BURSA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin aklı başında, güzel bir bahar temizliği yapma fırsatı var. Türkiye'yi bu hale getirenleri şöyle bir temizleyelim. Yeni bir bahar hareketine ihtiyacımız var. Bunu yapmak zorundayız. Türkiye'yi bu hale getirenlere kızmanın veya bir şey söylemenin pek fazla anlamı yok." dedi.

Kılıçdaroğlu, Orhangazi ilçesindeki bir tesiste sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderlerine hitaben yaptığı konuşmada, birçok kişinin Türkiye'nin geleceğinden endişeli olduğunu söyledi.

Kimsenin karamsar olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim babalarımız, dedelerimiz, bir Kuvayımilliye mücadelesi vermişlerse aynı ruhla biz Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak görevini seve seve üstleniriz. Bu görevi yerine getirmek, herkesin ortak görevi olmalı. Karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmak, bizim kitabımızda yoktur. Çok vatandaş, sanayici, çiftçi bedel ödeyebilir ama sonuçta Türkiye, aydınlığa çıkacaktır. Kimsenin bundan en ufak bir endişesi olmasın." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumu herkesin bildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Henüz daha mutfaklara tam anlamıyla yansımadı. Önümüzdeki günlerde, aylarda daha ağır bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. Pazara, markete, bakkala gittiğinizde, alışveriş yaptığınızda bunları göreceksiniz. Bizim görevimiz, bu tabloyu görüp sessiz kalmak, 'Oh olsun' demek ya da eleştiri üzerine eleştiri yapmak mı, yoksa bu tablodan Türkiye'nin nasıl çıkacağını mı söylemek? Eğer biz CHP isek, devleti kuran partinin kadroları tarafından kurulan bir partiysek Türkiye'nin nasıl aydınlığa çıkacağının projesini ortaya koymak zorundayız."

Türkiye'nin krizden yüksek faiz ödeyerek değil, akılcı politikalarla çıkabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, işi ehline vermenin önemine dikkati çekti.

"Devlet, bakidir. Hükümetler ya da devleti yönetenler, geçicidir." diyen Kılıçdaroğlu, devlette liyakat esası bulunduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Eğer siz devletin başına gelir oturur, damadınızı hazineden, maliyeden sorumlu bir bakanlığın başına oturtur, ondan sonra Türkiye'nin en büyük kurumlarını, yani Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş'yi de kendinize bağlarsanız 'Bir koltukta iki karpuz taşınmaz' diye bir atasöz vardır. Bir insan bir iş, iki iş, hadi bilemedin üç iş yapar. Bir insan her şeyi yapabilir mi?" görüşünü dile getirdi.

- "Bahar temizliği yapma fırsatı var"

Kılıçdaroğlu, her kişinin zararının "milli zarar" olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çiftçi, ne ekeceğini bilmiyor. Daha doğrusu ekmekten vazgeçecek. Çiftçi, henüz daha büyük şoku yaşamış değil. Yarın tarlasını ekip gübre, ilaç almaya gittiğinde görecek fiyatı. Daha farkında değil. Sanayici yatırım yapacak mı, yapmayacak mı? Önünü göremiyor. Türk lirası eriyor, dolar yükseliyor. Aslında doların yükseldiği yok, eriyen Türk lirası. Türk lirası, değer kaybediyor. Eğer siz, 16 yılda devletin en büyük ihalelerini dolarla yapar, köprü, tüp geçişlerini dolara endekslerseniz. Peki sizin nereniz milli, nereniz yerli arkadaş? Her şeyi dolarla yapıyorsunuz. Alışveriş, kiralar, dolarla. Neredeyse kasapta satılan et de dolarla olacak."

Yerel seçimlerin yaklaştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin aklı başında, güzel bir bahar temizliği yapma fırsatı var. Türkiye'yi bu hale getirenleri şöyle bir temizleyelim. Yeni bir bahar hareketine ihtiyacımız var. Bunu yapmak zorundayız. Türkiye'yi bu hale getirenlere kızmanın veya bir şey söylemenin pek fazla anlamı yok. Biz, bu işi alacağız ve Türkiye'yi bölgesinin de dünyanın da en önemli üretim merkezlerinden biri haline dönüştüreceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Borcun faizini ödemek için de borçlanıyoruz"

Kılıçdaroğlu, yıl sonuna kadar Türkiye'nin 40 milyar dolar ödemesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Merkez Bankasının net rezervi, 40 milyar doların altında. Borç ödemek için borçlanıyoruz. Yetmiyor, borcun faizini ödemek için de borçlanıyoruz. Ben size boşuna 'Bahar temizliği yapalım' demiyorum. 'Ülkeyi bu hale kim getirdi?' diye oturup düşüneceksiniz. Yönetenlerin sanki hiçbir günahı, kusuru yok. Kim yaptı? 'Dış güçler.' Kardeşim dış güçler mi memleketi yönetiyordu? Senin attığın her imzanın altında Trump'ın mı imzası vardı? Milletvekillerini, belediye başkanlarını seçerken sen değil de Trump mı seçti? Bakanları sen değil de Trump mı tayin etti? Trump mı sana 'Git şu kadar borçlan' dedi? Senin aklın yok muydu? Borç alan, emir alır. Doğru. Niye borçlandın, kendi vatandaşına güvenmedin?"

Elin oğluna gidip avuç açamayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hem 'dış güçler' diyeceksin hem sonra bakan gidecek tüm dünyayı 'Kim bana borç para verecek?' diye dolaşacak. Dilenci konumuna düşerseniz emir alma konumuna düşmüşsünüzdür." dedi.

Kılıçdaroğlu, çözülmeyecek hiçbir şeyin olmadığını, her kuruşun hesabını veren yöneticiye ihtiyaç olduğunu, bunun tercihini Türk milletinin yapacağını sözlerine ekledi.