1. Uluslararası Medya ve İslamofobi Sempozyumu’nda konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, sempozyumun İslamofobi ile mücadele çabalarına katkı sunacağına inandığını söyledi. İslamofobi temelde bir insan hakları sorunu olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Bakan Gül, İslamofobi’nin, Müslümanlara düşmanlık ve nefret söylemi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının çağdaş yansıması haline geldiğini ifade etti.

Demokratik bir toplumda nefret suçuna asla yer olmadığına ve kabul edilemeyeceğini vurgulayan Bakan Gül, İnsan Hakları Eylem Planı’nda ayrımcılık ve nefret suçları ile mücadeleyi en üst seviyeye çıkaran faaliyetler öngördüklerini, bu suçlara ilişkin Türk Ceza Kanunu‘nda yeni bir düzenleme yapacaklarını da kaydetti.

HUKUK TEMELİNDE ELE ALINMALI

Bu meselenin hukuk temelinde ele alınması ve yanıt verilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Gül, “İslam ve Müslüman düşmanlığının özellikle Avrupa coğrafyasında giderek yaygınlaştığını görüyoruz. Birçok ülkede Müslüman kardeşlerimiz sırf kimliklerinden dolayı ayrımcılığa, şiddete, zulme ve nefret söylemine maruz kalmaktadır. Son zamanlarda İslam’a ve Müslümanlara yönelik hakaretler, yaftalamalar ve terör saldırıları hepimizin hafızalarında tazeliğini korumaktadır. 11 Eylül saldırılarının ardından büyük oranda artış gösteren İslamofobi, Batı’da sosyal hayatı önemli oranda etkilemiş, etkilemeye devam da etmektedir. İslam’a ve Müslümanlara karşı duyulan temelsiz korku ve hoşgörüsüzlük, özellikle son yıllarda hızla yaygınlaşarak uluslararası barışa zarar verecek boyuta gelmiştir. Ecdadımızın özenle koruduğu, her dinden insanın barış ve esenlik içerisinde yaşadığı bazı haritalardaki insanlar bugün maalesef kanla, gözyaşıyla, zulümle imtihan olmaktadır. Aslında bu onların imtihanı değil, bütün insanlığın imtihanıdır. Burada uluslararası kamuoyunun ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası mekanizmaların aktif bir şekilde harekete geçmesi zorunluluk arz etmektedir.” dedi.

‘NEFRET SUÇLARIYLA MÜCADELEYİ EN ÜST SEVİYEYE ÇIKARACAĞIZ’

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı’ndan nefret suçları ile mücadeleyi en üst seviyeye çıkaran faaliyetler öngördüklerini bildirdi. Eylem Planı’nın, ortak tarih, kültür ve medeniyetten kaynaklanan çeşitliliği ve çoğulculuğu yaşatmak ve geliştirmek noktasındaki kararlılığı da ortaya koyduğunu belirten Bakan Gül, şöyle konuştu:

“Nefret söylemi ile mücadele kapsamında; dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, mezhep ve benzeri nedenlerle yapılan nefret söylemi ve ayrımcılıkla etkili bir şekilde mücadele edeceğiz. İslam ve yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve ırkçılık gibi ayrımcılık ve nefret söylemi/suçu teşkil eden ulusal ve uluslararası düzeydeki gelişmeler takip edeceğiz ve periyodik raporlar hazırlayacağız. Ayrımcılık ve nefret suçlarına ilişkin Türk Ceza Kanunu‘nda yeni bir düzenleme yapacağız ve bu suçlarla etkili bir şekilde mücadele etmek amacıyla soruşturma kılavuzları oluşturacağız. Ayrımcılık ve nefret suçlarından daha fazla etkilendiği değerlendirilen mağdurlara yönelik olarak psiko-sosyal ve hukuki destek vereceğiz. Ayrımcılık ve nefret suçları ile kabahatlere ilişkin veri tabanı oluşturulması ve istatistiklerin sağlıklı bir şekilde toplanmasını sağlayacağız, bu amaçla kolluk ve savcılık personeline eğitim vereceğiz.”

Bakan Gül, nefret suçlarıyla mücadelede denetleme, önleme ve yargılama yetkisine sahip uluslararası mekanizmaların kurulması gerektiği inancında olduğunu belirterek, bu konuda Adalet Bakanlığı olarak her türlü desteği vermekten geri durmayacaklarını sözlerine ekledi.