TOKAT (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Katma değeri yüksek ürün üretmek zorundayız. Katma değeri yüksek ürün üretemezsek Türkiye, dünya liginde yer alamaz." dedi.

Kılıçdaroğlu, Tokat'ta bir otelde düzenlenen toplantıda muhtarlar ile sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi.

Burada konuşan Kılıçdaroğlu, sivil toplum kuruluşları güçlendikçe demokrasinin güçleneceğini söyledi.

Türkiye'de rakamlara bakıldığında kayıtlı 17 milyon yoksul bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "17 milyon yoksul bir türlü azalmıyor. Niye azalmıyor? Bitirmek mümkün. Ne zaman? Bir yıl içinde. Getirirsiniz aile sigortasını, bu rezalete son verirsiniz. Allah izin verir de siz de teveccüh gösterirseniz, Muharrem İnce cumhurbaşkanı, parlamentoda da Millet İttifakı olursa, 2019 itibarıyla asgari ücret net, vergisiz 2 bin 200 lira olacak. Kim kazanır asgari ücret 2 bin 200 lira olursa? Esnaf kazanacak. 2 bin 200 lirayla araba, daire, tarla alınmaz. Ne alınır? Gidilir bakkaldan alışveriş yapılır." diye konuştu.

- "Eğitim körelirse ülke körelir"

Türkiye'nin büyük değişim ve dönüşüme ihtiyacı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Eğitim sistemi bitmiş vaziyette. Bir ülkeyi geride bırakmak için işgal etmenize gerek yok. Eğitim sistemini bozacaksınız, yeterli. İyi eğitim almak zorundayız. Çocuğun soru sorma kapasitesini artırmak zorundayız. Bunu ancak eğitimle yapabiliriz. Eğitim körelirse ülke körelir, memleket körelir. 16 yılda 14 sefer eğitim politikası değişti. Bakana göre değişiyor. Eğitim politikasını belirlemek bir siyasi partinin işi değildir. Bakın bunu CHP'nin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Bir siyasi parti oturup ülkenin eğitim politikasını tek başına belirleyemez. Bunun üniversitesi var, bunun eğitim sendikaları var, bunun hocaları var, bunun eğitime gönül vermiş STK'ları var, bunun dünyada örnekleri var. Üniversitelere bakın, Tokat Üniversitesi burada. Kaç hocanın görevine son verildiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz. Ya bunlar alınırken bir hata yapıldı, ya bunlar atılırken bir hata yapıldı."

Türkiye'nin üretim yapması, ekonomiye katma değer sağlaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin kendisine yeni bir yol haritası çizmesi lazım. Türkiye'nin üreten ekonomiye geçmesi lazım. Beton ekonomisinden çıkması, üretmesi lazım. Üretmediği sürece bu iş yürümez. Başkalarının ürettiğini tüketen bir toplumun geleceği yok olur. Ne üreteceğiz? Katma değeri yüksek ürün üretmek zorundayız. Katma değeri yüksek ürün üretemezsek Türkiye, dünya liginde yer alamaz. Sen 50 tır dolusu makine, ekipman üretirsin, o bir çanta cep telefonu üretir ve sizden daha fazla para kazanır. Katma değeri yüksek ürün üretmenin dünyada bilinen tek yolu var, üniversiteler bilgi üretecek. Üniversite bilgi üretecek ki sanayici onu mala dönüştürsün. Öyle üniversiteler var ki bir rektör var, o aynı zamanda dekan, aynı zamanda bütün fakültelerde görevli. Üniversite binası yapmak orayı üniversite yapmaz ki."

Devletin adalet üzerine yeniden inşa edilmesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz Millet İttifakı'nı kurduk. Dediler ki, 'Bunlar hayatta yan yana gelemezler'. Niye gelmeyelim? Demokrasi konusunda anlaşıyoruz, güçler ayrılığı konusunda anlaşıyoruz, medya özgürlüğü konusunda anlaşıyoruz. Elbette her birimiz ayrı bir siyasi partiyiz. Elbette herkesin ayrı bir görüşü var. Millet İttifakı'nın bir diğer özelliği var. Darbe hukukunda öngörülen yüzde 10 barajını sıfırladık. Şimdi Millet İttifakı'na girip herkes kendi partisine oy vermiş olacak. İster yüzde 1 oy alsın, ister yüzde 5 oy alsın, milletvekili çıkarabilecek. Eskiden yüzde 10 barajını aşamazsan milletvekili çıkaramıyordun. Kim getirdi bunu? 12 Eylül darbecileri. Darbecilerin hakkını hukukunu savunan kim? Onlar. Darbecilerin yaptığı düzenlemeye karşı çıkan kim? Biziz, biz karşıyız."

(Bitti)