Genel bir ifade ile işçiyi tanımlayacak olursak; bir işverene emir ve talimatlarına bağlı olarak, onun denetiminde çalışan, genelde maddi olarak çalıştığı yere bağlı olan kişiye işçi denir.

- Peki bu işçinin haklarından olan 'Sigortalı Çalışma Zorunluluğu' işveren tarafından ihlal edilirse, işçi kendi hakkını nasıl arayacaktır?

Sigortalı Çalışma Zorunluluğu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda, "Sigortalı Sayılanlar" başlıklı m.4 hükmü ile hüküm altına alınmış olup; "a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar..." sigortalı işçi olarak kabul edilecektir. İşçinin, sigortalı olarak çalıştırılmasının öncelikli koşulu, İşveren ile aralarında bir 'Hizmet Akdi (Sözleşmesi)' bulunma zorunluluğudur, akabinde işin ifa edilmesi gereken bir iş yerinin olması ve işçi tarafından bu işin ifa edilmesi gerekmektedir. İşçi ile işveren arasında bir hizmet akdi bulunması halinde, işveren tarafından işçinin sigortasının yapılması için SGK'ya bildirim yapması ve primlerinin ödenmesi zorunludur. "Sigortalılığın oluşması yönünden ilk koşul, taraflar arasında hizmet akdinin varlığına ilişkindir...Sigortalılığın oluşumu yönünden ilk unsur iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde, hizmetini işverenin emrine hasretmesidir...Sigortalılığın ikinci koşulu 506 sayılı Yasa'nın 5. ve 8. maddelerinde öngörülen işin görüldüğü bir işyerinin bulunmasıdır. Bir işyerinin varlığının saptanamaması durumunda sigortalılığın gerçekleştiğinden söz edilemez...Üçüncü koşul eylemli çalışmanın varlığıdır. Yasal sigortalılıktan söz edebilmek için sigortalının işveren emir ve direktifleri altında, bilfiil, gösterilen işi yapması zorunludur.Çalışmanın, kimi durumlarda, görülen işin nitelik ve kapsamına göre devamın sürmesi mümkün olmayabilir. Sigortalının, işveren emir ve nezareti altında verilecek işi yapmaya hazır bir şekilde beklemesi dahi bu koşulun gerçekleşmesi için yeterlidir. (Yargıtay 21 HD. 2009/1927 E., 2010/955 K.)."

İşçinin, bir veya birden fazla işveren bünyesinde çalışmasına hiçbir engel bulunmamakla birlikte, bir işçinin birden fazla işverenin yanında hizmet akdine tabi çalıyor olması halinde, işçinin, çalıştığı tüm işverenler ile 'Hizmet Akdi (Sözleşmesi)' yapılmış olması ve işçinin sigortalı olarak tüm işverenlerin ayrı ayrı SGK'ya bildirim yapması ve primlerinin ödenmesi zorunludur. Sırf işçinin başka işveren adı altında sigortalı gözükmesi sebebiyle diğer işverenin sigorta bildirimi yapmaması durumunda, sigorta bildirimi yapmayan işveren, sigortasız işçi çalıştırmış gibi işlem görecektir. İşçinin, sigortalı olarak çalışması zorunluluğu 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hüküm altına alınarak, kanun koyucu tarafından emredici hüküm getirilmiştir. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda, "Sigortalılığın Zorunlu Oluşu, Sona Ermesi Ve Sosyal Güvenlik Sicil Numarası" başlıklı m.97 dikkate alındığında; 'Kısa ve uzun vadeli sigorta kapsamındaki kişilerin sigortalı ve genel sağlık sigortalısı olması, genel sağlık sigortası kapsamındaki kişilerin ise genel sağlık sigortalısı olması zorunludur. Bu Kanunda yer alan sigorta hak ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak, vazgeçmek veya başkasına devretmek için sözleşmelere konulan hükümler geçersizdir." hükmü ile birlikte, işçi için sigortalı olmak artık bir hak olup, bu konuda işverenler veya başkaca kimseler tarafından, işçinin sigortalı olma hakkı konusunda istisna getirilemeyeceği kesinlik kazanmıştır.

- İşçinin sigortalı çalışması zorunluluğu ile birlikte, işçi ne zamandan itibaren sigortalı sayılacaktır?

İşçinin ne zamandan itibaren sigortalı sayılacağı hususu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda "Sigortalılığın Başlangıcı" başlığı altında m.7 hükmü ile hüküm altına alınmış olup; "- Sigorta hak ve yükümlülükleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, meslekî ve teknik eğitime, meslekî ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten.." itibaren işçinin sigortasının başlaması gerektiği hüküm altına alınmıştır. İş bu kanun hükmü ile birlikte, özetle, işçi ile işveren arasındaki hizmet akdi başladığı günden itibaren, işveren tarafından, işçinin SGK'ya sigorta bildirimi yapılmak zorundadır. İşveren tarafından, iş akdi devam ettiği sürece, işçinin sigortası yapılmalı, primleri ödenmelidir. Ancak taraflar arasındaki hizmet akdi (sözleşmesi)'nin son bulması halinde, işveren tarafından işçinin sigorta yapma zorunluluğu sona erecektir. Birden fazla işveren bünyesinde çalışan işçi için, işçinin hangi işveren ile hizmet akdi sona ermiş ise, ancak o işveren tarafından sigorta yapma zorunluluğu ortadan kalkacak, diğer işverenler bakımından sigorta yapma zorunluluğu devam edecektir. Aksi durumda işçinin sigortasını yapmayan işveren, sigortasız işçi çalıştırmaktan işlem başlatılacaktır.

- İşveren Tarafından Ne Tür/Hangi İşçiler Hakkında SGK'ya Bildirim Yapma Zorunluluğu Bulunmamaktadır? Sigortalı Sayılmayan İşçiler Kimlerdir?

Sigortalı sayılmayan işçiler, detaylı bir şekilde  5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 6.maddesinde hüküm altına alınmış olup, biz günlük hayatta sık sık karşılaştığımız olayları/işçileri ele alacağız. Madde hükmüne bakıldığında; 'a) İşverenin iş yerinde ücretsiz çalışan eşi,

b) Aynı konutta birlikte yaşayan ve üçüncü derece dahil bu dereceye kadar hısımlar arasında ve aralarına dışardan başka kimse katılmaksızın, yaşadıkları konut içinde yapılan işlerde çalışanlar,

c-)  Ev hizmetlerinde çalışanlar (Kanunun ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında sigortalı olanlar ile ücretle aynı kişi yanında ay içinde 10 gün ve daha fazla süreyle çalışanlar hariç),..' kanun maddesinde sigortalı olarak sayılmayan kişiler açık bir şekilde belirtilmiş olup, (Detaylı olarak) iş bu kanun maddesinde belirtilen dışından çalışan kişiler için, işveren tarafından SGK'ya bildirim yapılması zorunludur. Günlük hayatta sık sık karşılaşılan durumların başında gelen 'Ev Hizmetlerinde Çalışanlar'ın sigortalı sayılabilmesi için, çalıştığı işveren yanında 10 gün ve daha fazla çalıştığını ispatlaması gerekmektedir.

"Ev hizmetlerinde çalışanların sigortalı sayılabilmesi için ücret karşılığı ve sürekli çalışma koşullarının birlikte gerçekleşmiş olması gerekir. (YARGITAY HGK E. 2013/10-2280 K. 2014/65 T. 05.02.2014)."

Dava, davacının ev hizmetlerinde sürekli olarak,ücret karşılığı çalıştığı iddiası ile hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir. Ev hizmetlerinde çalışanlar; ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç, bu Kanun'ların uygulanmasında sigortalı sayılamazlar. Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte arandığından, her iki koşulun da gerçekleşmiş olması gerekir. Hizmet karşılığı ücret alınmıyorsa veya ücret alınmakla birlikte çalışmada süreklilik yoksa, bu tür çalışmayı sigortalı çalışma saymak mümkün değildir. (YARGITAY 10. HD. E. 2017/799 K. 2017/1931 T. 9.3.2017)."

- SİGORTALI BİLDİRİMİ, TESCİLİ VE SİGORTALILIĞIN SONA ERMESİ

İşçi ile İşveren arasında bir hizmet akdi (sözleşmesi) sağlanması akabinde, işveren tarafından işçi lehine sigortalılık başlangıç tarihinden önce SGK'ya bildirim yapılması zorunludur. İş bu durum, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 'Sigortalı bildirimi ve tescili' başlıkla 8.maddesi ile; 'İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.' hüküm altına alınmış olup, kanun hükmünün aksine, işveren tarafında işçi, işe başlatılmasına karşın halen işveren tarafından SGK'ya bildirim yapılmaması halinde, işveren, çalıştırdığı gün sayısı kadar sigortasız işçi çalıştırma ile ilgili işlem görecektir. İş bu durumun istisnaları kanun maddesinin devamında detaylı olarak belirtilmiş olup, günlük hayatta sık sık karşılaştığımız istisnai durum; 'a) İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en geç çalışmaya başlatıldığı gün' Kuruma verilmesi (bildirim yapılması) halinde, sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılır. Kanun sigorta bildirimi bakımından her ne kadar kanunun devamında işçiye/sigortalıya da bildirim yükümlülüğü getirse de, iş bu yükümlülüğün ihlali halinde işçiyi herhangi bir yaptırımla karşı karşıya bırakmamaktadır. 'Sigortalılar, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içinde, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler. Ancak, sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhine delil teşkil etmez.' İşveren ile işçi arasındaki sigortalılığın sona ermesi ise; kanunun aradığı şartların ortadan kalkması halinde, özetle hizmet akdinin sonra ermesi halinde son bulur.

- İşçi lehine İşveren tarafından SGK'ya bildirim yapılmaması halinde, sigortasız işçinin hak arama yolları nelerdir?

Öncelikle, hakkını aramak isteyen işçilerin, idari ve yargı yollarıyla hakkını arama imkanları bulunmaktadır. İşçi tarafından öncelikle başvurması gereken yol, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlükleri veya Merkez Müdürlüklere yazılı olarak başvurmasıdır. Dikkat edilmesi gereken ilk husus, idareye yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu olup, sözlü başvurular dikkate alınmamaktadır. Müdürlüklere ihbar ve şikâyetler Alo 170 Kayıt Dışı İstihdam Hattına yapılabilir. İşçi, işveren bünyesinde çalışırken bu şikayeti yapması halinde, SGK yetkilileri tarafından yapılacak denetimlerle, işçinin işveren bünyesinden çalıştığını tutanak altına alınır ve tespiti çok daha kolay bir şekilde sağlanır. Ancak işten ayrıldıktan sonra, sigortasız işçi tarafından yapılacak şikayet halinde, işçinin sigortasız çalıştığı tespitinin ispatı çok daha zor olacaktır.

Hak arama yolunda bir diğer önemli husus ise  5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 'Prim Belgeleri Ve İşyeri Kayıtları' başlıklı 86.maddesinde belirtilen; 'Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır." hükmü ile, işçi yargı yoluna başvurduğu takdirde, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 (beş) yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacağı ilâm (mahkeme kararı) ile iddia ettiği çalışmalarını ispatlayabilecektir.

Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tesbiti istenilen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde açılması gerekir (YARGITAY HGK 2001/21-6 E., 2001/14 K.)

Sigortalının ölmesi halinde, murisin hak sahiplerinin Hizmet Tespit Davasına dair hak düşürücü süresi (Murisin hayatta iken dava açma süresini kaçırmaması şartıyla) murisin ölüm tarihinden başlar.