Hindistan’da Kast Sistemi

Kast düzeni, Hindistan’da uzun süredir hüküm sürmektedir. Hayatlarının her alanında bu düzenin etkisi hâkimdir.

Eş ve İş Seçimi: Kast sisteminde grup içinde evlenmeler (endogami=akraba evliliği gibi) söz konusudur. Kimin hangi mesleği yapacağını kast sistemi belirler. Aynı kast içindekiler ancak birbirleriyle evlenebilirler.

Birlikte Yeme-İçme: Hindistan’da önceden insanların hep birlikte yemek yemeleri yasaktı; çünkü üst kastlar bunu hoş karşılamıyorlardı. Kendilerini onlarla kirletme korkuları vardı. Bugün bu ayrım büyük oranda kaldırılmıştır. Ancak kırsal kesimlerde hâlâ eski kuralları görmek mümkündür.

Kast sisteminde sınıflandırma zenginlik ya da fakirlik durumuna göre yapılmaz. Ritüel saflık ve meslek durumları ölçütlerdir. Sınıflandırma Hinduizm inançlarından kaynaklanmaktadır.

Kast Sisteminde Üst Tabaka, Alt Tabaka Şu Şekilde Oluşur:

1-Belli başlı dört ana tabaka (Varna) vardır.

2-Bu tabakalar da kendi aralarında alt tabakalara (Jatiler) ayrılır.

Varna Sanskritçe bir kelimedir. “Sınıf, statü, renk” anlamlarına gelmektedir.

Dört Çeşit Varna Vardır:

1-Brahmanlar (Entelektüel bir tabakadır. Kutsal yazıları (Veda) yorumlayan kişilerdir. Bilginler ve rahipler bu tabakada yer alır.)

2-Kshatriyalar (Kşatriyalar) (Askerler, prensler ve üst düzey memurların oluşturduğu bir tabakadır.)

3-Vaişyalar (Tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçiler)

4-Şudralar (İşçiler ve köleler)

Bunların dışında bir de kast sistemine dâhil edilmeyenler (dokunulmazlar) vardır. Bunlar Paryalar olarak bilinir (insanlığın en aşağı tabakasında yer alırlar ve hiçbir hakları yoktur.)

Varna terimiyle ten rengi kastedilmektedir. Bu sistemde bir kişi ne kadar açık renkliyse o kadar üst tabakada yer alır. Ten rengi aynı zamanda göçmenlerin hangi ırktan olduklarını da göstermektedir.

Varna sistemi, kast sisteminin entelektüel ve ideolojik düzeyi olarak tanımlanabilir; çünkü bu sistem toplumsal hiyerarşiyi sağlamaktadır. Kast düzeninin nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Bununla ilgili ne bir kurum ne de bir belge vardır. Tarihsel olarak değerlendirildiğinde şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır: Farklı kabileler birleştirilerek genel bir sistem oluşturulmuştur.

Kast sisteminin kuralları ilk olarak Manu Smriti'de (MÖ 200 ve MS 200 yılları arasında) yazılmıştır. Diğer tüm Hindu yazılarında kast sistemi, amaç edinmeye değer gerçekler olarak verilmiştir. Hinduizm’e göre; kozmik ve sosyal görevlerle (Dharma öğretisi) kast sistemine aitlik arasında bir bağlantı vardır. Bir Kshatriya’nın görevi topluma önderlik etmek, onu korumaktır. Brahmanların görevi ise; kutsal yazıları öğrenmek ve öğretmektir.

Kshatriya (Kşatriyalar)

Kshatriya, Sanskritçede asker ve asil anlamına gelmektedir. Hint kast sisteminde ikinci sınıfta yer alanlar (Varnalar) için kullanılan bir kavramdır. Askerler, soylular ve krallardan (Raja) oluşur.

En önemli görevleri ülkeyi savunmaktır. Bu nedenle girişimci ruhları ve azimleri onların temel özellikleri olarak kabul edilir. Kshatriyalar; sistemi, yasaları korumak, refah ve mutluluğu sağlamak için vardır. Ayrıca savunmasız ya da sıkıntı içinde olanlara yardım etmek, başlıca görevleri arasında yer almaktadır.

Kshatriyalar, Upanişad metinlerinde sık sık diyaloglar halinde geçmektedirler. Ne zaman yenilikler söz konusu olursa, sık sık onların ismi geçer, adeta “dillerine dökülür“ yenilikler. Bu durum bir tesadüf değildir. Zaten Buda temel dini yenilikleri teşvik etmiştir. Brahmanların bakanlık gibi siyasi makamlarda görev yapmaları çok sık görülmüştür.

Purushasukta, Rigveda’nın (Hinduizm’in kutsal metinleri) 10. kitabında, farklı kast sistemlerinde Purusha’nın (ruh veya öz) nasıl kurban edildiğini anlatmaktadır. Brahmanlar ağızlarından, Kshatriyalar kollarından, Vaişyalar baldırlarından ve Şudralar ayaklarından kurban edilirdi.

Kshatriyalar eskiden çok önemliydiler; ancak günümüzde artık eskisi kadar önemli değiller. Kshatriyaların asıl meslekleri politikadır. Bugün siyasette çıkarcılar çoğunluktadır. Bu çıkarcılar, İslam İmparatorlukları’ndan beri Hindistan’ın kuzeyinde siyasi egemenliklerini sürdürmeyi başarmışlardır. Askeri alanda bile Sihizmi yayabilmişlerdir. Sihler, önemli siyasi mevkiler elde etmişlerdir. (Sihizm, günümüzde Hindistan’ın dini ve siyasi hayatında hâlâ önemli bir yere sahiptir.)

Kshatriya kast sisteminde yer alan grupların çoğu ağırlıklı olarak Hindistan’ın kuzeyindedirler. Bir arazi sahibi olmak onlarda güç faktörü olarak sayılmaktadır. Örneğin; Hindistan’ın kuzeyinde yaşayan Rajputlar, Kshatriya kast sistemini oluşturmuşlardır.

Jatiler

Varnalar, yüzlerce Jati’lere ayrılır. Jati kavramı “jan” sözcüğünden türetilmiştir. “Doğuş” anlamına gelmektedir. Bu, Jati kavramının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Bu da geniş aile ya da kabile olarak anlaşılabilir. Jati’ler, kast sisteminin sosyal ve aile boyutudur.

Birey, kast içindeki statüsüne doğuştan sahip olur. Bu statüyü değiştirmesi mümkün değildir. Jati’ler, hem profesyonel hem de etnik, sosyoekonomik ve kültürel farklılaşma için çalışmaktadır. Özel, ortak, ahlaki normlar aracılığıyla bir etnik grubunu birleştirirler. Eskiden bu kavramla sıkı bir evlilik düzeni ilişkiliydi, bu nedenle de diğer Jati’lere karşı göreceli olarak güçlü dışlama ve sınırlandırmalar söz konusu edilmekteydi.

Bir Hindu’nun hangi sınıfa ait olduğu öğrenilmek istendiğinde, Hintçede Jati, İngilizcede toplum kavramına göre sorulur. Kötü çağrışımlar yaptığından dolayı kast olarak asla sorulmaz.

Kast sisteminin günümüzde hâlâ birlikte yaşam biçimi olarak yayılmasını isteyen Ortodoks Hinduların yanı sıra, eski sistemle ayrıcalıkları ve sömürgeciliği yasallaştırmak isteyenler de sıkı kast sisteminin üstesinden gelmek için çağrıda bulunmuşlardır. Bugün birçok Hindu, sıkı kast sistemine karşıdır.

Harijanlar

Dokunulmazlar da denmektedir. Harijan kavramı, Hindistan’ın büyük milli lideri Mahatma Gandhi’nin soyundan gelenler için kullanılır. “Tanrı’nın çocukları” ya da “Vişnu-doğumlu” anlamına gelmektedir. (Vişnu: Hinduizm’de Tanrı’nın bir şeklidir.) Hindistan’ın ilk Adalet Bakanı B.R. Ambedkar tarafından kast sistemine karşı Neobudizm hareketi başlatılmıştır. “Dalitlerin” (dokunulmazların) hareketidir (Dalit, zulüm ve baskıya karşı gösterilen köklü bir tepkidir). Neobudizm’in üyelerinin çoğu dokunulmazların eski üyelerindendir.

Kutsal Metinleri (Veda’lar) Korumak

Bazı Brahmanlar, kendilerini “saf soy“, diğerlerini de “karışık“ olarak kabul ederler. Her iki Varna, Hindistan nüfusunun yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır. Kutsal Hint yazılarına (Veda’lar) göre; Brahmanlar üst kastta yer alırlar. Kutsal yazıları bilmek ve paylaşma ayrıcalığına sahip olmak Varnaların geri kalan kısmı için çok önemli bir ölçüttü. Kutsal metinleri korumayı sadece görevleri olarak görmüyorlardı. Aynı zamanda bu bilgileri aktarmak onların ayrıcalıklı olduklarını gösteriyordu. Bunda reenkarnasyon öğretisinin etkisi çok büyüktü. Reenkarnasyon öğretisine göre; ruhlar daha önceki yaşamlarından dolayı ya ödüllendirilecekler ya da cezalandırılacaklardı.

Mesleki Sınıflandırmalar

Jati’lerde ilk mesleki sınıflandırmalar hemen hemen bugünkü gibiydi: Günümüzde herkes her mesleği yapabilir. Ancak Brahmanların bir kısmı rahip olabilir. Bununla birlikte en iyi restoranlarda aranılan aşçı Brahmanlar da vardır; çünkü bugün hâlâ alt kast aşçıların hazırladığı yemekleri bazı üst kastlar yemezler. Buna karşılık, geleneksel işlerin, hatta rahipliğin diğer kast üyeleri tarafından yapılması bugün giderek artan bir durumdur. Kshatriya’ların sadece birkaçı askerdir. Hindistan’ın büyük milli lideri, Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturan Mahatma Gandhi ve büyük dini lider Swami Vivekananda Vaişya’lardı. (Vaişya’lar; tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçilerin oluşturduğu bir tabakadır.)

Evlilik

Jati’ler, sadece meslekte değil, sosyal ve etnik alanlarda da tek başlarına hareket etmezler. Bu durum, Hindistan’da bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Hint web sitelerinde eş aramaları oldukça yaygındır. Bu arama, kast kriterlerine göre yapılmaktadır. Modern Hindistan’da aşk evliliğine doğru bir eğilim vardır ve kast engellerinin üstesinden gelen evlilikler gerçekleştirilmiştir. Ancak geleneksel kurallar hâlâ önemini kaybetmemiştir.

Saflık ve Kirlilik

Farklı Jatiler arasında saflık ve kirlilik kavramları önemlidir. Sınıflandırmada bunlar göz önünde tutulur. Özellikle Brahmanlar ve rahipler “saf” olarak bilinir. Bulaşıkçılık, berberlik ve çöp toplama gibi kirli işleri yapanlar da “kirli” olarak değerlendirilirler. Saf tabaka kendilerini mümkün olduğunca kirli tabakadan uzak tutmaya çalışır. Bu bağlamda fiziksel temizlik ve kirlilik de önemli bir ölçüttür. Bu nedenle dokunulmazların tapınaklara girmeleri bugün hâlâ yasaktır. Ancak bu ayrımı, sadece kırsal bölgelerde görmek mümkündür. Çünkü kentlerde, kast üyeleri kendi adlarıyla birlikte kastının adını da söylerler. Bu ayrım, dünyanın her yerinde olduğu gibi ekonomik statüye göre yapılmaktadır.

Dokunulmazlar (Parya’lar)

Parya’lar, kast sistemine dâhil edilmezler. “Dokunulmazlar” olarak adlandırılırlar. (İnsanlığın en aşağı tabakasında yer alırlar) Hindistan’da 3.000’nin üzerinde Parya yaşamaktadır.

Manu Yasalarına (Code Of Manu) Göre Paryalar;

-Köy ve kasaba dışında oturmalıdırlar.

-Geceleri köyde ve şehirde dolaşamazlar.

-Gündüzleri şehirlerde kendilerinin Parya olduğunu gösteren simge vb. şeylerle dolaşmaları gerekir.

-Sadece ölülerden geriye kalan kıyafetleri giyebilirler.

-Eşek ve köpekten başka hayvana sahip olamazlar.

-Kast sistemi içinde yer alan hiç kimseye dokunamazlar.

-Kimsesizlerin cenazelerini kaldırmakla yükümlüdürler.

-Kastlarda yer alan kişilerin yapmak istemediği kötü işleri yapmakla yükümlüdürler.

Kast Sistemindeki Bazı Kurallar ve Yasaklar

-Bir Hindu kendisinden aşağı kastta olan birisi ile aynı sofrada yemek yiyemez, zaten alt kasttan birinin pişirdiği yemeği yemesi de yasaktır. Bu sebepten olsa gerek zengin Hintliler yemeğini herkesin yiyebildiği Brahman sınıfından aşçı tutar.

-Üst kastlardan veya kendi kastından birini öldüren kimse idam cezası alır. Alt sınıftan birini öldüren kişi ise idam cezası almaz.

-Brahmanlar 4, Kşatriyalar 3, Vayşiyalar 2, Sudralar ise 1 kadınla evlenebilir. Kastlar arası evlilik yasaktır.

-Eşi ölen bir kadının tekrar evlenmesi tüm kastlarda yasaktır.

-Kast kurallarına uymayanlara verilen en büyük ceza kasttan çıkarılmalarıdır. Bu da toplumdan dışlanma anlamına gelir. Kasttan atılan bir kişinin tekrar kasta alınması zordur, ancak bazı şartları yerine getirirse, tekrar alınabilir.

-Meslekler babadan oğla geçer.

Hindistan’da kast sistemi 1975 yılında çıkarılan bir kanunla birlikte kaldırılmıştır. Ancak kırsal kesimde devam ettiği bilinmektedir. Şehirlerde yaşayan insanlar ise evlilik ve yemek adetleri bakımından sisteme bağlıdırlar. Bazı siyasi partiler de, seçim zamanlarında bazı kastların desteğini almaya çalışmaktadırlar.

Hindistan'da Müslümanlık

Hristiyan ve Müslüman Hintlerde de, örneğin Hindistan’ın güneybatısında yer alan Kerala’da, kast sistemi bilinci hâkimdir. Hindu kast sisteminden etkilenmişlerdir.

Müslüman kastlar Hint Müslümanlarda dört ana kast şu şekilde oluşmaktadır:

1-Şeyhler

2-Hükümdarlar

3-Beg’ler

4-Halifeler

Kuzey Kore’de Kast Sistemi

Kuzey Kore halkı devlet tarafından Songbun adlı sistemle 3 ana sınıfa ve 51 kategoriye ayrılır ve her vatandaşla ilgili gizli bir dosya tutulur. Songbun derecesi, her Kuzey Koreli'nin yaptığı iş ve yaşam standartlarından evliliği, eğitimi ve devletten aldığı hizmete kadar tüm hayatını şekillendirir. Kuzey Kore'de 12 yıllık zorunlu eğitim ve 3 ila 5 yıl askerlikten sonra üniversiteye gidilir veya çalışmaya başlanır. Ülkede kişinin mesleğine kendisi değil devlet karar verir ve bunda Songbun sisteminin rolü büyüktür. Songbun seviyesi düşük olanlar kentlerden uzakta kol gücüyle çalışılan işler yapar, yüksek olanlar ise üst düzey görevlere getirilir.

Sri Lanka’da Kast Sistemi

Sri Lanka’da iki büyük etnik grup vardır. Bu gruplar Tamil ve Sinhala gibi adlarla anılmaktadır. Ne Budizm’de ne de Hinduizm’de kast sistemi dinen meşrudur. Ancak kast sistemine karşı açık bir tepki yoktur. Jataka’larda (Buda’nın hayatını anlatan kutsal yazılar) kast sisteminin eski ruhunu yansıtan ayrıntılı bölümler.

Bali’de Kast Sistemi

Bali’de tüm insanların doğuştan dört ana kasta ayrıldığını savunan Varna sistemi hâkimdir. Buna rağmen Bali’de Hint kast sistemi farklıdır. Göç efsaneleri, sosyal statü bakımından önemli bir rol oynamaktadır. Hindistanlı Jati’lerin bir ucunu da Dadya’lar oluşturur. Dadya’lar, unvanları olan gruplardır. Bu unvanlara sahip olanlar, Hindistan’dakinin aksine hiçbir meslekle ilgilenmezler. Bir unvan grubunun statüsü, törenlerle bildirilir. Bali’de Dokunulmazlar yoktur. Birlikte hareket etme konuları, örneğin birlikte yemek yeme, oldukça azdır. Bu durum sadece üst kastlar arasında gerçekleşmektedir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

Önsöz

İnsanlık topluluğunun bütün üyelerinde bulunan onurun; eşit ve başkasına aktarılamaz hakların tanınması, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğu,

İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesi insanlık vicdanını isyana yönelten zorbalıklara yol açmış olduğu ve insanları korku ve yoksulluktan kurtulmuş, söz ve inanç özgürlüğüne kavuşmuş bir dünya kurulması insanoğlunun en yüksek ideali olarak ilan edilmesi olduğu,

İnsanın baskıya, baskı yönetimine karşı son çözüm olarak ayaklanmak zorunda kalmaması için, insan haklarının bir hukuk düzeniyle korunması bir zorunluluk olduğu,

Devletlerarasında dostça ilişkilerin geliştirilmesi zorunlu olduğu,

Birleşmiş Milletleri Halkları Antlaşma'da, insanın temel haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkek ve kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kez daha açıklamış oldukları ve toplumsal ilerlemeyi kolaylaştırmaya, daha geniş bir özgürlük içerisinde, daha iyi yaşam koşulları oluşturmaya karar verdiklerini bildirmiş bulundukları,

Üye devletler, Birleşmiş Milletler örgütü ile işbirliği yaparak, insan haklarına ve temel özgürlüklere bütün dünyaca saygı gösterilmesinin sağlanmasını üstlenmiş oldukları,

Bu hak ve özgürlüklerin herkesçe özdeş biçimde anlaşılması, yukarıdaki üstlenmenin yerine getirilmesi açısından çok büyük önem taşıdığı için,

Genel Kurul

Toplumun her bir birey ve her bir organının, bu Bildirge'yi her zaman göz önünde tutarak, söz konusu hak ve özgürlüklere saygıyı geliştirmek için eğitim ve öğretim yoluyla ve gerek üye devletlerin halkları arasında, gerek üye devletlerin yönetimi altındaki bölgelerin halkları arasında bu hak ve özgürlüklerin evrensel ve etkin biçimde benimsenmesi ve uygulaması için giderek gelişen ulusal ve uluslararası önlemler aracılığıyla harcayacağı çabalarda bütün halklar ve devletler için ortak standart olarak işbu Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'ni ilan eder.

Madde 1: Bütün insanlar özgür; onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşçe davranmalıdırlar.

Madde 2: Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da her hangi bir başka inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu Bildirge'de açıklanan bütün haklardan ve bütün özgürlüklerden yararlanabilir.
Bundan başka, ister bağımsız ülke uyruğu olsun, isterse bağımlı, özerk olmayan ya da başka bir egemenlik kısıtlamasına bağlı ülke uyruğu olsun, bir kişi hakkında, uyruğu bulunduğu devlet ya da ülkenin siyasal, adli ya da uluslararası durumu bakımından hiçbir ayrım gözetilmeyecektir.

Madde 3: Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.

Madde 4: Hiç kimse köle ya da kul olarak kullanılamaz; kölelik ve köle alım satımı her türlü biçimiyle yasaktır.

Madde 5: Hiç kimse işkenceye ya da acımasız, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da muameleye uğratılamaz.

Madde 6: Herkes, nerede olursa olsun, kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.

Madde 7: Yasa önünde herkes eşittir ve herkes ayrım gözetilmeksizin yasanın koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkını taşır. Herkesin, bu Bildirge'ye aykırı her türlü ayrıma ve bu tür ayrım gözetici işlemler için yapılacak her türlü kışkırtmaya karşı eşit korunma hakkı vardır.

Madde 8: Her kişinin, kendisine Anayasa ya da yasa ile tanınan temel haklara aykırı işlemlere karşı ilgili ulusal mahkemelerin etkin koruyucu önlemlerinden yararlanma hakkı vardır.

Madde 9: Hiç kimse, keyfi olarak tutuklanamaz, alıkonulamaz, sürülemez.

Madde 10: Herkes, haklarının ve ödevlerinin ya da kendisine yöneltilen ve ceza niteliği taşıyan herhangi bir suçlamanın saptanmasında, davanın bağımsız ve tarafsız bir mahkemece, tam bir eşitlikle, adil ve açık olarak görülmesi hakkına sahiptir.

Madde 11: (1) Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması için kendisine gerekli bütün güvencenin sağlanmış bulunduğu açık bir yargılama ile yasaca suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır.

(2) Hiç kimse, gerçekleştiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan eylem ya da ihmalden dolayı mahkûm edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Madde 12: Hiç kimse, özel yaşamı, ailesi, konutu ya da yazışması konularında keyfi müdahaleye, onuruna ve adına karşı saldırıya uğrayamaz. Herkesin, bu müdahale ve saldırılara karşı yasa ile korunmaya hakkı vardır.

Madde 13: (1) Herkes, herhangi bir devletin sınırları içinde özgürce dolaşma ve oturma hakkına sahiptir.

(2) Herkes, kendi ülkesi dâhil herhangi bir ülkeden ayrılma ya da kendi ülkesine yeniden dönme hakkına sahiptir.

Madde 14: (1) Herkesin, zulüm karşısında, başka ülkelere sığınma hakkı vardır.

(2) Bu hak, adi bir suçla ya da Birleşmiş Milletler ilke ve amaçlarına aykırı eylemlerle ilgili kovuşturmalar halinde, ileri sürülemez.

Madde 15: (1) Herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır.

(2) Hiç kimse, yurttaşlığından ya da yurttaşlığını değiştirme hakkından keyfi bir biçimde yoksun bırakılamaz.

Madde 16: (1) Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, ırk, uyruk ya da din bakımından hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir. Söz konusu kişiler, evlenme konusunda, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesinde eşit haklara sahiptirler.

(2) Evlenme ancak, evleneceklerin özgür ve tam rızası ile gerçekleştirilebilir.

(3) Aile toplumun doğal ve temel öğesidir ve toplum ve devletçe korunur.

Madde 17: (1) Herkesin, tek başına ya da başkalarıyla birlikte mal ve mülk edinme hakkı vardır.

(2) Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılamaz.

Madde 18: Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak din ya da inanç değiştirme; dinini ya da inancını tek başına ya da topluca, açık ya da özel olarak öğretim, uygulama, tapınma ve anma bağlamında açığa vurma özgürlüğünü içerir.

Madde 19: Herkesin düşün ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır; bu özgürlük düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve düşünceleri her araçta arama, elde etme ve yayma hakkını içerir.

Madde 20: (1) Herkesin barışçıl biçimde toplanma ve dernek kurma özgürlüğü vardır.

(2) Hiç kimse bir derneğe girmeğe zorlanamaz.

Madde 21: (1) Herkesin, doğrudan ya da özgürce seçilmiş kişiler aracılığıyla ülkesinin kamu yönetimine katılma hakkı vardır.

(2) Herkes ülkesinin kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.

(3) Halkın iradesi, hükümet erkinin temelidir; bu irade, gizli ya da buna denk bir yöntemle yapılacak ve genel ve eşit oy verme yoluyla gerçekleşecek olan dönemsel ve dürüst seçimle belirir.

Madde 22: Her kişinin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe; onuru için ve kişiliğinin özgürce gelişmesi için zorunlu olan ekonomik, toplumsal ve kültürel hakların, ulusal çaba ve uluslararası işbirliği yoluyla ve her devletin örgütleriyle ve kaynaklarıyla orantılı olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

Madde 23: (1) Herkesin çalışmaya, işini özgürce seçmeye, adil ve elverişli çalışma koşullarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

(2) Herkesin hiçbir ayrım gözetilmeksizin, eşit çalışma karşılığı eşit ücrete hakkı vardır.

(3) Çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yasayış sağlayan, gerekirse her türlü sosyal güvenlik araçlarıyla da desteklenen bir ücrete hakkı vardır.

(4) Herkesin, çıkarlarının korunması için başkaları ile birlikte sendika kurmaya ve kurulu bir sendikaya katılmaya hakkı vardır.

Madde 24: Herkesin, çalışma saatlerinin makul ölçüde sınırlandırılması ve belirli aralıklarla ücretli izin dâhil olmak üzere, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme hakkı vardır.

Madde 25: (1) Herkesin gerek kendisi, gerek ailesi için yiyecek, giyecek, konut, sağlıksal bakım, gerekli toplumsal hizmetler de içinde olmak üzere sağlığına ve esenliğine uygun bir yaşam düzeyine; işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılıkta ya da geçim olanaklarından kendi iradesi dışında yoksul kaldığı başka durumlarda, güvenliğe hakkı vardır.

(2) Analık ve çocukluk özel bakım ve yardım hakkı doğurur. Bütün çocuklar, ister evlilik içinde, ister evlilik dışında doğsunlar, eşit sosyal güvenlikten yararlanırlar.

Madde 26: (1) Herkesin eğitim hakkı vardır. Eğitim hiç olmazsa ilk ve temel eğitim evrelerinde parasız olmalıdır. İlk eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitimden herkes yararlanabilmeli ve yüksek öğretim, başarıya göre, herkese tam bir eşitlikle açık olmalıdır.

(2) Eğitim, insan kişiliğinin tam gelişmesini, insan haklarıyla temel özgürlüklere saygının güçlenmesini amaç olarak almalıdır. Eğitim bütün uluslar, ırklar ve dini topluluklar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu güçlendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın sürdürülmesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

(3) Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türü için öncelikli seçme hakkına sahiptir.

Madde 27: (1) Herkes, toplumun kültürel etkinliklerine özgürce katılma, güzel sanatları tatma, bilim alanındaki ilerlemelerden ve bunların nimetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.

(2) Herkesin, sahibi bulunduğu her türlü bilim, yazın ya da sanat yapıtlarından kaynaklanan ahlaki ve maddi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.

Madde 28: Herkesin, bu Bildirge'de yer alan hak ve özgürlüklerin tam olarak uygulanmasını sağlayacak bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.

Madde 29: (1) Herkesin, kişiliğinin özgürce ve tam gelişmesine olanak sağlayan topluluğa karşı ödevleri vardır.

(2) Herkes, haklarını kullanmak ya da özgürlüklerinden yararlanmak konusunda, salt başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve bunlara saygı gösterilmesini sağlamak amacıyla ve demokratik bir toplumda törenin, düzenin ve genel esenliğin haklı gereklerini karşılamak için yasa ile saptanmış olan sınırlamalara bağlıdır.

(3) Bu hak ve özgürlükler, hiçbir biçimde, Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı olarak kullanılamaz.

Madde 30: Bu bildirgenin hiçbir unsuru, içinde açıklanan hak ve özgürlüklerin bir devlet, topluluk ya da bireyce ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir etkinlik ya da girişime hak verir biçimde yorumlanamaz.

KAYNAKÇA

https://www.ulkucumedya.com/hindistanda-kast-disi-evlilik-yapan-kadin-olduruldu-125559h.htm

http://www.hatay.gov.tr/insan-haklari-evrensel-bildirgesi