MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı’nın bir kez daha icra etmesini mühim görüyoruz" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin yerel seçimlere yönelik stratejisini belirlemek amacıyla Kızılcahamam’da gerçekleştirdiği kampın kapanışında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda siyasetin ilgi sahasına giren konuların teferruatla değerlendirildiğini ifade eden Bahçeli, uzun ve titiz bir hazırlık safhasından emek emek geçerek olgunlaştırılan şartlı ceza indirimi kanun teklifinin TBMM’ye sunulduğunu anımsatarak, eksiğiyle, fazlasıyla teklifin bizzat MHP’ye ait olduğunu vurguladı. 12 Mayıs’ta yaptığı çağrının kanun teklifi aşamasına geçtiğini dile getiren Bahçeli, "Dürüstüz, tutarlıyız, verdiğimiz sözleri çok şükür sonuna kadar tutacağız. Seçim beyannamemizde takdim ve tanımı yapılan her vaadimizin isabetle gerçekleşmesi için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz. Kararlıyız, başaracağız. Bize duyulan güveni, bağlanan ümitleri heba etmeyeceğiz. Halihazırda cezaevlerinde 253 bin 535 kişi bulunmaktadır. Üstelik cezaevlerinin fiziki yetersizlikleri, kapasitelerinin aşınma ve aşılması pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Türkiye tutuklu ve hükümlü sayısı itibariyle Avrupa’nın ilk sırasında, dünyanın yedinci ülkesi durumundadır. Bu tablo hepimiz adına vahimdir, kaygı vericidir. Suç ve suçlu her toplumda, her devlette vardır ve olacaktır. Tarihin hiçbir döneminde suç ve suçlu tam olarak sıfırlanamamıştır. Önemli olan bir suçlunun işlediği suçtan dolayı ıslah olması, rehabilite edilmesi, pişmanlık duyması, cezasını çektikten sonra toplumla buluşup bütünleşmesidir. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkumlar insandır. Onların da en temel insan haklarından istifadeleri şarttır. Herkesin özgür yaşama hakkı vardır. Bu temel bir ilkedir. Ancak bazı suçlar vardır ki, af veya ceza indirimi olması halinde adalet müessesi deprem geçirecek, sosyal neticeleri ağır olacak, gelecek kuşaklara da ihanet sayılacaktır. Bunlardan birisi terör suçlarıdır. Bir diğeri çocuk ve kadın katliamcıları, cinsel istismarcı canilerdir. Bir başkası da kasten insan öldüren, bunu da hiç vicdanı sızlamadan yapan katillerdir. Şu anda cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu itibariyle 45 bin 706 terör suçlusu, 28 bin 274 adam öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçu işleyen, 16 bin 566 cinsel saldırı suçuna karışmış şahıs bulunmaktadır. Bunlar bizim hedef kitlemizin dışındadır. Biz bir defalığına infaz sürelerinde şartlı olarak beş yıllık ceza indirimi öneriyoruz. Bu önerimizin dayandığı asıl amil ve esaslar; iç barış ve huzur ortamına katkı sağlamak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişte sosyal, ekonomik ve toplumsal kucaklaşmayı bir nebze de olsa sağlamlaştırmak, cezaevlerinde insani olmayan birikme ve yığılmaları sadeleştirmek, FETÖ’cü hakim ve savcıların adalet ve hukuka vermiş olduğu tahribatları gidermek, kader mahkumu diye tarif ettiğimiz tutuklu ve mahkumları şartlı da olsa sağduyuyla sahiplenmektir. Teklifimiz ne genel ne de özel aftır. Türk Ceza Kanunu’nun 65. maddesini dillendirenler havanda su dövenlerdir. Maksatlı ve yanlı değerlendirmeler yapanlar insanlık vicdanını yok sayanlardır. "Rahşan affı tekerrür ediyor", "Çakıcı affı geliyor", "Nitelikli çoğunluk gerekir, Anayasa Mahkemesi kanunun niteliğine bakar, eşitlik ilkesi doğrultusunda kapsamını emsal kararlarda olduğu üzere genişletir" diyenler, acele ve ezbere konuşanlardır. Biz teklifimizin her yönüyle tartışılmasını istiyoruz. Tartıştıkça daha makul ve müstesna neticelere ulaşacağımızı düşünüyoruz" dedi.

"Muhatap cezaevlerindeki 162 bin 989 kişi"

Şartlı ceza indirimi teklifinin kapsamında terör suçundan hüküm giyenler, kadın, çocuk ve insan kasapları, tecavüz ve istismar suçlularının yer almadığını kaydeden Bahçeli, bunların haricinde şartlı ceza indirimi teklifinin muhatabının cezaevlerindeki 162 bin 989 kişi olduğunu söyledi. Bahçeli, "Diyorlar ki uyuşturucu tacirleri de kapsam içinde. Diyorlar ki, çete ve organize suç örgütlerine de ceza indirimi getiriliyor. Bir defa, uyuşturucu konusunda hiç kimse bize ayar veremez, söz söyleyemez. Milliyetçi Hareket Partisi zehir tacirleriyle, uyuşturucu baronlarıyla kıyasıya mücadeleyi öneren, kıran kırana uğraşmayı öngören, bunun için her faaliyet ve girişimde bulunan ahlaki bir zihniyete, milli bir zekaya haizdir. Karanlıktan aydınlığı taşlamaya lüzum yoktur. Kalemlerini silah gibi kullanan zavallılar, teröristlerin affı için düne kadar kuyruğa girmişken, bugün bizi tenkide kalkışmaları münafıklık alametidir. Bize parmak sallanması, aha açığa düştünüz, aha zora girdiniz, teklifiniz patladı, çelişkiye düştünüz ima ve ilanı yapanlar ya utanmalarını aldırmış gerzeklerdir ya da her şeyi saptırmaktan zevk duyan nöbetçi provokatörlerdir. Cezaevlerinde uyuşturucu suçundan dolayı 36 bin 212 hükümlü, 14 bin 174 tutuklu olmak üzere toplam 50 bin 386 kişi bulunmaktadır. Bunların çoğu kullanılan, tutsak düşürülmüş, muhtaçlıkları sömürülmüş, vicdanı rehnedilmiş, aklı kiralanmış kişilerdir. Aralarında hakikaten de kader kurbanı olan varsa, nedamet duyan bulunuyorsa, ıslah ve terbiye hali gösterenler çıkmışsa, bunları teklifimizin kapsam dışına alınması ne kadar meşru ve insani olacaktır? Ne yapalım, bunların hepsini kamyon kasalarına doldurup uçurumdan aşağıya mı yuvarlayalım? Bu insanları topluma kazandırmak için inisiyatif üstlenmeyelim mi? Kanayan yarayı görmezden, duymazdan mı gelelim? Sorarım, uyuşturucu baronlarına ses çıkaramayanların, hasbelkader tuzağa düşmüş, nefsine yenilmiş, mağduriyetten yanlış yollara tevessül etmiş kişilere güç gösterisi yapması ne kadar vicdani ve insanidir? Baklava çalan çocuğa diklenen, sıra yurt dışına kaçan baklavacı FETÖ’cülere geldiğinde sessiz kalanlar bize ne anlatıyor, neyi işaret ediyor? Uyuşturucuyu değil, uyuşmuş ve uyanmasını dilediğimiz insanlık haysiyetini savunuyoruz. Bu ayrımı yapamayanlar gaflet çukurunda çırpınan madrabazlardır. Eğer bu kategoride bulunanlar şartlı ceza indiriminden yararlanıp dışarı çıkarlarsa, buna karşılık eğer bir kez daha aynı hataya düşerlerse yeniden cezaevine girmeleri de mukadderdir. Katalog suçlarla ilgili hatırlatmaya ihtiyacımız yoktur. Teklifimiz konuşulsun, TBMM’de müzakere edilsin. Üzerinde uzlaşma sağlanan suçlarla ilgili gereği yapılsın, toplumsal rahatlama sağlansın. Elbette şartlı ceza indirimi teklifimizin sosyal boyutlarını düşünüyoruz. Elbette suça eğilimli insanlardaki psikolojik etkilerini hesaba katıyoruz. Elbette mağdurların üzerinde yaratacağı olası tramvaları değerlendiriyoruz. Konuya hem kalben hem de aklen yaklaşıyoruz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki görüşünü anımsatan Bahçeli, "Cumhurbaşkanı, ‘kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur’ diyor. Devlet, ‘ancak kendisine karşı işlenen suçları affeder’ görüşünü seslendiriyor. Bu yaklaşıma saygı duyuyoruz ama tartışmalı olduğunu, hukuken temeli olmadığını da biliyoruz. Cezaevleri pimi çekilmiş bomba gibidir" dedi.

Yerel seçimlerde "Cumhur İttifakı"

Mahalli İdareler Seçimleri’ne yaklaşık altı aylık bir süre kaldığını hatırlatan Bahçeli, çalışmalara hızlı şekilde devam etiklerini belirterek, belediye başkan adaylarını bir bir tespit ve ilan ettiklerini kaydetti. MHP’nin 31 Mart 2019’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’ne derin anlamlar yüklediğini ifade eden Bahçeli, "31 Mart’a kazanç-kayıp prizmasından bakamayız, bakmıyoruz. Günlük siyasi dürtülerin ölçeğinden yaklaşmıyoruz. Türkiye’nin çıkarları, bekası ve tarihi haklarını dikkate alıyoruz. Samimiyiz, safiyene duygular taşıyoruz, Cumhur İttifakı’nın müessir ve muharrik olmasını ümit ediyoruz. Bizim derdimiz Türkiye’dir, Türk milletidir, Cumhur İttifakı’nın tıpkı Kuvay-ı Milliye ruhunda olduğu gibi diri ve dik duruşunu devam ettirmesidir. Cumhur İttifakı’nın bir kez daha icra etmesini mühim görüyoruz" diye konuştu.

Bahçeli, yerel seçimlerde İstanbul’dan aday çıkarmayacaklarını tekrar ederek, diğer bölgelerden adaylarını belirlemeye devam ettiklerini kaydetti.