Bu Hafta Türkiye iki önemli şeye kilitlendi.
Bunlardan birincisi; YGS – Yükseköğretime Geçiş Sınavı
Diğeri; YSS – Yerel Seçim Sınavı
Türkiye her iki sınavda da geçer not alamadı…

Sınıfta kalacak.
YGS’ye yani Yükseköğretime Geçiş Sınavına 2 milyon 7 bin 685 öğrenci girdi. Bunların yaklaşık olarak 850 bini lise son sınıf öğrencisi, 600 bini geçen senelerde üniversiteye girememiş lise mezunları, 450 bini herhangi bir üniversitede okumakta olan kişiler, artanını ise üniversite mezunları ve liseden beklemeliler oluşturuyor.

           Yani sınava ilk gireceklerin dışında, beklenti içinde olan ve halinden vaziyetinden memnun olmayan büyük bir kesim var.

          Yerel seçimlere, resmi adı ile Mahalli İdareler Genel Seçimine 52 milyon 685 bin 831 seçmen katılabilecek. Bunun yarısından biraz fazlasını kadın seçmenler oluşturuyor. Seçim sonuçları gösteriyor ki, sonuçtan memnun olmayan büyük bir kesim var.

          İnsanlar, neden ve niçin mutlu ve güven içinde olmuyorlar.

Çünkü aradıkları “açık ve şeffaf ortamı” bulamıyorlar.

Özellikle bu sene, Yükseköğretime Geçiş Sınavı, tam bir yasak ve sansür rejimine dönüştü.

Sınav soruları açıklanmıyor.

Sınavda sorulan 160 sorudan yalnızca 32 tanesi açıklandı.

Sorular açıklanmayınca içlerinde hatalı sorular var mı, yok mu bilinmiyor.

Üstelik soruları açıklayanlar hapis cezası ile “tehdit” ediliyor.

Sorular açıklanmayınca, hangi cevapların doğru olduğu bilinmiyor.

Sınav sonuç belgeleri basılmıyor ve adayların adreslerine gönderilmiyor.

Sınava giren adaylardan tam puan alanların isim ve kimlikleri açıklanmıyor.

Sınav cevap kağıtları erişime açılmıyor.

Açıklanan tek şey “açıklama yapılmayacağı”.

Bunların tamamı yasalara, hak ve özgürlüklere aykırı uygulamalardır.
         Mahalli İdareler Genel Seçimine, 30’u Büyükşehir olan 81 ilde, 26 siyasi parti girdi.

Yerel seçim öncesi, Tape ve CD olarak tanımlanan konuşma kayıtları yasaklandı.

Bütün dünyanın iletişim aracı olan “twitter” yasaklandı.

Onu takiben “youtube” yasakladı.
Hak ve özgürlüklere darbe vuruldu.
Yasaklanmayan tek şey “yasaklamalar” oldu.
Orhan Veli’nin şiirinde olduğu gibi “yasaklar bedava” :
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava,
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava.
Peynir ekmek değil ama,
Acı su bedava,
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.