Hükümetin Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevlerine son vermeyi planladığı yasa değişikliğine Eski Başbakan Yardımcısı ve Hukukçu Ertuğrul Yalçınbayır tepki gösterdi.

Yapılması planlanan yasa değişikliğinin keyfi bir uygulama olduğunu belirten Yalçınbayır, “Hukukun genel ilkeleri ile Avrupa Birliği'nin kurallarıyla bağdaşmıyor. Bizim imzaladığımız Uluslararası sözleşmelerle uyum içinde değil.” ifadelerini kullandı.

İşte Yalçınbayır’ın HUKUKİ HABER’E özel açıklamaları:

AİHM’DEN DÖNEBİLECEK NİTELİKTE
Bu kanunları Anayasaya geçici madde koymak suretiyle yapmak istiyorlar diyen Yalçınbayır, "Bu geçici maddeler de 'anayasanın, anayasaya aykırılığı düşüncesi iddia edilemeyeceği' gibi bir düşünceye dayanılarak yapılıyor. Ama bunlar yine uluslararası hukuktan, AİHM’den dönebilecek nitelikte işler." şeklinde konuştu.

KEYFİ BİR DÜZENLEME
Türkiye'nin olağanüstü halleri yaşadığını belirten eski bakan düzenlenmesi planlanan yasa değişikliği için ise şu yorumu yaptı: "Bu olağanüstü haller hukukla bağdaşmıyor ve bir evrensel kuralı bile yok. Keyfi bir düzenleme. Hukukun genel ilkeleri ile Avrupa Birliği'nin kurallarıyla bağdaşmıyor. Bizim imzaladığımız Uluslararası sözleşmelerle uyum içinde değil.

BİRÇOK KANUNUMUZ DEFOLU
“O konuda kat edeceğimiz mesafeyi kat edelim elde ettiğimiz kazançlar bizimdir”  anlayışının iyi bir yönetimin anlayışı olmadığını belirten Yalçınbayır, "Türkiye’nin zaafı iyi yönetim. Mecliste, yürütmede, yargıda iyi yönetim. Fakat çok sayıda kanunumuz var bunların birçoğu defolu." dedi.

İşte Yalçınbayır röportajının diğer başlıkları...

KATILIMCI ANLAYIŞTAN UZAK
Defolu çıkan kanunlar katılımcı anlayıştan, düzenleyici etki analizinden uzak. Bu kanunların çıkmasının en büyük kaynağı da yürütme. Kanunun yapımı hukuk tekniğiyle bağdaşmıyor. Defolu kanun zaten defolu olan yürütmeye intikal ediyor ve zaten bu defolu mallar toplumda dolaşırken kişilerin birbirleri ile olan devletle olan ilişkileri hep ihtilaflı hale geliyor.

BİR TAKIM BAĞLARDAN GİDEREK KOPUYORUZ
Bu ihtilafın toplamının yargıya intikal edenler itibarıyla söylüyorum: Milyonlarca ceza, milyonlarca idari dava, milyonlarca icra takibi. Bütün bunlar huzuru, barışı sağlamıyor. Birtakım bağlardan giderek kopuyoruz. Bağlar gevşiyor. Hukuka bağlılık ve güven, adalete bağlılık ve ona dair inanç giderek azalıyor. Ne yargı ne de STK’lar bunların karşısında görevini yapamıyor.

HUKUKUN BİR AHLAKI, KANUN YAPMANIN BİR USULÜ TEKNİĞİ VE ADABI VAR
Bu gidiş kötü bir gidiş. Böylesine yozlaşmanın olduğu bir yerde yolsuzlukta olur, yasaklarda olur, yoksullukta artar ve toplumsal barışı sağlayamazsınız. Yalakalık, yalancılık ve partizanlık bütün bunları alt alta koyun yozlaşmanın ürünüdür. Hukukun bir ahlakı var kanun yapmanın bir usulü tekniği adabı var. Tarih boyunca bunları gördük yaşadık.

Hukuki Haber - ÖZEL