ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki seçimlerde, yani 2019'da sadece 6 büyükşehiri değil, İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, Balıkesir'i, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı alacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, Bilkent Otel'de düzenlenen, CHP Belediye Başkanları Toplantısı'nda, bir toplumda yaşayan herkesin sorumlulukları olduğuna işaret etti.

Çok karmaşık sorunlar olabileceğini ancak bu sorunların zaman içinde kendi çözümünü üreteceğini belirten Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının sorumluluklarının ise hizmet verdikleri vatandaşlardan daha fazla olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, her kentin bir kimliği olduğuna dikkati çekerek, "Kimlik, bazen o kentin tarihinden, bazen doğasından kaynaklanır. Çoğu kez kentin logosunda bu kimliği görürüz. Seçilmiş belediye başkanları olarak kentin tarihine karşı sorumlusunuz. Bu sorumluluk karşısında hareket edildiğinde kentin zenginleştiğini görürsünüz." ifadesini kullandı.

CHP'nin belediye başkanlarının bu bilinçle hareket ettiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP olarak zenginliği bireysel değil, kitlesel düşündüklerini anlattı.

Son bir kaç aydır "İstanbul'a ihanet edildi mi, edilmedi mi?" tartışmasının yaşandığını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"En yetkili kişi çıktı, üstelik görev yaptığı bir kente nasıl ihanet ettiklerini anlattı. Biz bunu söyleseydik pek çok çevreden eleştiri alırdık. Ne demek İstanbul'a ihanet etmek, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehre ihanet yapılır mı diye bize eleştiri gelirdi. Ama en yetkili kişi çıktı 'Biz bu kente ihanet ettik.' dedi. Kente ihanet, kentin kültürüne, doğasına, kimliğine ihanettir. İhanet edenler hiçbir şey yapmadı, sadece söylediler. Buradan bütün İstanbullu kardeşlerime sesleniyorum, oy verdin, belediye başkanı yaptın ve çıktılar kendileri itiraf ettiler 'Biz İstanbul'a ihanet ettik.' diye. Lütfen önümüzdeki seçimlerde hainlere yer vermeyiniz."

- Haliç eleştirisi

İktidarın "Dikey yapılaşmaya izin vermeyeceğiz." dediğini, kendilerinin de bunu takdirle karşıladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, hatadan ders almak kadar güzel bir şey olamayacağının altını çizdi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Belediye başkanı zorla istifa ettiriliyor. Yeni belediye başkanı gelip koltuğa oturuyor. Arkasından Haliç'te yapılaşma 4 kat, belediye meclisinden bir karar, 10 kata çıkıyor. İhanetin katmerlisi. Haliç'in etrafına yüksek binalar diktiğinizde bu Haliç'e ve İstanbul'a ihanet etmek değil midir? Fatih'in gemileri indirdiği Haliç. Emin olun gözleri kararmış. Eğer böyle giderse bunlar Haliç'i doldurur, oraya da yüksek binalar yaparlar. Böyle bir tablo asla İstanbulluları şaşırtmasın. Bu kentin rantiyeye teslim edilmesi anlamına geliyor. Bir kent, akılla, bilimle yönetileceği yerde rantiyeye teslim edilirse her şey yapılır. 50 kata çıkarın, 100 kata çıkarın, nasıl olsa yukarıya doğru gidiyorsunuz. İstanbulluların İstanbul'u düşünmeleri lazım. Rantiyeye teslim olmanın en tipik örneği şudur, yine aynı zat, 'İstanbul'daki kupon arazilerin satışını bana soracaksınız.' diyordu önce. Ne demek bu? Eğer çıkar ilişkilerini rantiye üzerinden götürüyorsanız. Siz o kente hizmet edemezsiniz. Hizmet ettiğiniz kesim, rantiye sınıfıdır."

CHP'li belediyelerin ranta izin vermediğini savunan Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerden örnekler verdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, yüksek binalar yerine en büyük kent ormanının İzmir'de yapıldığını, Eskişehir'in de Ankara ile Bursa arasında çölde bir vaha gibi yükseldiğini anlatarak, "Aynı şekilde Aydın, Tekirdağ, Hatay... Bunlar bizim şeref yıldızlarımızdır. Biz büyük kentlere nasıl hizmet veriyorsak aynı sorumluluk ve anlayışıyla en küçük beldelerimize de hizmet veriyoruz." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, biri Avustralya ve diğeri Çin'den olmak üzere iki ülkenin şehirleriyle yarışan Hatay'ın "2021'de Botanik Expo"yu kazandığını da bildirdi.

- "Seçimle gelen seçimle gider"

Demokrasilerde "seçimle gelen bir belediye başkanının seçimle gideceğini" belirten Kılıçdaroğlu, bu kuralın istisnalarının ise ancak dikta dönemlerinde yaşanacağını söyledi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bu dönemlerde seçimin ve halkın hiçbir öneminin olmadığına dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"20 Temmuz darbesinden sonra KHK'larla 100'ün üstünde belediye başkanı görevden alındı. Aynı şekilde, Ankara, İstanbul, Balıkesir ve Bursa'da görev yapan belediye başkanları şantajla, tehditle istifa ettirildi. İstifa etmezseniz size gösteririz denildi. Bu belediye başkanları gözyaşları içinde görevlerinden istifa ettiler. Bu, insanlık onuruna da aykırı. Bu belediye başkanları çocuklarına asla hesap veremeyeceklerdir. Belediye başkanlarının bu pozisyona düşürülmemesi lazım. Beyefendi diyor ki, 'Efendim biz gereğini yaptık, sıra CHP'ye geldi. Onlar da gereğini yapsınlar.' Evet biz de gereğini yapıyoruz ve bütün belediye başkanlarımızı yürekten kutluyoruz, çünkü onlar halka hizmet ediyorlar."

Erken yerel seçim teklifinde bulunduklarını ancak kabul görmediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Emin olun, bir süre sonra diyecekler ki ne demek belediye başkanı seçimi, ben buradayım, oturuyorum, koltuğumdayım, tek adamım, bundan sonra belediye başkanlarını ben atayacağım. Seçime gerek yok. Bunun ilk provalarını yaşıyoruz. Bir süre sonra belediye başkanları seçimlerine de gerek yoktur, hepsini ben atayacağım diyecek. Ama bu zihniyet asla ve asla unutmasın, CHP dimdik ve ayaktadır." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, ikinci bir teklif götürerek, "Kanun Hükmünde Kararname ile görevden alınan ve istifa ettirilen belediyelerde seçim yapın" dediklerini ancak bunun da kabul edilmediğini hatırlattı.

Sürekli "milli irade" diyenlerin şimdi milletten kaçtığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Eğer bir siyasi anlayış milletten kaçıyorsa kendi sonunu getirmiş demektir. Nitekim kendi sonlarını kendileri getiriyor." ifadesini kullandı.

- Uyuşturucuyla mücadele

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de uyuşturucu kullanma yaşının 10'a kadar düştüğünü belirterek, "Belediye başkanı arkadaşlarımdan istirham ediyorum, çoğu belediye başkanı arkadaşımın bu konudaki duyarlılığını çok iyi biliyorum. Uyuşturucu kullanma yaşı 10'a kadar düştü. Özellikle yoksul semtlerdeki çocuklar alıştırılıyor ve sonra bunlar kullanılıyor. Gençlerimizi, çocuklarımızı korumak elbette hepimizin görevidir." dedi.

Suç oranının en düşük olduğu belediyelerin CHP'lilerin yönettiği belediyeler olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Umuyorum ve diliyorum bütün belediye başkanlarımız CHP'li belediye başkanlarının gösterdiği duyarlılığı göstersinler." açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerin çok zor şartlarda görev yaptıklarını ve sürekli denetim altında olduklarını ancak bu durumda dahi birer mucizeye imza attıklarını söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki seçimlerde, yani 2019'da sadece 6 büyükşehiri değil, İstanbul'u, Ankara'yı, Bursa'yı, Balıkesir'i, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı alacağız." diye konuştu.

CHP'li belediyelerde kentteki zenginleşmenin kırsala da taşındığını ve kırsalla kent arasında müthiş bir uyum sağlandığını aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük kentleri yönetmek bizim boynumuzun borcudur. Belediye başkanları olarak özellikle sizlere düşen görev, Türkiye 2019'da bir yol ayrımına gidiyor. Önümüzde iki seçenek var, üçüncü bir seçenek yok. Ya tek adam rejimi ya demokrasi. Biz, CHP'li belediyeler olarak demokrasiyi sonuna kadar savunduk ama demokrasimizin ayaklarımızın altından süratle kaydığını görüyoruz. Daha tek adam rejimi gelmedi, bugünden faturasını toplum çekiyor. Dolar, avro boşuna mı yükseliyor, fiyatlar boşuna mı artıyor? Sorumlusu tek bir adam. Türkiye'yi bir adama teslim ederseniz böyle bir tablo çıkar. Eğer bu tablo 2019'un sonrasına taşınırsa çok daha acı tablolarla 80 milyon karşı karşıya kalır. Demokrasiyi sonuna kadar savunacağız.

Buradan 80 milyon, oy kullanan vatandaşlarıma sesleniyorum, ister ülkücü olun ister sosyal demokrat ister milliyetçi ister muhafazakar olun, hangi görüşten olursanız olun, düşüncelerinizi ancak demokraside ifade edebilirsiniz. Demokrasi benim için olduğu kadar benim gibi düşünmeyenlerin de rejimidir. 2019'da, yol ayrımında, herkesi demokrasiden yana oy kullanmaya, davet ediyorum. Bir insan her şeyi bilemez. Bir insana bir ülke teslim edilemez. O yetkinin bir kısmını kullandı Türkiye buraya geldi. Eğer bu yetki aşımı 2019'un sonrasına sarkarsa vay ülkenin haline."

Kimsenin korkudan ses çıkaramadığını öne süren Kılıçdaroğlu, bir bedel ödemek gerekiyorsa önce kendilerinin ödeyeceğini ve toplumu cesaretlendireceklerini belirtti.

Ülkeye, çocuklara karşı sorumlulukları olduğunu tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Biz çocuklarımıza, babalarımızın bize bıraktığı Türkiye'den daha güzel bir ülkeyi bırakmalıyız. Sorumluluk bilinciyle hareket ettiğimizde hedefe ulaşmak yakındır. 2019'da yeniden demokrasiyi inşa edeceğiz. Sözümüz söz, bu ülkeye demokrasiyi getireceğiz." dedi.

- "Türkiye önemli bir süreçten geçiyor

Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da 3 ayda bir belediye başkanları toplantılarını yaptıklarını belirtti.

Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğine dikkati çeken Torun, "Bizler de sorumluluğumuzun bilincinde olarak ve bu süreci en iyi değerlendirerek, 2019'a hazırlanmak durumundayız. Belediye başkanlarımızın her zaman yanındayız, bu birlik beraberlik içinde, aynı kararlılıkla 2019'a hazırlanacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.

Öğle arasına kadar toplantıya katılan Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Yönetim Kurulu toplantısı nedeniyle otelden ayrıldı.

Kılıçdaroğlu'nun akşama kadar sürecek toplantının kapanışına da katılacağı ve yine belediye başkanlarına hitap edeceği belirtildi.

Toplantının öğleden sonraki basına kapalı bölümünde belediyelerin örnek projeleriyle, yerel seçimlere hazırlık çalışmaları ele alınacak. Toplantıda, belediye başkanları da söz alarak, görüşlerini ve değerlendirmelerini aktaracak.

Kemal Kılıçdaroğlu, akşamda İstanbul'a geçerek 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerle buluşacak.