Yargı reformu kapsamında TBMM’ye getirilen ve Adelet komisyonundan geçen taslak ile Cumhuriyet savcılarına yeni yetkiler tanınmıştır. Bu kapsamda 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 75.maddesinde düzenlenen önödeme hükmü kapsamında Cumhuriyet savcılarına “Failin on gün içinde talep etmesi koşuluyla bu miktarın birer ay ara ile üç eşit taksit halinde ödenmesine Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Taksitlerin süresinde ödenmemesi halinde önödeme hükümsüz kalır ve soruşturmaya devam edilir” yetkisi verilmiştir.

5237 sayılı kanunun 171. maddesi kapsamında Kamu davası açmada takdir yetkisine bağlı olarak “Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, Cumhuriyet savcısı, üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine karar verebilir.” Aynı maddenin 3. Fıkrasının d bendinde Cumhuriyet savcısına zararı tespit yetikisi verilmiştir.

Maddeye eklenen “Uzlaştırma ve önödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak” ibaresi ile Cumhuriyet savcılarının daha geniş bir yelpazedeki suçları mahkemeye gitmeden çözme yetkisi verilmiştir. Bu bakımdan her ne kadar ilk derece mahkemelerinin yükünde bir azalma olacaksa da Cumhuriyet savcılarının iyi niyeti ve liyakatı bu hükmün uygulanmasındaki en kritik noktadır. Aynı maddeye eklenen 6. Fıkra ile bu madde hükümlerinin aşağıda belirtilen suçlarda uygulanmayacağına hükmedilmiştir.

“a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar,

b) Kamu görevlisi tarafından görevi sebebiyle veya kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçlar,

c) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar,

hakkında uygulanmaz.”

6. fıkrada kapsam dışı tutulan suçlara bakıldığında uyuşturucu suçunun kapsam dışı bırakılmadığı görülecektir. Bu bakımdan iki yıldan az süre ceza gerektiren bir uyuşturucu suçu hakkında da Kamu davası açılmayacağı görülmektedir. Bu hükümün sonucu olarak küçük çaplı uyuşturucu suçlarında artış gösterme ihtimali yüksektir.

Yargı reformu kapsamında önemli yeniliklerden biri de 2012 yılında ilga edilen CMK 250.maddenin yerine getirilen “Seri muhakeme usulü”dür. Bu madde kapsamında kanun koyucu iddia makamında olan savcıya hüküm verme yetkisi vermiştir. Zira bu madde kapsamında sayılan suçları işleyen şüphelinin kabul etmesi durumunda “Seri muhakeme usulü”nün Cumhuriyet savcısı tarafından uygulanacağı ve öngörülen cezada yarı oranında indirim verileceğine hükmedilmiştir. Kanun koyucu aşağıda belirttiği suçların soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde seri muhakeme usulü uygulanacağına hükmetmiştir.

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),

2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),

3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),

4. Gürültüye neden olma (madde 183),

5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),

6. Mühür bozma (madde 203),

7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),

8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (228 nci maddenin, birinci fıkrası),

9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268),

suçları.

10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci,

üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.

c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.

d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.

e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

Söz konusu suçların ortak özelliği öngörülen cezaların iki yıldan az olmasıdır. Fakat 1072 sayılı kanun 2. maddesinde belirtilen suçlar “Madde 2 – (Değişik: 23/1/2008-5728/325 md.) (2) Bu Kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” Bu maddenin üst sınırı 5 yıl olarak belirlenmiştir.

Aynı madde 5. Fıkrasında 4. Madde çerçevesinde Cumhuriyet savcısının belirlenen alt ve üst sınır üzerinde yapılan indirimden sonra söz konusu cezanın TCK 50. Maddeye göre yaptırım veya 51. Maddeye kapsamında ertelenmesine karar verme yetkisi vermiştir. 

Kanun koyucu Seri Muhakeme usulünde şühelinin mazeretsiz duruşmaya katılmaması, suçun iştirakle işlenmesi halinde iştirakçılardan birinin bu usulü kabul etmemesi durumunda seri muhakeme usulünün uygulanmayacağına hükmetmiştir. Ayrıca yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hallerinde, resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması halinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.

Seri muhakeme usulünün uygulanamaması durumunda şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uygulanmasına dair diğer belgeler, takip eden soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.

Cumhuriyet savcının talebi ile mahkemeden seri muhakeme usulüne verilen karara itiraz etme yetkisi verilmiştir. Ayrıca seri muhakeme usulüne ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca belirleneceğine hükmedilmiştir.