Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Adnan İnan, Türkiye’de kadınların yüzde 95’inin doğumunu normal yollarla yapmak istediğini, Doğu’dan Batı’ya doğru sezaryen tercihinin arttığını belirtti.

Avrupa Hospital Adana Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Adnan İnan, Türkiye’nin Brezilya ve Çin’den sonra en yüksek sezaryenle doğum oranına sahip ülke olduğunu, hükümetin aldığı bir takım tedbirlerle devlet hastanelerinde bu oran düşse de özel hastanelerde yüksek düzeyde kaldığını ifade etti.

Yapılan son istatistiklere göre, sezaryenle doğumun en düşük olduğu bölgenin Güneydoğu olduğunu, bunu Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu, Doğu Karadeniz ve Batı Karadeniz’in izlediğini belirten Doç. Dr. İnan, sezaryende en yüksek oranın ise Ege ve Marmara’da olduğuna dikkati çekti. Doç. Dr. İnan, doğudan batıya doğru gittikçe artan bir sezaryen tercihinin bulunduğunu ifade etti.

Dünya Sağlık Örgütüne göre, uluslararası tıp çevrelerinin kabul ettiği makul sezaryen oranlarının yüzde 10 ile 15 arasında değiştiğine dikkati çeken Doç. Dr. Adnan İnan, neden normal doğumun tercih edilmesi gerektiğini ise şöyle anlattı:

“Sağlık Bakanlığı’nın araştırmasına göre hekimlerin yüzde 45’i tıbbi hatalardan dolayı yaptırım endişesi, yüzde 41’i az riskli olması, yüzde 27’si de normal doğuma göre daha kısa, kolay ve risksiz olması nedeniyle sezaryeni tercih ediyor. Oysa, sezaryen bir ameliyattır ve iyileşme süreci acılı, sıkıntılı ve uzundur. Normal doğumda ise anne aynı gün taburcu edilir ve kadınların çok önem verdiği estetik açıdan da avantajlıdır, hiçbir iz kalmaz."

Türkiye’de bebeklerin yüzde 53’ünün sezaryen operasyonlarıyla dünyaya geldiğini ifade eden Doç. Dr. İnan, şunları kaydetti:

"Şartlar uygunsa mutlaka normal doğum tercih edilmelidir. Doğum esnasında baygın halde olmayan anne bebeğinin ilk çığlığını duyabilir ve bu an annenin belki de hayatındaki en önemli andır. Sezaryen olursa bu mutluluğu yaşayamaz. Hepsinden önemlisi de bir kez sezaryen olan anne ondan sonraki tüm doğumlarını sezaryen olmak zorunda kalır.”