."

- Küçük polemiklere kurban edilmemeli

Bu tür ifadelere Cumhur İttifakı'nın gerektirdiği hassasiyet çerçevesinde cevap vermediklerini vurgulayan Çelik, şu görüşlere yer verdi:

"Çünkü küçük polemiklere kurban edilemeyecek kadar önemli bir ittifak olduğunu düşünüyoruz. Bunun hassasiyetinin korunması gerektiğini düşünüyoruz. Milletimizin bunlarla meşgul edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bizim tarafımızdan hiçbir şekilde siyasi nezakete sığmayan, siyasi nezahetle çelişen bu hassasiyetleri zedeleyen, incitici ve kırıcı bir ifade kullanılmamıştır. Biz sadece kendi politikalarımızı söylemişizdir ama bu şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın hedef alınmasının siyasi nezaket ve nezahete uymadığını, bunu reddettiğimizi, bu ifadeleri kabul edilebilir bulmadığımızı ve Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımıza gösterilmesi gereken saygının esas olduğunu bir kere daha ifade ediyoruz. Bundan sonrasında da büyük işler yapılacaktır, siyaset aralığı bugünle sınırlı değildir.

Önümüzde büyük meseleler vardır. Cumhur İttifakı'ndan beklentiler vardır, dolayısıyla bunun temel istikameti doğrultusunda yürümesi esastır."

Kendilerinin açık cümleler kuran ve bu açık cümlelerle kendilerini ve partilerini ifade eden insanlar olduklarını vurgulayan Çelik, Erdoğan'ın da dünyada açık sözlülüğüyle bilinen bir lider olduğunu yineledi.

Erdoğan'ın MHP'yi ya da başka bir siyasi partiyi kastettiğinde bunu çok açık ve net bir şekilde söyleyeceğini, o günkü konuşmasının uyuşturucu satıcılarıyla ilgili talebi getirenlere karşı, uyuşturucu meselesi konusundaki hassasiyetini milletle paylaşmaya dönük bir yaklaşım olduğunu tekrarlayan Çelik, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla bu ifadelerin hepsi çok yanlış ifadeler olmuştur, Cumhur İttifakı'nın ruhuna ve Cumhur İttifakı'nın gerektirdiği siyasi nezakete uymamıştır. Diliyoruz ve umuyoruz bundan sonrasında bu konularda hassasiyet gösterilsin. Nihayetinde yanlış anlaşılan bir mesele varsa bunun arka planının öğrenilmesi için bütün arkadaşlarımız bir telefon uzaklıktadır. Sayın Bahçeli ile Sayın Cumhurbaşkanımız arasında da bu iletişim kanalı her zaman açıktır, onun yerine bu şekilde birtakım yorumlar üzerinden o yorumların üzerine fikir tesis ederek, o fikrin üzerine bir siyasi tutum tesis ederek bu yaklaşımlarla yürümenin doğru olmadığını düşünüyoruz."

Esas olanın siyasi nezaketi, nezaheti korumak ve milletin beklediği büyük işlere odaklanmak olduğuna işaret eden Çelik, "Ama tabii ki bu cümleler son derece incitici, kırıcı cümlelerdir, bütün AK Parti camiasını, AK Parti Genel Merkezi başta olmak üzere bütün illerde son derece rahatsız etmiştir. Biz bunun tekrarlanmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın siyasi basireti, siyasi ahlakı, ilkeli siyaseti, kararlı duruşu Türk milleti tarafından teslim edildiği gibi bütün dünya tarafından teslim edilmektedir. Bunun sorgulanması mümkün değildir, bizim bunun sorgulanmasına doğru, meşru bir şekilde bakmamız mümkün değildir." diye konuştu.

(Sürecek)