TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Terörizm kanalıyla Türkiye'yi tehdit eden, diyet isteyen, bedel ödetmek için her yolu deneyen ülke ve mihraklar, kalemizi düşüremeyecekler, kalemimizi kıramayacaklar, kaderimize ambargo koyamayacaklardır. Dövene elsiz durmayacağız, sövene dilsiz kalmayacağız, vurana tepkisiz olmayacağız." dedi.

Bahçeli, partisinin Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, uzun süredir terörizmin kanlı saldırılarına muhatap olduğunu belirtti.

Terörle mücadelede kesinti, ağırdan alma, kafa karışıklığı, sistem ve strateji yanlışlığı olamayacağını vurgulayan Bahçeli, "Terörizm kanalıyla Türkiye'yi tehdit eden, diyet isteyen, bedel ödetmek için her yolu deneyen ülke ve mihraklar, kalemizi düşüremeyecekler, kalemimizi kıramayacaklar, kaderimize ambargo koyamayacaklardır. Dövene elsiz durmayacağız. Sövene dilsiz kalmayacağız. Vurana tepkisiz olmayacağız." diye konuştu.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 2 Kasım'da terör örgütünün saldırısında 6 asker, 2 güvenlik korucusunun şehit olduğuna işaret eden Bahçeli, 3 Kasım'da da Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde düzenlenen operasyonda 1 polisin şehit olduğunu anımsattı. Bahçeli, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine, silah ve mesai arkadaşlarına sabır ve başsağlığı diledi.

Diyarbakır'da şehit düşen Özel Hareket polisi Ahmet Alp Taşdemir'in Manisa'nın Salihli ilçesindeki cenazesinde, namazı imam olan babası İbrahim Taşdemir'in kıldırdığına değinen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Baba İbrahim Taşdemir namazdan sonra herkesin yüreğine oturan, duyan herkesi titreten şu sözleri haykırmıştır, 'Hilal, ezan, bayrak inşallah bu necip milletin omuzlarında yücelmeye devam edecek. Doğduğunda bizi şereflendirmişti; şehit oldu, şehadetiyle bizi şereflendirdi. Bunun için Rabbimin hükmüne boyun eğdim. Hiç şikayetim yok. Rabbimizden gelen başım gözüm üstüne. Vatanımız sağ olsun. Allah bu millete zeval vermesin.' Elbette bu duaya sonuna kadar amin diyor, böyle babalarla, böylesi metanet ve asalet zirvesi babaların kahraman evlatlarıyla hayatımız boyunca iftihar edeceğimizi gür ve güçlü bir şekilde açıklıyorum. Türk milletinin gerçek kudreti, hakiki potansiyeli bu asil söz ve imanlı kalplerde saklıdır."

- "Ağır ve acımasız bir şekilde cezalandırılmalıdır"

Ankara'da, ailelerinin de bulunduğu araçla seyahat eden iki gazinin darbedildiği olayı lanetlediğini belirten Bahçeli, "Saldırgan suçluların savunmasız gazilerimize vurmanın ne demek olduğunu, bunun sonuçlarının neler olacağını burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan, küfür ve hakaret yağdıran bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman edilmeli, ağır ve acımasız bir şekilde cezalandırılmalıdır." ifadesini kullandı.

- "Lider kadronun sonu yakındır"

Devlet bahçeli, şehitlerin hesabının mutlaka sorulacağını, Türk devletinin kiralık cellatların, kandan nemalanan vampirlerin hakkından gelecek yüreğe, beceriye, kadroya, akıl ve inanmışlığa sahip olduğuna dikkati çekti.

Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:

"Son bir hafta içinde 80 terörist imha edilmiştir. Kandil'de fotoğraf verip AKP-MHP faşizminden bahseden lider kadrosunun da sonu yakındır, aksini düşünmek akıl ve ahlak iflasıdır. Bu vatanının aşını yiyip, suyunu içen; sonra da dönüp ihanet eden, vatan evlatlarına kast eden azılı katiller, öyle ya da böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Tarihi geriye döndürmek istense bile mümkün değildir. Bu iş bitmiş, sayfa kapanmış, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır, üzerinde yaşayan muazzam beşeri varlık Türk milletidir. Türk milleti, köklerin, kökenlerin, dillerin, mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ile birleşmiştir. Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz, hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur. Bizi bugüne getiren kökenimiz, doğduğumuz yöre, muhterem anamızın dili, ruhumuzu teslim ettiğimiz yer neresi olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir."

Türkleri Anadolu'dan atma hayalinin yüzyılları aşarak bugüne geldiğine işaret eden Bahçeli, bu hedefin maşalarının da, PKK'sından FETÖ'süne, DHKP-C'sinden PYD, YPG, DEAŞ'ına kadar bütün terör örgütleri olduğunu bildirdi.

Bahçeli, milletin önünde iki seçenek bulunduğunu vurgulayarak, "Burasının adı Türkiye'dir, milletinin adı ise Türk milletidir. Ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır ya da Türk milleti Anadolu'dan atılacak ve tarihten silinecektir. Ya bir olacağız ya da birer birer yerimizden, yurdumuzdan, yuvamızdan olacağız. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel, yani karşımızdaki seçenek ikidir. Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin; Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar hangi kökenden gelene menşeini sormuş ve ayrımcı muamele etmiştir? Kucaklayıcı ve konuksever gönlüne sığınmak isteyen hangi topluluğu reddetmiş, hangisini aşağılamıştır?" diye sordu.

TBMM çatısı altında görev yapan bazı üyelerin bu noktaya ulaşmakta özel zorluklar yaşamış olabileceğini, bunun kimlik değil, herkesin maruz kaldığı genel sosyo-ekonomik sorunlardan kaynaklandığını belirten Bahçeli, "Ama herkes için açık olan yolda yarışa katılıp öne çıktılar ve bu en yüksek millet eserinin üyesi olma şerefini taşıyorlar. Bu yörelerden gelen sayın üyelere hayatın her alanında kapı açan bir devlet ve hukuk sistemi, neden birilerini dağa çıkmaya sevk etmiş olsun? Aksini iddia edenler neye ve kimlere hizmet etmektedir?" ifadesini kullandı.

Daha önce de dile getirdikleri gibi çözüm önerilerinin belli olduğunu, yurt içinde ve yurt dışındaki bütün teröristlerin silahlarıyla birlikte teslim olması, tamamının Türk adaletine hesap vermesi ve verilecek hükme rıza göstermesi gerektiğine değinen Bahçeli, "Hükümetin de ilk görevi tamamını teslim alıp, adaletin önüne yaka paça çıkartmak, bu mümkün olmuyorsa mücadelenin doğası kapsamında gereğini eksiksiz yapmaktır. Bu süreçte devletin yanındayız. Seçilmiş hükümetin destekçisiyiz. Kahraman asker ve polislerimizin de hilafsız arkasındayız." diye konuştu.

- "Bu mudur demokrasi ve insan haklarından anladığınız"

Bahçeli, ABD'nin New York kentinde 8 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını kınayarak, Teksas eyaletinde bir kilisedeki silahlı saldırı sonucu da 26 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, bu menfur hadiselerden dolayı ABD halkına taziyelerini iletti.

İster terör saldırısı ister farklı nedenden dolayı masumların canına kastetmenin her ülkede, her coğrafyada cinayet anlamına geldiğine dikkati çeken Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz, ABD'de belirli aralıklarla vasat bulan terörist saldırılardan veya bir başka sebepten kaynaklanan vahşi eylemlerden elbette üzüntü duyuyoruz. Ancak ahlaki tutarlılık gereğince aynı tavır ve vicdanlı yaklaşımı ABD'den de beklemenin en tabii hakkımız olduğuna inanıyoruz. İnsanlık, terörün acı ve kanlı yüzünü sık sık görmektedir. Bunu herkes gibi biz de biliyor ve hatta yaşıyoruz. ABD'nin terörizmden şikayet ederken, teröristlerden yakınırken, menhus ve müessir saldırılardan dert yanarken durumunu gözden geçirmesinin zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bir ülkenin teknik ve ekonomik olarak ilerlemesi, sosyal ve ahlaki bakımdan ileri olduğuna delil teşkil etmez.

ABD, madem terörizmi tehdit görmektedir, 11 Eylül'den bugüne madem terör örgütleriyle savaş halindedir, o halde 2 Kasım günü Hakkari Şemdinli'de, sınırın sıfır noktasında vatan evlatlarımızı şehit eden canilerin kullandığı silahların ABD menşeli çıkmasını nasıl izah edecektir? PKK'nın elinde ABD yapımı ağır silahların ne işi vardır? Mehmetler şehit düşerken bir şey olmuyor da, Hans, John, Sam ölürken mi kıyamet kopuyor, o zaman mı insanlık ve insani değerler hatırlanıyor? New York'ta saldırı olunca ayağa kalkıyorlar, Washington'a namlunun ucu değince dünya sallanıyor; ne var ki Hakkari'de, Şırnak'ta, İstanbul'da, Şam'da, Bağdat'ta, Kerkük'te katliamlar yaşanırken kimseden çıt çıkmıyor, ses gelmiyor, tepki duyulmuyor. Bu mudur medeniyetiniz? Bu mudur demokrasi ve insan haklarından anladığınız? Bu mudur gelişmişliğinizin ölçüsü, zenginliğinizin övüncü? Buysa eğer, diyeceğim odur ki, yere batsın medeniyet algınız, yere çakılsın demokrasi ve gelişmişlik anlayışınız."

- "Bizi kimse sindiremez"

ABD'nin, Türkiye düşmanlarıyla "al gülüm ver gülüm" anlayışı içinde olduğunu, suçluları, hainleri ve darbecileri görmezden geldiğini vurgulayan Bahçeli, terör örgütü FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye neden iade edilmediğini sordu.

Bahçeli, Türkiye'nin bulunduğu bölgede "her taşın altından ABD'nin çıktığını" belirterek, Lübnan Başbakanı Saad El Hariri'nin istifa ettiğini, 4 Kasım'da Yemen'dan Riyad'a füze fırlatıldığını, Suudi Arabistan'da çok sayıda kişinin tutuklandığını hatırlattı. ABD'nin Suudi Arabistan'a destek verdiğini ancak aynı desteği Türkiye'den esirgediğine işaret eden Bahçeli, terörün terörle yok edilemeyeceğini söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörü politik araç olarak görenlerin tuttukları paslı silahın ters tepeceğini, bumerang gibi günü geldiğinde kendilerini vuracağını ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Terörizm yanı başımızda devletleşir, ihanet koridoru Akdeniz'e ulaşırsa Ankara'nın kuşatması tamamlanmış olacaktır. Hesap budur. Terör örgütlerine bu çerçevede silah verilmekte, yıkımın temeli atılmakta, Türkiye rehin alınmak istenmektedir. Plan budur. Buna izin vermeyeceğiz, buna sessiz kalmayacağız. PKK-PYD-YPG'yi muhafaza altına alma emeli güdenlerin hevesleri boşunadır. Sınırlarımızın ötesinde oluşturulmak istenilen terör kuşağına Türkiye müsaade etmeyecektir. Bu habis senaryonun arkasında gizlenen projeleri de asla kabullenmeyecektir. Bizi kimse sindiremez. Bize kimse diş geçiremez. Türk milletine tehdit sökmez, tuzak işlemez."

(Bitti)