TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu AK Partili Hakan Çavuşoğlu, başkanlığında toplandı. Komisyona katılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, komisyon üyelerinin insan haklarının geliştirilmesine ilişkin somut öneri ve değerlendirmelerini dinledi. Bakan Gül, yaptığı konuşmasında ise  İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun özellikle cezaevlerinin denetlenmesi konusunda Adalet Bakanlığı’na verdiği katkıların önemine dikkat çekti. 

'ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ'

Komisyona katılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, İnsan Haklarıı İnceleme Komisyonu’nun özellikle cezaevleri ile ilgili ikaz ve tavsiyelerinin çok kıymetli olduğunu belirterek, "AK Parti ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde insan haklarını geliştirme yönünde Anayasa başta olmak üzere kanunlarda çok önemli adımlar atıldı, reformlar yapıldı. İşkenceye sıfır tolerans, insan haklarını daha da güçlendiren tüm adımlar atıldı. Yine insan hakları çerçevesinde atılacak adımlar nelerdir, bu konu üzerinde çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl, Yargı Reformu Strateji Belgesi kamuoyuna açıklanmıştı. Oradaki hedeflerden birisi de İnsan Hakları Eylem Planı'nın güncellenmesi. İnsanın düşüncesi, fikri, etnik aidiyeti, kökeni ne olursa olsun, neye inanırsa inansın, insan onuru her şeyin üzerindedir ve idare insanın onurunu yüceltme, korumayla mükelleftir. Bizler de eylem planı çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mülkiyet hakkı, diğer ceza yargılamasıyla ilgili hususlar, idarenin bu anlamda atması gereken diğer adımlarla ilgili de bize düşen, yapılması gereken ayrıca çalışmalar var. Elbette kanun gereken konularda da yasama üyelerinin takdirleriyle yasalaşması gereken konular var" diye konuştu.

ÇAVUŞOĞLU: BAŞVURULARIN DÖRTTE ÜÇÜ CEZAEVİ 

Komisyon Başkanı Çavuşoğlu, komisyona yapılan başvuruların dörtte birlik kısmının adil yargılanmayla ilgili olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Başvuruların genel olarak suçsuzluk karinesinin ihlal edilmesi, yargılamaların makul sürelerde bitirilememesi, tutukluluk sürelerinin uzunluğu, tutuklamaya alternatif koruma tedbirlerinin uygulanamaması ve savunma hakkının engellenmesi iddialarını içerdiği görülmektedir. Bu sorunların çözülmesi için bazı hususlarda düzenleme yapılması gerekliliği olmakla birlikte uygulamadan kaynaklı sorunların da yapılacak farkındalık çalışmalarıyla giderilmesinin mümkün olacağı kanaatindeyim.

Komisyonumuza yapılan başvuruların neredeyse dörtte üçlük kısmını ise ceza infaz kurumlarında yaşandığı iddia olunan sorunlar oluşturmaktadır. Bu başvurularda belirtilen şikayetlerin büyük kısmını da isteğe bağlı nakil taleplerinin reddedilmesi, gerek revir gerek dış hastane sevklerinin zamanında yapılmaması, muayenelerde doktor ve hasta mahremiyetini engelleyecek şekilde görevli nezareti, kelepçeli muayene uygulaması, görüş sürelerinin fiilen kullandırılmaması, görüş saatlerinin çocuğu olan tutuklu ve hükümlüler bakımından bu husus göz önünde bulundurulmaksızın düzenlenmesi, hükmün ertelenmesi müessesinin uygulanmaması."

CHP'Lİ TANAL: TWEET ŞİKAYET SÜRESİ SINIRLANDIRILMALI

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, yargı alanındaki eksiklikleri, önerileri ile birlikte sıraladı. Tanal, "Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs suçundan 'yapılmakta olan soruşturma' ibaresi çıkarıldı, tekrar getirilmesi gerekiyor. Sıradan vatandaş bir twit atıyor, beş altı yıl sonra karşılaşıyor. Bu tür suçlar, şikayete bağlı.

Bu şikayet süresini bir yıl mı altı ay mı bir süre belirlenmesi gerekiyor. Sürekli baskı aracı olması doğru değil. Şikayet süresinin sınırlandırılmasını öneriyoruz. Çocuklara cinsel istismar suçundan hüküm giyenler var. Bu infaz tanındıktan sonra 10 yıl süreyle bu kişinin izlenmesine ilişkin teklifimiz var. İnternet gazeteciliği yapan kişi, gazeteci sayılmıyor. Suç varsa Basın Kanunu çerçevesinde olması lazım. Bunun düzenlenmesi gerekiyor" diye konuştu.

TANRIKULU: TUTUMSUZLUK, GÜVENLİK GÜÇLERİNE KEYFİLİK KAZANDIRIYOR

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ağır insan hakkı ihlalleri yaşandığın belirterek, “Ahmet Şık, helikopterden itilen yurttaşlarla ilgili rapor hazırladı. Tek açıklama yapılmadı. Bu güvenlik güçlerine keyfilik kazandırıyor. Herkesin gözü önünde gerçekleşen bu olaylar için tutum alınması lazım. İşkence bir yöntem olarak kullanılıyor.

Adalet Bakanlığı'nın tek başına tutum alması yetmez, İçişleri Bakanlığı'nın da tutum alınması lazım ki hükümet politikalarında adım atılacağı ortaya çıksın. Yürüyüş hakkı... Bunu kullanmak mümkün değil. Ermenek'ten işçiler yürüyemediler. Nedeni COVİD değil. Cumartesi Annelerinin 1995'ten beri oturdukları alan iki yıldır yasaklı. Baro başkanları yürüyemiyorsa, 'toplantı ve yürüyüş hakkı garanti altındadır' diyemezsiniz" dedi.

HAKVERDİ, KADIN CİNAYETLERİ VE HAYVAN HAKLARINI ANIMSATTI

CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Adalet Bakanı ve yardımcısı çıkarılarak bağımsız bir Hakimler Savcılar Kurulu oluşturulmasını isterken, ““KHK ile mağdur edilenlerin hakkaniyetli ve bağımsız bir yargı tarafından yeniden gözden geçirilmesinin ayrıntılı bir yasal düzenleme ile önü açılmalıdır.

CMK 104 ve ilişkili olduğu maddelerde cumhuriyet savcılığının salıvermeye itirazları kaldırılmalıdır. Kadın cinayeti tanımlanmalı ve kanunlarda yaptırımlarda ağırlaştırıcı hükümler konulmalıdır. Hayvan hakları konusunda ayrıntılı yasal düzenlemeler, önleyici tedbirler ve cezai müeyyideler tesis edilmelidir” dedi.

HDP'Lİ KILIÇ: HASTA MAHPUSLAR CEZAEVİNDE TUTULUYOR

HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Karakoç da şöyle konuştu:

"İnsan hakları, insan onurunu yüceltmek temel amaç ise sorunları görmezden gelmemek gerekiyor. Cezaevlerinde ciddi sorunlar var. Kalabalık sorunu çözülmek zorunda. 15 kişilik koğuşlarda 30 kişinin kaldığını ve özellikle pandemi koşullarında bunun çok ciddi sıkıntı oluşturduğunu ifade etmek gerekiyor. Görüşçü olarak gittiğimizde, bir saatlik süre yarım saate kadar iniyor. Mesela ben Muş'ta oturuyorum, yakınım Edirne'de nasıl gideceğim.

AİHM' in aile bütünlüğü kararı var. Çocuklarıyla kalan mahpuslarda da çok ciddi sorun var. Çocuklara iaşenin eksik yapıldığını ve yetişkinlerin arasında kaldıkları için ruhsal sorun yaratabildiğini ifade etmek gerekiyor. Sansür meselesi var. Mektupların sansürlenmesi, süreli yayın alınmaması durumu var. Mektuplaşmaya akraba kriterinin konulması kabul edilemez. Kelepçeli muayene dayatması var. Bu konuda bir dayatma var ve kötü uygulama. İdeolojik katı bir durum takıldığını görüyoruz. Açlık grevi süreçlerinde ayağa da pranga takılmak isteniyor. Hasta mahpuslar tahliye edilmiyor. Bu meselenin gerçekten insan onuru ile bağdaşır şekilde çözülmesi gerekiyor.”

CHP'Lİ ÜNSAL: COVİD SAYISI KAÇ ?

Komisyon Üyesi ve CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, cezaevlerinde COVİD-19 test sayısını, vaka sayısını, vefat sayısını sordu.

HDP'Lİ GERGERLİOĞLU: HAZİRANDAN BERİ AÇIKLAMA YAPMIYORSUNUZ, BEN YAPIYORUM

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, cezaevindekilere yönelik ihlallerin arttığın belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hasta mahpuslara yönelik ihlaller davam ediyor. Uzun tutukluluk meselesi çok büyük bir yara. Son yargı reformu ile giderilemedi, cezaevleri çok kötü durumda. COVİD dolayısıyla ölen çok mahkum var. Hazirandan beri açıklama yapmıyorsunuz. Açıklamaları ben yapıyorum genellikle, siz yanık vermiyorsunuz. Ahmet Kaptan, İskenderun Cezaevi'nde infaz ertelenmesini gecikmesiyle cezaevinde vefat etti, kanser hatasıydı. Hasta mahpuslar konusunda bir yıl infaz erteleme olmasını istiyoruz. Çocukların sayıları açıklanmıyor. Büyük ihlaller var. Anne baba mahpuslukla ilgili düzenleme gerekiyor. Çocuklar sefil oluyor.”

KISA SÜREN 'SOYLU' GERGİNLİĞİ YAŞANDI

Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için 'sayın' diye hitap etmeyeceğini söylemesi üzerine Bakan Gül, burada olmayan bir bakan hakkında konuşulmasının doğru bulmadığını söyledi. Komisyon Başkanı Hakan Çavuşoğlu da temiz bir dil kullanılması gerektiğini ifade etti. Şık, Servet Turgut ve Osman Şiban'ın helikopterden atıldığı iddiasını gündeme getirerek, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda "Milis oldukları apaçık ortada" ifadelerini kullandığını anımsattı.

BAKAN GÜL: EN İYİ REFORM UYGULAMA”

Komisyondan çok iyi veriler aldığını belirten Adalet Bakanı Gül, eleştirilerin ardından yeniden söz alarak şöyle konuştu:

"Tek tek not aldım. Asıl olan insandır ve bütün uygulamamızda inancımız bu. Kişilere göre, siyasi görüşe göre ayrı tutum olduğunda, bu evrensel ilkeler yerleşmeli. Kamu kurumunda ortak eylem planı olmalı. Kamu kurumlarının bu tutumu ortaya koyması açısından hükümetin şu anki tutumu, daha da güçlendirilmesine yönelik. Bir cezaevinde herhangi bir memurun yaptığını bunların hepsi kurban edilemez. Sıfır tolerans devam edeceğiz. En iyi reform, uygulamadır. En iyi uygulama, en iyi reformdur. Eğitim ve farkındalık ile bunları yoğunlaştıracağız. Süleyman bakanımızın bulunmaması nedeniyle, güvenlik ve özgürlük dengedir... Terörle mücadele de insan hakkı mücadelesidir. Hem güvenlik hem özgürlük olacak. Annesinin yanında kalan çocuk sayısı da infaz paketinden sonra 338. Anne ve çocuk baş başa kalanlar var, Diyarbakır'da başlattık."