TBMM (AA) - MELTEM ÖZTÜRK - TBMM Araştırma Komisyonu hazırladığı raporunda, "Aileler ve toplumun, teknoloji bağımlılığını, kimyasal bağımlılıklardan farklı olarak daha az zararlı gördüğü, bunu, bağımlılıktan ziyade kötü alışkanlık olarak değerlendirdiği." ifadesine yer verildi.

Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak Önlemlerin Belirlenmesi için Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, raporunu tamamladı.

Raporda, "teknoloji bağımlılığı" başlığı incelendi, teknoloji bağımlılığı konusunda tedavi hizmeti verecek hem uzman hem de mekan anlamında Türkiye ve dünyada ciddi bir boşluk bulunduğu vurgulandı.

Bu konuya özelleşmiş psikiyatri, psikoloji ve sosyal hizmetler alanlarından uzman sayısının, tedavi ve rehabilitasyon merkezi sayısının yok denecek kadar az olduğu belirtildi.

Teknoloji bağımlılığının, kimyasal bağımlılıklardan farklı olarak aileler ve toplum tarafından daha az zararlı görüldüğü belirtilen raporda, şu bilgilere yer verildi:

"Aileler kimyasal bağımlılıkları ciddi bir sorun olarak görüp hastalık olarak kabul ederken ve tedavisi yönünde bağımlı aile üyesine ciddi baskı yapıp hatta maddi ve manevi desteği kesme noktasına gelirken teknoloji bağımlılığında problemi çoğu zaman bağımlılıktan ziyade kötü alışkanlık olarak değerlendirmekte, kendi kendine geçeceğini, hayatta belli bazı dönemlerin (evlenme, askerlik, sınavların bitmesi vs.) doğal süreci olarak bağımlılığın düzeleceği düşünülmektedir. Bu nedenle aileler tedavi konusunda ciddi, acil ve dikkatli bir sürece girmedikleri gibi problemi dışarıya karşı kapatarak ya da basitleştirerek dolaylı da olsa bağımlının bağımlılığını desteklemektedirler. Sadece aileler değil toplumların da teknoloji bağımlılığını diğer kimyasal bağımlılıklardan farklı değerlendirmeleri teknoloji bağımlılığının yaygınlaşmasını artırmaktadır."

- "Tedavisi her anlamda daha zor"

Kimyasal bağımlılıklarda bağımlı birey bağımlı olduğu maddeyi tedavi ve rehabilitasyon sonucu tamamen bırakıp, uzak durabilirken teknoloji bağımlısı bir birey için teknolojiden uzak durmak, teknoloji ile ilişkisini sıfırlamanın modern dünyada neredeyse imkansız olduğu belirtildi.

Bütün bu nedenlerden dolayı teknoloji bağımlılığının, herhangi bir bağımlılıktan farklı olarak değerlendirilmesi, tedavisinin her anlamda daha da zor olabileceğinin öngörülmesi, ağırlıklı olarak önleme çalışmalarına araştırma, uygulama ve yaygınlaştırma anlamında hız verilmesi gerektiği bildirildi.

Bağımlılığa giden yolda üç basamağın, "kullanım, kötüye kullanım, bağımlılık" olarak sıralandığı raporda, teknoloji bağımlılığında uyuşturucu, alkol ya da sigara gibi özellikle gençler için bir yaş sınırı konulması ve kullanımın sıfırlanmasının mümkün olmadığı vurgulandı.

Gençlerin, teknolojiyi kullanacağı çünkü bugünün gençliğinin en başta özelliğinin, iletişim teknolojileri ve sosyal medyayı bir hayat biçimi olarak yaşamaları olduğuna işaret edildi.

Raporda, ancak gençlerin böyle bir hayat yaşarken bağımlı olmamaları için gerek konuyla ilgili sorumluluk hisseden bireylerin, anne-baba, öğretmenlerin ve gerekse resmi kurumların, gençlik çalışmaları yapan sivil toplum kuruluşlarının bağımlılığa giden adımları gözeterek önleme çalışmaları yapmaları gerektiği kaydedildi.


- "Araç değil ilaç olarak görülüyor"

"İnternet bağımlılığı" başlığının da incelendiği raporda, bağımlılığa yol açan nedenler sıralandı.

Buna göre, "internetin bir araç değil bir ilaç olarak görülmesi, evlilikten duyulan memnuniyetsizlik, yalnızlık, iş stresi, sıkıntı ve kaygı, depresyon, finansal sorunlar, fiziksel görünümle ilgili güvensizlik, diğer bağımlılıklardan iyileşme dönemindeki sıkıntılar, sınırlı sosyal yaşam, yabancılaşma ve yalnızlık nedeniyle internet kullanılması, bağımlılığa yatkın kişilik özellikleri, haz almanın aracı, başarı ve hakimiyet ihtiyaçlarının karşılanması aracı olarak kullanılması, insanların bilinçlilik hallerini değiştirme ihtiyacı nedeniyle internet kullanması, internetin ait olma ve ilişki kurma ihtiyacını gidermek amacıyla kullanımı, arkadaş ortamına uyum sağlama çabası, ergenlik dönemi nedeniyle internet kullanımı, can sıkıntısı olgusu, sosyalleşme ihtiyacı, cinsellik nedeniyle internet kullanımı" sebepleri bağımlılığa yol açıyor.

- Belirtiler neler?

İnternet bağımlılığını belirtileri ise raporda şu şekilde sıralanıyor:

-İnternetin başında harcanan vaktin giderek artması,

-İnternetten uzak kalınca huzursuzluk, uykusuzluk, öfke gibi yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması,

-Ruhsal, sosyal, adli ya da bedensel bir sorun oluşturmasına rağmen internetin kullanımına devam edilmesi,

-İnternetin başında geçirilen vakitle ilgili kontrolün kaybedilmesi,

-Zamanın büyük çoğunluğunun fiilen ya da zihnen internetle meşgul olması,

-İnternetin, kişinin iş, okul, aile, bireysel temizlik gibi kişinin sorumluluklarını yerine getirmesinin önüne geçmesi.

-Güvenlik sorunu üst sırada

İnternetin aşırı kullanımı sonucunda oluşan zararlardan bireyin yanı sıra ailesinin de etkilendiğine işaret edilen raporda, internetin zararlarında güvenlik sorununun üst sırada yer aldığı vurgulandı.

Bireyin internet ortamında paylaştığı kişisel ve banka bilgilerinin başkaları tarafından ele geçirilip dolandırıcılık amacıyla kullanıldığı belirtilen raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"İnternetin diğer bir zararı ise müstehcenlik, erotizm ve pornografi gibi olumsuzluklarla karşılaşılmasıdır. İnternet pornografiye ulaşılmasını kolaylaştırarak gençlerde ve çocuklarda sosyolojik ve psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Günümüzde milyonlarca çocuk internette saatlerce kalmakta ve bu sürede pornografi dahil olmak üzere, her türlü zararlı siteyle karşı karşıya kalmaktadır. İnternetin aşırı kullanımının bireye verdiği zararlar arasında; uyku düzeninde bozulma, sağlıksız beslenme, gözlerde kuruluk, bel ve sırt çevresinde ağrı, kişisel temizliği aksatma gibi zararlar gösterilmektedir. Yalnız ve mutsuz hissetme, asosyal davranma, özgüvende düşüş, çevreyle arasındaki ilişkinin zayıflaması ya da kopması, sosyal kaygı düzeyinde ve saldırganlık davranışlarında yükselme, içe dönüklük (çekinme-kaçınma hali), giderek yalnızlaşma ve yüz yüze ilişki kurmakta güçlük yaşama gibi zararlar gösterilmektedir."