Değerlendirmeler özetle şöyle:

ZORUNLU DERS OLSUN: Kadına yönelik şiddet, cinsiyet ayrımcılığı gibi sorunların çözümü için ilkokullarda insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konularının zorunlu ders olarak müfredata konulması sağlanmalı.

TUTUKLULUK İTİRAZLARI: Sulh Ceza Mahkemelerinde, tutukluğa itirazın yine başka bir sulh ceza mahkemesine yapılması yanlıştır. Birbiriyle sicil olarak denk olan bu mahkeme heyetleri, birbirinin kararını bozmuyor; bu da yargılananın aleyhine oluyor. İtirazların farklı bir mahkemeye yapılması sağlanmalı.

SAVCILARIN YETKİLERİ: Mahkemelerin tahliye kararlarına karşın savcıların itiraz etme hakkı kaldırılmalı. 15 Temmuz darbe girişimin ardından verilen bu hak kötüye kullanılıyor. Üç kişilik kıdemli mahkeme heyetinin verdiği karara savcının itiraz etmesi yanlıştır. Mahkemeye olan güveni sarsmaktadır.

BİREYSEL BAŞVURU: Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, anayasada çizilen çerçevede yapılabiliyor. Oysa Türkiye, AİHM’ye taraf. Bireysel başvuru hakları, bu mahkemenin belirlediği kurallara göre yapılmalı ve Anayasa’daki hükümler genişletilmeli.

MECLİS’TE ONAYLANSIN: AİHS’nin eşitlik, ayrımcılık ve liyakatle ilgili maddeleri içeren 12 numaralı protokolünün TBMM’nin onayına sunulması ve yürürlüğe girmesi sağlanmalıdır.

TCK 299’A İTİRAZ: Cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen TCK’nın 299’uncu maddesi kaldırılmalı. TCK’nın 125’inci maddesi zaten devlet büyüklerine yönelik hakaretleri düzenliyor. Böyle farklı bir maddenin olması ve kullanılış biçimi sıkıntı yaratıyor.

TÜRKÇEYE ÇEVİRİ: AİHM’nin sadece Türkiye ile ilgili kararları Türkçeye çevriliyor. Oysa mahkemenin diğer dava sonuçlarının da Türkçeye çevrilmesi gerekir. Böylece hukukçular, tüm Avrupa’daki uygulamaları ve kararları görerek, kendilerini geliştirebilirler. (Nuray Babacan / Hürriyet)