TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP iktidara yön veriyor" iddialarına değinerek, "AK Parti'nin bir kısım milletvekili ve yöneticisi kaygılanmasın, korkuya kapılmasın. Türkiye'yi yöneten Cumhurbaşkanı'dır, Başbakan'dır, Bakanlar Kuruludur. Hükümete desteğimiz, terörle mücadelenin başarıya ulaşması, dış politikada elinin zayıf olmaması içindir. Hiç kimse merak buyurmasın, MHP yerini de yurdunu da bilir, bilmeye de devam edecektir." değerlendirmesini yaptı.

Bahçeli, partisinin grup toplantısının ardından yaptığı konuşmada, engelli olmanın utanılacak, sıkılacak, dert edilecek, kahredilecek kayıp ve kusur olmadığının bıkmadan, usanmadan anlatılması gerektiğini söyledi.

Engelli vatandaşları hatırlamak ve beklentilerini hatırlatmak için sadece 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ya da 10-17 Mayıs Engelliler Haftası'nı beklemenin hakkaniyetli ve insaflı bir tutum olmayacağını dile getiren Bahçeli, engellilerin arzu, istek ve ihtiyaçlarını yılın tamamında gündemin ön sıralarında tutarak yılmadan çare ve çözüm yollarının aranması gerektiğini belirtti.

Bahçeli, hiçbir ayrıma takılmadan insan olmanın sağladığı tüm imkanların engelli vatandaşlara da sunulması gerektiğini dile getirerek, "Bu da hepimizin hem insani, hem vicdani ödevi, üstelik siyasi görevidir. Şu güne kadar, engelli kardeşlerimize verilmiş sosyal, siyasal ve ekonomik imkanlar bir lütuf olmayıp engeli bulunan her vatan evladının anasının ak sütü gibi hak ve helalidir." ifadelerini kullandı.

Engelliliğin başarı için de engel olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Asıl engel, asıl engellilik karamsarlık ve kötümserlikle birlikte engellere boyun eğmektir. Engelliliğin önündeki tüm engelleri kaldırmayı amaçlıyoruz ve bunu inşallah günü geldiğinde başaracağız. Engelsiz bir hayat için lazım gelen tüm çabayı göstereceğiz, engelli vatandaşlarımızı yürekten kucaklayacağız." diye konuştu.

- "Kadınların feryatları ne zamana kadar duyulmayacak"

Kadına şiddet konusuna da değinen Bahçeli, artık kadına şiddetin, saldırı ve kaba güç gösterilerinin iyice kontrolden çıktığını ifade etti.

"Psikopatlar, cani ruhlular, eli kanlı canavarlar, gözü dönmüş manyaklar kadın, genç kız ve çocuk demeden katletmektedir." diyen Bahçeli, bu yılın 10 aylık bölümünde 337 kadın cinayetinin işlendiğini, yalnızca ekim ayında 40 kadının cinayete kurban gittiğini ifade etti. Bahçeli, şunları kaydetti:

"Eğer kadına şiddet artıyorsa, kadınların hayat ve varlık hakları değişik gaye ve nedenlerle tehdit ediliyorsa medeni olmaktan, medeniyet seviyesinin yükselişinden nasıl bahsedeceğiz? Masum bir kadına el kaldırmak, hayatına son vermek elbette barbarlık, alçaklık, katilliktir. Kim bir insanı kasten öldürürse cezasının ebedi cehennem olacağı Yüce Allah'ın açık buyruğudur. Türk töresinde savunmasız bir insana saldırmak, Türk tarihinde mazlum bir cana kast etmek aşağılık ve affı imkansız bir suç ve alçalma halidir.

Kadınların katline nereye kadar seyirci kalınacaktır? Kadınların feryatları ne zamana kadar duyulmayacaktır? 8 Mart 2012 tarihinde TBMM’de bizim de desteğimizle kabul edilip yasalaşan Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair düzenlemenin caydırıcı etkisi anlaşılan yeterli değildir. Bu sonuçtan muzdarip ve meyus olduğumu sizlerle özellikle paylaşmak istiyorum. Bahanesi ne olursa olsun kadına şiddet konusu çözülmeden, uzanan eller kırılmadan, daha da önemlisi şiddete müzahir psikolojik ve sosyolojik faktörler köreltilmeden seçme ve seçilme hakkını konuşmanın da tek başına bir anlam ve karşılığı olmayacaktır.

Bahçeli, kadına yönelik şiddete son verilmeden gelişmenin, kalkınmanın sağlanamayacağını, "adam gibi adam" olunamayacağını, insanlıktan bahsedilemeyeceğini söyledi.

Akan kanı durdurmak, şiddet ve cinayetlere yol açan sosyal, ekonomik, psikolojik açmazları mutlaka rehabilite ve tedavi etmek gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Aksi halde, kadına şiddetin dozajındaki artış, Allah muhafaza, toplumsal huzur, asayiş ve dengeyi hepten mahvedecek, geriye sadece yıkım ve harabeden başka bir şey kalmayacaktır." dedi.

- "Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyundan bahsetmek"

Bahçeli, 16 Nisan'da yeni bir hükümet sisteminin milletin karar ve onayıyla kurulduğunu anımsattı.

Bu yeni sistemin yasal ve anayasal sütunlarının sağlamlaştırılması, bu yolla 2019 cumhurbaşkanı seçimine gidilmesinin adil ve ahlaki bir uzlaşmayla mümkün olduğunu ifade eden Bahçeli, "Biz fikri temellerimizden ilham ve feyzimizi alarak ülkede bir uzlaşma vasatının oluşmasını, olgunlaşmasını ve deyim yerindeyse oğul vermesini arzuluyor, buna göre siyasetimizi şekillendiriyoruz." dedi.

Bütçe sürecinden hemen sonra, hatta yeni yılla birlikte uyum yasalarıyla ilgili ihtiyaç ve zaruretlerin karşılanmasını temenni ettiklerini belirten Devlet Bahçeli, 16 Nisan şuuruna bağlı kalarak, uyum yasalarının çıkarılması konusunda uzlaşmacı bir siyasi tavır ve tutum izleyerek, üzerlerine düşeni harfiyen yapma kararında olduklarını söyledi.

Türkiye'de iktidarın da muhalefetin de belli olduğunu vurgulayan Bahçeli, siyasi sınır ve sorumluluk alanlarının sandıkla çizildiğini dile getirdi. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son günlerde gerek televizyonlarda, gerek gazete sütunlarında, gerekse de köşe sahibi kalemşörlerce garip ve tahrik edici bir iddia sürekli ısıtılıp ısıtılıp servis edilmektedir. Partimizle ilgili kurcalama yapan, dedikodu sermayesi üreten çevreler yalanlarına yalan katarak ortalığı karıştırmaya çalışmaktadır. Neymiş, MHP ne derse o yapılıyormuş. MHP iktidara yön veriyormuş. Aslı yok yaylasında bin beş yüz koyundan bahsetmek boş bir hayaldir.

AK Parti'nin bir kısım milletvekili ve yöneticisi kaygılanmasın, korkuya kapılmasın.
Beyhude yere onun bunun tezvirlerine aldanmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten Cumhurbaşkanı'dır, Başbakan'dır, Bakanlar Kuruludur ve mesai arkadaşlarıdır. Bunlar da görevlerinin başındadır."

Bahçeli, MHP'nin, şu an üstlendiği muhalefet görevini 36 milletvekiliyle en etkili şekilde icra etme, milli bekaya, milli tezlere, milli hedeflere destek vermek için her mücadele ve fedakarlığı yerine getirme amacında olduğunu dile getirdi. Bahçeli, şunları kaydetti:

"Hükümete desteğimiz, terörle mücadelenin başarıya ulaşması, dış politikada elinin zayıf olmaması, küresel ve bölgesel ablukaya karşı milli ruhu sağlam ve diri tutmak, Türkiye’nin köşeye sıkışmasını engellemek içindir. Hiç kimse merak buyurmasın, MHP yerini de, yurdunu da bilir, bilmeye de devam edecektir. Zamanı geldiğinde, şartlar olgunlaştığında neyin nasıl olacağını da herkes görecek ve bizzat şahit olacaktır."

(Bitti)